– Dinlemek, sevmektir.
– İyi insanın içinde, kötü şey durmaz.
– Kötü insanlarla arkadaşlık edenler, iyi insanlar hakkında kötü düşünmeye başlar.
– Çileye talibiz, ona bile bırakmıyorlar yaşayalım.
– Ölümü gösteriyorlar, sıtmaya razı ediyorlar.
– Arefeyi yaptırıyorlar, bayramı göstermiyorlar.
– Dünyada en çok acı çekenler, birbirine katlanmak zorunda kalanlardır.
– Dereyi görmeden paçaları sıvama!
– Siyasetçi gelecek seçimleri, devlet adamı ise gelecek nesilleri düşünür.
– En başarılı komutan, savaşmadan zafer kazanandır.
– Gerçekte herkes ölür ama herkes yaşamaz.
– Önemli olan senin inanman değil, Onun sana ne kadar inandığıdır.
– Koşulsuz olarak iyiyi isteyen, başkası için iyi olandan – tanrı için bile olsa – daha muteberdir.
– Sizin yüksekliğiniz, bizim eğilmişliğimizdendir.
– Üzülmek, pişman olmaktan iyidir.
– Hata yapmaktan korkan, doğrusunu öğrenemez.
– Öfke gelince göz kızarır, öfke geçince yüz kızarır.
– Dostunu yüzünden, düşmanını gözünden tanırsın.
– Dost başa, düşman ayağa bakar.
– Hayat, çok kısa olabilir ama bu onun ilginç ve eğlenceli olmayacağı anlamına gelmez.
– Aklına kötü şeyler getirmezsen, kötü şeyler olmaz.
– Bugün dünden iyi, sadece yarından daha kötüdür.
– Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.
– Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma!
– Aslolan başkasını değil, kendini değiştirmektir.
– Danışan dağ aşar, danismayan düz ovada şaşırır.
– Birinin seni anlayabilmesi için, senin düşündüklerini daha önce, en az bir kere onun da düşünmüş olması gerekir.
– Güce tapan, kana susar.
– Kanı kanla değil, suyla yıkarlar.
-Şiddet, şiddeti doğurur.
– Her şeyin aşırısı, tersini besler.
– Her zaman alttan alırsan, altta kalırsın.
– Kötülerin kazanması için, iyilerin seyirci kalması gerekir.
– Her şerde bir hayır, her hayırda da bir şer vardır.
– Dut ağacından oklava, darı unundan baklava olmaz.
– Papaza kızıp, dinden çıkılmaz.
– Kaş yapayım derken, göz çıkarılmaz.
– Bundan iyisi, Şam’da kayısı.
– Yanlışta ısrar edilmez, o yanlışı bir yerden çevirmek lazım.
– Affedememek; affedilemeyene bağlılıktır, bir yüktür, ömür boyu taşınmaz.
– Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
– Keskin sirke, küpüne zarar.
– Öfke ile kalkan, zararla oturur.
– Dünyada en güzel şey, olmasını en çok istediğin şeydir.
– Tarih; insanın bozduklarıdır.
–Tarih: kazananların kaybedenler için yazdığı, menkıbelerdir.
– İnsanlık tarihi; kurallarını tanrının koyduğu, “medeniyet kurmaca oyunu”dur.
–Tarih; eserlerini iki defa oynarmış, önce trajedi sonra da komedi olarak.
– Aptallar konuşur, akıllılar dinler.
– Abdala malum olur.
– Güç, sabrın içindedir.
– Öyle insanlar var ki; konuşur, konuşur, konuşur… tâ ki söyleyecek bir şey buluncaya kadar.
– Sevmek, ihtiyaç duyulduğunda bulunman gereken yerde olmaktır.
– Aşk, birinin sahip olmak istediği diğerininse köle olmak istemediği ilişkinin adıdır.
– Aşk, patolojik bir durumdur.
– Evlilik, cinselliğin meşru halidir.
– Kız evden gider, oğlan elden gider.
– Erken kalkan “yol” alır, erken evlenen “döl” alır.
– Büyük şeylerin, küçük başlangıcı olur.
– Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse!
– Gençler ümitle, yaşlılar hatıralarıyla yaşar.
– İnsan, ne kadar reddetse de bir şeylere inanma ihtiyacı duyar.
– Yarınlar, rahatlarına kıyabilenlerindir.
– Sarraf olmayan ne bilsin, zanneder her taş incidir.
– Tanrım! Bende düşmanlarımı altedecek cesaret var, sen beni dostlarımdan koru!
– Her daim, mutlu bir azınlığa hizmet eden, mutsuz bir çoğunluk olmuştur.
– Kart kedi, taze sıçandan hoşlanır.
– Göz görmeyince, gönül katlanırmış.
– Gözden ırak olan, gönülden de ırak (uzak) olur.
– Göz olanı, akıl olacak olanı görür.
– Her şey olacağına varır. Sadece, olmuşla ölmüşe çare yok.
– Dünya hayatı; hesaplaşma değil helalleşme, darılma değil dayanma yeridir.
– İki gün yatak, üçüncü gün toprak, misafirlik üç gün…
– Eğitim; kökleri acı, meyvaları tatlı bir ağaçtır.
– Dil dile değmeden, dil öğrenilmez.
– Bataklığı kurutmadığınız sürece, sivrisinekler olacaktır.
– İnsanlarla ilişkin, ateşle olduğu gibi olsun! Çok yaklaşma yanarsın, uzaklaşma donarsın.
– Uluslararası ilişkilerde; haklının gücünden değil, güçlünün haklılığından bahsedilir.
– Her millet, layık olduğu şekilde yönetilir.
– Su uyur, düşman uyumaz.
– Ayıdan post, düşmandan dost olmaz.
– Zirveye çıkarken, yanından geçtiğin insanların yüzüne iyi bak, çünkü dönüşte tekrar karşılaşacaksın!
– Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.
– Boynuz, kulağı geçer.
– Ağlamayan çocuğa, meme verilmez.
– Doğmamış çocuğa, don biçilmez.
– Alışmamış götte, don durmaz.
– Alışmış, kudurmuştan beterdir.
– Aç köpek, kudurur.
– Görmemişin oğlu olmuş, çekince çükünü koparmış!
– Kendini geliştirmek, mukayese etmektir.
– Bir fikri herkes paylaşıyorsa, o fikrin doğruluğundan şüphe ederim.
– Burjuva olmanın önemli kriterlerinden biri, en az üç nesil üniversiteli olmakmış!
– Küçükken ele alırsanız, olanaklar sınırsızdır.
– Ağaç, yaşken eğilir.
– Hiç kimse, vazgeçilmez değildir.
– İyiler, mutlaka kazanır.
– Son gülen, iyi güler!
– Düşenin, dostu olmaz.
…
– Attığın taş, ürküttüğün kurbağaya değsin.
– Ayağına değmedik taş, başa gelmedik iş kalmaz.
– Yuvarlanan taş, yosun tutmaz.
– Taş ol da baş yar!
– Ummadık taş, baş yarar.
– Taş yerinde ağırdır.
– Meyve veren ağaç, taşlanır.
….
– Mal, canın yongasıdır.
– Cana gelen, mala gelsin.
– Az veren candan, çok veren maldan.
– Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar.
– Yemeyenin malını yerler.
– Fazla mal göz çıkarmaz.
– Mal mülkle fazla uğraşmaya gelmez, ya mal olursun ya da zürriyetten!
– Dünya malı, dünyada kalır, kefenin cebi yok!
– Otuzuna kadar çocuk sahibi, kırkına kadar mal sahibi olamayandan hayır gelmez.
– Fakirlik kayıptır, fakirin sahibi olmaz.
….
Mal sahibi mülk sahibi
Hani bunun ilk sahibi
Mal da yalan mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan
YUNUS EMRE
……….
– Minareyi çalan, kılıfını hazırlar.
– Devişin fikri neyse zikri de odur.
– Perşembenin gelişi, çarşambadan belli olur.
– Korkulu rüya görmektense, uykusuz kalmak iyidir.
– Tencere dibin kara, seninki benden kara!
– Terzi kendi söküğünü dikemezmiş.
– Dost başa, düşman ayağa bakar.
– Çok muhabbet, tez ayrılık getirir.
– Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla!
– Çiğ yemedim ki, karnım ağrısın!
– Namazda gözü olmayanın, ezanda kulağı olmaz.
– Abdestimden şüphem yok ki, namazımdan olsun!
– Yarası olan gocunur.
– Bir ipte iki cambaz oynamaz.
– Su testisi su yolunda kırılır.
– Armut dibine düşer.
***
– Derdini söylemeyen, derman bulamaz.
– İyi olacak hastanın, doktor ayağına gelirmiş.
– Güneş girmeyen yere, doktor girer.
– Ev alma, komşu al.
– Borç yiğidin kamçısıdır.
– Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmektir.
– Kurt ol da gel beni ye!
– Aç tavuk rüyasında, kendini “darı ambarında” görürmüş!
– İnsan eti, ağırdır.
– Et girmeyen yere, dert girer.
– Bir dirhem et, bin ayıp örter.
– Ananız dert yesin, yarım yarım dört yesin!
– Pişmiş aşa, su katılmaz.
– Azıcık aşım, kaygısız başım…
– Tok, açın halinden anlamaz.
– Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar.
– Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş!
– Her yiğidin, bir yoğurt yiğişi vardır.
– Boğaz, dokuz boğumdur.
– Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz.
– Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!
*
– Aslan yattığı, yerden belli olur.
– Elin yumruğunu yemeden, kahraman olunmaz.
– Davul bile, dengi dengine vurur.
– Uzaktan davulun sesi, hoş gelir.
– Deliye hergün bayram.
– Kızını dövmeyen dizini döver.
– Kızı başıboş bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya gider.
– Taşıma suyuyla, değirmen dönmez.
– Sel gider, kum kalır.
– Üzüm üzüme baka baka kararır.
– Her şeyin azı karar, çoğu zarar.
– Zorla güzellik olmaz.
– Kadının fendi, erkeği yendi.
– Geline “oyna” demişler, “yerim dar” demiş!
– Bekara, “karı boşamak” kolaydır.
– Ya çekiç olursun ya da örs.
– İşleyen demir ışıldar.
– Takke düştü kel göründü.
– Ser verir, sır vermez.
– Dost acı söyler.
– Ne yardan geçerim ne de serden!
– Birini sevmek, ona benzeme eğilimi göstermektir.
– Birinden nefret etmek, onu öldürmeyi istemektir.
– Sövene dilsiz, dövene elsiz olmalı.