– Deveye sormuşlar, “inişi mi yoksa yokuşu mu seversin?” diye, o da “düzün suyu mu çıktı” demiş.
– Deveye sormuşlar, “boynun niye eğri?” diye, o da “nerem doğru ki?” demiş.
– Deveye diken, insana söven yaraşır.
– Ya bu deveyi güdeceksin ya da bu diyardan gideceksin.
– Deliye laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur.
– Bir tutam ot, deveyi yardan uçurur.
*
– Kurda sormuşlar, “boynun niye kalın?” diye, o da “kendi işimi kendim görürüm de ondan!” demiş.
– Gezen kurt, yatan kurttan daha iyidir.
– Kurt gözünü karartınca, sürüyü hesaba katmazmış.
– Kurt kocayınca, itin maskarası olurmuş!
– Ağacı kurt, insanı dert yer.
– Kurt ol da gel beni ye!
– Kurt, dumanlı havayı sever.
– Kurt, kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.
– Kurt kuzuyu yemeye karar verince, kuzunun suyu bulandırdığı bahanedir.
– Kurt yediği koyuna bakar, kaç koyun öldüğüyle ilgilenmez.
*
– Atın iyisine doru, insanın iyisine deli derler.
– Gelin ata binmiş, “ya nasip” demiş!
– At izi, it izine karışmış.
– Ata et, ite ot verilmez.
– Atın ölümü, arpadan olsun.
– Boş torbaya, kısrak gelmez.
– At, sahibine göre kişner.
– Dere geçerken, at değiştirilmez.
– Hızlı giden atın boku, seyrek düşer.
– Yumuşak atın, çiftesi pek olur.
– Atım at oldu, sahibi malabat oldu.
– Beyden gelen atın dişi sayılmaz.
– Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at, kapında varsa hepsini kaldır at!
– At ölür meydan kalır, yiğit ölür şanı kalır.
– Ata kızıp eşşeği yol arkadaşı seçenin, gideceği yer ahırdır.
– Dört ayağı varken, at bile tökezler. (Abhaz Atasözü)
*
– İte bak, yattığı yere bak!
– İt ite, it de kuyruğuna buyuruyor.
– Isıracak köpek, dişini göstermez.
– Havlayan köpek ısırmaz.
– İti an, çomağı hazırla!
– İt ürür, kervan yürür.
– İt, iti ısırmaz.
– Aç köpek kudurur.
– Aç köpek fırın deler.
– Eceli gelen köpek, cami duvarına işermiş!
– İt ile dalaşmaktansa çalıyı dolaşmak yeğdir.
– Köpekle yatan, pireyle kalkar. (İspanyol Atasözü)
*
– Taş var köpek yok,
taş yok köpek var,
taş var köpek var
ama kralın köpek
sıkıysa at taşı!
(Saskritçe bir şiir)
*
– El elin eşşeğini, türkü çağırarak arar!
– Eşşeğin sevmediği ot, burnunun dibinde bitermiş!
– Eşşeğe altın semer vursan da eşek yine eşektir.
– Eşşeği seven, ossuruğuna katlanır!
– Sıpanın oynaması, eşşeği yoldan çıkarır.
– Eşek ölür semeri kalır, insan ölür eseri kalır.
– Ölmüş eşek, kurttan korkmaz.
– Mektep cehaleti alır, merkeplik (eşeklik) baki kalır.
– Eşşeğin hatırı yoksa, sahibinin de mi yok?
– Adam namussuz olmaya görsün, sevmeyeceği eşşeğin önüne ot koymaz.
– On tane eşşeğin olacağına, adam gibi bir enişten olsun yeter!
– Allah bir garibi sevindirmek isterse, önce eşşeğini kaybettirir, sonra da buldururmuş!
– Eşşeğe içki içrmişler, çulunu bahşiş bırakmış.
*
Ehli keyfe keyif verir, kahvenin kaynaması,
Eşşeği yoldan çıkarır, sıpanın oynaması.
*
– Ömrünün sonuna kadar eşeğe binmektense, bir yıl ata binmek yeğdir. (Hollanda Atasözü)
– Eşek, eşekle dost olur. (Latin Atasözü)
– Bir insan sana eşek derse umursama ama beş kişi diyorsa, git kendine bir semer al. (Amerikan Atasözü)
*
– Bir boklu dana, bütün sürüyü boklamaya yeter.
– El danasından, öküz olmaz.
– Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa!
– Öküz öldü, ortaklık bozuldu.
– Kork nisanın beşinden, öküzü ayırır eşinden.
*
– Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış!
– Tavşana kaç, tazıya tut diyorlar.
*
– Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer, kürkçü dükkanıdır.
– Kafasında kırk tilki dolaşır, kırkının da kuyruğu birbirine değmez!
– Sen tilkiysen ben de kuyruğuyum.
– Tilkiyi canından eden parlak postudur, insanı canından eden hain dostudur.
*
– Yılanın başını, küçükken ezeceksin.
– Bana dokunmayan yılan, bin yaşasın.
– Yılandan korkmam, yalandan korktuğum kadar.
*
Koçyiğitin eğlencesi yarinenmiş.
– Kasap “et” derdinde, koyun “can” derdinde!
– Her koyun, kendi bacağından asılır!
– Maydanoza gelince kırt kırt, sapına gelince mee!
– Ya sürüdensin ya da çoban.
– Bir kazanda iki koç kaynamaz. (Moğol Atasözü)
*
– Kart kedi, taze sıçandan hoşlanır.
– Kedi kendi götünü görmüş, “ne büyük yaram var!” demiş.
– Kedi uzanamadığı ciğere, “murdar” dermiş.
– Aslan yattığı yerden belli olur.
– Önemli olan kedinin ak ya da kara olması değil, fareyi yakalamasıdır. (Mao)
– Eğer bir fare, kediye gülüyorsa yakınlarda bir delik var demektir.
(Nijerya Atasözü)
– Aslanlar kendi tarihlerini yazmadıkça, onların tarihini avcılar yazmaya devam edecektir.
(Afrika Atasözü)
– Fareye “aslan nedir?” diye sormuşlar, “kediyi” göstermiş.
(Arnavut atasözü)
*
– Bataklığı kurutmadığınız sürece sivrisinekler olacaktır.
– Pire için, yorgan yakılmaz.
– Pire itte, bit yiğitte bulunur.
– Yavşak büyüdü bit oldu, enik büyüdü it oldu.
– Maşallah “danazorlar”, dinozorların yokluğunu aratmıyor!
– Zürefanın düşkünü, beyaz giyer kış günü.
*
– Attığın taş, ürküttüğün kurbağaya değsin.
– Dereye su gelinceye kadar, kurbağanın gözü patlarmış.
*
– Kuyudaki kurbağa, gökyüzünü kuyunun ağzı kadar sanır.
(Çin Atasözü)
*
– Balık, baştan kokar.
– İyilik yap denize at, balık bilmezse “halık” bilir.
– Kaçan balık, büyük olur.
– Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, “beyaz adam” paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.
*
– Küçük derede, büyük balık olmaz.
(Kızılderili Atasözü)
*- Sular yükseldikçe balıklar karıncaları yer, sular çekildikçe de karıncalar balıkları, kimse bugünkü üstünlüğüne, gücüne güvenmemeli. Çünkü, kimin kimi yiyeceğine, suyun akışı karar verir.
(Afrika Atasözü)
– Dilinde bülbül, kalbinden katil! (Arnavut Atasözü)
– Kartal için, bir güvercini mağlup etmek şeref değildir.
(İtalyan Atasözü)
– Kartala ok değmiş, o da kendi yeleğinden.
– Geriye gitsem akbaba, ileri gitsem atmaca!
– Her kuşun eti yenmez!
– Bülbülü altın kafese koymuşlar, yine “vatanım” demiş!
– Bülbülün sustuğu yerde, baykuşlar öter.
– Bıldırcının beyliği, arpa biçimine kadardır.
– Leyleğin ömrü “lak lakla”, dervişin ömrü “beklemekle” geçermiş!
– Kargalar kartallarla, kediler aslanlarla aşık atamaz.
– Kılavuzu karga olanın, burnu boktan kurtulmaz.
– Besle kargayı, oysun gözünü!
– Kargaya yavrusu, kuzgun görünürmüş!
– Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı!
– Kaz gelecek yerden, tavuk esirgenmez.
– Aç tavuk kendini, “darı ambarında” görürmüş!
– Civciv yumurtadan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş.
– Vakitsiz öten horozu, keserler.
*
– Aç ayı oynamaz.
– Armudun iyisini, ayılar yer.
– Köprüyü geçinceye kadar, ayıya “dayı” denir!
– Ayıdan post, düşmandan dost olmaz.
– Ayı yavrusunu severken, duvardan duvara vururmuş!
– Bahtsız bedeviyi, çölde kutup ayısı kovalarmış!
*