Posts Tagged ‘İpucu’

GÖRME ENGELLİLERDE YÖNELİM VE BAĞIMSIZ HAREKET EĞİTİMİ

Pazartesi, Şubat 19th, 2018

 BAĞIMSIZ HAREKET ve YÖNELİM BECERİLERİ

 (AHMET AĞI) 

Bağımsız hareket; bir başkasına bağımlı olmadan ya da en az yardımla kendi başına istenilen yere gidip gelebilme yeteneğidir. Bu yeteneği açığa çıkarmak için, geliştirilen tekniklerin tümüne birden, “Bağımsız Hareket Eğitimi” diyoruz.

Bağımsız hareket eğitiminde öğretilen tüm davranış ve teknikler, görme engelliler gözlemlenerek, en güvenli ve kolaylık sağlayanın seçilmesi sonucu belirlenmiştir.

Akla ve mantığa aykırı olan, “Bağımsız Hareket” eğitimine de aykırıdır.

İki ana konudan oluşur:

1-Güvenli yürüyüş teknikleri; zamana zemine göre, rehber eşliğinde kenar takibi yaparak yürümektir.

2-Yön bulma (yönelim/oryantasyon/konumlama); zihinsel harita oluşturup, rota belirleyebilmektir.

-GEB (Görme Engelli Birey); daima kendini koruyacak ve yol gösterecek, bir rehberin arkasında yürümelidir.

Rehber, yol göstermesinin yanında, tehlike karşısında da koruyarak yardımcı olmalıdır. Görenler, GEB’e nasıl yardımcı olacağını bilmediği için, onu da yönlendirecek olan, GEB’dir.

GEB için rehber, başkasının gözünden ya da göz gibi kullanabileceği bir şeyden yararlanmasıdır.

-Rehber, GEB’i bırakmadan, GEB onu bırakmamalıdır.

Rehber; gören kişi, klavuz köpek, baston, eller, navigasyon cihazları v.s.

Yön bulmak, kendini konumlandırabilmektir. Bulunduğu yer ile etrafında olanların mesafe ve yönlerini tahmin edebilmektir. Zihinsel haritayla, rota oluşturabilmektir.

Zihinsel harita; kenar takibi yaparak ipuçlarını değerlendirmek ve işaretleri sıraya koymaktır. Bütünü oluşturan parçaların, birbirleriyle olan bağlantısını kurmaktır. Bir tür “puzzle” yapmaktır. Parçaların birleşimiyle birlikte, bütün hakkında bir imaja sahip olunur.

Dersin amacı:

Yakın hedefler; GEB’i (Görme Engelli Birey) evde ve bahçede ihtiyaç duyduğu yerlere erişebilir hale getirmek.

Orta hedefler; GEB’i evinin caddesi, sokağı ve mahallesinde ihtiyaç duyduğu yerlere erişebilir hale getirmek.

Uzak hedefler; GEB’i ihtiyaç duyduğu her mesafedeki yere erişebilir hale getirmek.

***

Göz; rehberdir, bütünlük algısıyla beraber kendimizi ortamda konumlandırmamızı sağlar. Oryantasyonla (konumlama) beraber stres/kaygı azalır, özgüven artar.

Görmemek her şeyden önce, güvenli yürüme ve yön bulma kabiliyetini sınırlayan hatta ortadan kaldıran bir durumdur. Bu durum, kaygı bozukluğu ile başlayan psikolojik rahatsızlıklara neden olabilir. Kendini konumlandıramayan, kendini güvende de hissetmez.

Bütün GEB’ler, tamamen görmez değildir.

Görme engelliler; hiç görüşü olmayanlar, ışığı hissedenler ve az görenler olmak üzere üçe ayrılabilir.

-Işığı hissetmek bile, engeller ve mesafeler hakkında bilgi verir.

-Tamamen görmezler, bütünlük algısından yoksun oldukları için, tümevarım yöntemi kullanırlar.

-Az görenler, görüşleri oranında tümdengelim de kullanırlar.

-En çok kazayı az görenler yapar. Az görmek, çoğu kez aldatıcıdır.

-Hareket eksikliği nedeniyle görmezlerde, vücut tembelliği olabilir. Bol bol yürüyüş egzersizi yapmalıdırlar.

-Gözlerini sonradan kaybedenlerin, körlüğünü kabullenmeleri için zamana, bazen de psikolojik desteğe ihtiyaçları vardır. Avantajları ise, geçmiş tecrübeleri ve imajlarından yararlanmaktır.

-Görmezlerin acelesi, varsa da yoktur! Daima kontrollü olmalı, yürüyüş hızının üstüne çıkmamalıdır. Sadece, güvenli yerlerde ve gören birisi varsa daha hızlı olabilirler.

-Kalabalık ve tehlikeli yerlerde, yürüyüş hızlarını bile yavaşlatmalıdırlar.

-Baş, baston gibi önde ya da yere doğru olmamalı daima görmese de ileri bakmalı, tek bir noktaya değil ortama odaklanmalıdır.

-GEB’lerde, geri vites yoktur. Düşmeleri halinde kendilerini koruyamazlar. Düşmeyi de öğrenmeli, son tahlilde güvenli yere doğru, eller önde hamle yapmalıdır.

-Korunma yöntemlerini kullanmalı. Küçük önlemlerle büyük kazaların önüne geçebileceğini bilmeli. Tedbiri, başkasına bırakmadan kendisi almalıdır.

Yüksek kolu, refleks haline getirmeli, belli işaret ve sesler karşısında derhal yüksek kola geçmelidir.

-Bağımsız harekette ilk kural; can güvenliği, ikinci kuralsa; “kenar takibi”dir.

-İnsanın yaşadığı her yerde, bir plan vardır. GEB ise bu planı, zihinsel haritaya dönüştürür.

Kenar takibi, bina içinde; duvarlar, pencereler, korkuluklardır. Bina dışında; kaldırımlar, yol kenarları ve klavuz yollardır.

Kenar takibi; emniyet, işaret ve istikamettir. Kenardan gitmek, ortadan gitmeye göre daha güvenlidir . Kenar takibi sayesinde işaretler bulunur. İşaretleri sıralı olarak bilmekse, kendini yönlere göre konumlandırmayı sağlar.

-Bina içi ve dışı birbirine benzerdir. Bina içinde katlar, ana koridorlar, yan koridorlar ve odalar (yaşam alanları) vardır. Bina dışında da buna karşılık gelen; kavşaklar, ana caddeler, yan yollar ve adalar (yaşam alanları) vardır.

-Bina içinde öncelik; sağ kenarı takiptir, sağ takip edilemiyorsa, sol. Bina dışında öncelik kaldırım üstünden yürümek hatta varsa klavuz yolları takip etmek. Zorunlu hallerde yol içinden kaldırıma paralel yürümeli. Tehlike karşısında da yardım almalıdır.

-Önceliği, içeride duvar kenarları, dışarıda ise yol kenarları olmalıdır. Klavuz yolların haricinde, mecbur kalmadıkça orta yerden gitmemelidir. Yol kenarı takibinde de öncelik, kaldırım üstünden yola bakan tarafa baston düşürülerek takip yapılmalıdır. Kaldırım üstünden yürüme imkanın olmadığı zorunlu hallerde, trafik akışının aksi istikamette yani araçların baston kullanımını göreceği şekilde, yol içinden kaldırım kenarına paralel şekilde baston vurarak takip yapmalı,  yaklaşan tehlikeyi hissettiği anda da güvenli yere geçmelidir.  Ne kendisinin ne de başkasının can güvenliğini tehlikeye sokacak hal ve hareketlerden kaçınmalı, gerektiğinde de yardım almalıdır. Özetle birinci öncelik;  varsa klavuz yollar olmalı yoksa kaldırım üstünden yola bakan kenar takip edilmeli, ikisini de takip etme imkanı yoksa, can güvenliğini tehlikeye atmadan,  güvenli bir yol buluncaya kadar, yol içinden kaldırıma paralel  kenarı takibi yapılmalıdır.

-Dar yerlerde yan yana yürümemeli, sürekli olarak, ortam analizi yapmalıdır.

-Tehlikeli yerlerde, yürüyüş güzergahlarında bekleme yapmamalı, ihtiyaç halinde çarpmalardan korunmak amacıyla güvenli bir yere geçmelidir.

-Sese göre, mesafe ve yön tayini yapabilmelidir.

-Düz zeminlerden, hiza almalıdır.

– Seslerden yararlanarak, trafiğe paralel yürümeyi öğrenmelidir.

Trafikte en tehlikeli yerler, karşıdan karşıya geçişlerdir. Geçişler, trafiği kollayarak yol içine doğru yürüdüğümüz tek durumdur. Güvenli anı yakalamadan geçmek, hayati sonuçlara neden olabilir.

Geçişlerde, hiçbir zaman tam köşeden geçilmemelidir. Köşelerden, en az üç dört adım kadar uzaklaşmalı, dik durup dinlemeli ve baston gösterip sarkaçla geçmelidir.

– Kulağımızı; ne sesi, ne taraftan geliyor ve sesin bize olan mesafesini tahmin ederek eğitebiliriz.

-Fırtınamsı havalar, şiddetli yağışlar, iş makinelerinin çıkardığı sesler, çok fazla sesin üst üste binmesi, sesleri ayırt etmeyi, algıda seçiciliği zorlaştırır hatta imkansız kılar. Bu durumda yardım almaktan çekinilmemelidir.

-İpuçlarına erişimde, uzaktan algıyı sağlayan duyularımız; görmek, duymak ve koku almaktır. Görme kaybına, duymanın da eklenmesi GEB’in kendini konumlandırmada ortamla ilişkisini iki kat zorlaştırır.

– Geçiş yapmadan önce, trafiği dinlemede iki duruma çok dikkat edilmelidir. Birincisi; araçlar yaklaşıyor mu yoksa uzaklaşıyor mu? İkinci olarak da yaklaşmakta olan araç, büyük mü yoksa küçük mü? Zira büyük olan araçların sesleri arkalarından gelen küçük araçların sesini bastırır. Bu nedenle, arkasından gelen küçük bir araç olmadığından emin oluncaya kadar uzaklaşmalarını beklemek gerekir.

– Az görenler trafikte görüşlerinden ziyade kulaklarına güvenmelidir. Öncelikle, araçların motor seslerine odaklanmalıdır.

– Beklemede olan ancak motoru çalışan araçların arasına girmemeli, arkasından geçmeye çalışmamalıdır.

-Bölünmemiş yollarda çift taraflı dinleme yapılmalıdır. Bağlantılı olan tali yolları da dinlemelidir. Bir şeritteki araç  GEB için dursa, hatta geçmesi için korna da çalsa, hemen geçmemeli, diğer şeritten gelen olup olmadığından da emin olmalıdır.

-Geçmek için acele etmemeli, emin olmadan asla geçmemelidir. Geçmeye karar verdiğinde de geçeceğini el ya da bastonuyla belli etmeli, oyalanmadan seri bir şekilde, yolu uzatmadan direkt kaşıya geçmelidir. Tehlike seviyesinin yüksek olduğu yerlerde de yardım almaktan çekinmemelidir.

-Her an bir engel çıkacakmış gibi tetikte yürümelidir. Her türlü engelin yanından ya da etrafını kontrol ederek dolaşmalı ama uzaklaşmamalıdır.

-Dönüşleri açılara göre yapmalı, pozisyonunu kaybetmemelidir.

-Yerde bir cisim ararken, saat yönünde, 90 derecelik açılarla  360 dereceye tamamlayarak yapmalıdır.

-Merdiven inerken, tırabzan tarafında, aşağı doğru alçak kol veya baston uzatarak, çıkarken de duvar kenarından yüksek kol veya bastonu yüksek tutarak çıkmalıdır. Dönerli merdivenlerde ise daha geniş olan, iç kısım takip edilmelidir.

-Eğilirken, aşağıdaki nesnelerden korunabilmek için, mutlaka alçak kol ve yüksek kolda eğilmelidir.

-Ellerden, hiç değilse biri serbest olmalıdır. Eller cepte, arkada olmamalı. Kafayı da baston gibi uzatmamalıdır.

-Çanta, sırtta ya da posta çantası gibi çapraz taşınmalıdır.

-Her şeyi sıralı düşünmeli ve sıralı yapmalı. Düzensiz ve dağınık olmamalıdır.

– Başı adeta “radar” gibi olmalı; sürekli etrafı tarayarak ortam ve risk analizi yapmalıdır.

– Ayakları adeta “sonar” gibi olmalı; daima bastığı yerin/zeminin  özelliklerini değerlendirerek yürümelidir.

-Bastonu  adeta kenara yapışmalı; “kenar takibi”  her zaman önceliği olmalı, gerekmedikçe kenardan ayrılmamalıdır.

-GEB  adeta “yarasa” gibi iyi bir ses analizcisidir. Her türlü ses ve yankısını değerlendirerek hareket etmelidir.

“İnnovatif” olmalı; her konuda olduğu gibi etrafını araştırmada da meraklı ve keşifçi olmalıdır.

“Kreatif” olmalı; engeller ve sorunlar karşısında yaratıcı çözümler geliştirmelidir.

-İletişim becerilerini sürekli geliştirmeli, çekingen/utangaç olmamalı, yardım almayı ve kendini korumayı öğrenmelidir.

-GEB’in hareketleri rehberle uyumlu olmalı, kendini “çanta” gibi taşıtmamalıdır.

-GEB; gören rehberle hareketlerinde, seri ve yumuşak olmalıdır, sert ve abartılı davranışlardan kaçınmalıdır.

***

-GEB’lerde, postür bozukluğu ve uyaran eksikliği nedeniyle de tikler olabilir. Bunların daha da artmaması için, uyarıcı olunmalıdır.

***

GEB ile ilk ders; tanışmak ve ders hakkında genel bilgi vermektir. İkinci ders, rehberle hareket edebilmektir.

-GEB’in özgeçmişini, sosyo-ekonomik, mental durumu ve biyopsişik özelliklerini bilmek hayati derecede önemlidir. Sağlık şartlarını zorlamak, istenmeyen sonuçlara yol açabilir.

GEB’e ilk olarak kaldığı yer ve temel ihtiyaçlarını karşılayacağı yerler, uygulamalı olarak gösterilmelidir.

***

Öğrenme yöntemleri:

-Basitten karmaşığa,

-Parçadan bütüne (tümevarım),

-Yakından uzağa,

-Güvenli yerlerden daha az güvenli yerlere (riskli) yerlere doğru olmalıdır.

-Önce tam fiziksel yardımla, sonra yarı fiziksel yardımla, en son olarak da rota vererek kendi başına bırakılmalıdır.

Kullanılan Materyaller:

Baston, maske, kabartma harita, kroki, maketler, navigasyon programları v.s.

Eğitim Alanı; bina içi, bahçe, cadde, sokak, kavşaklar…

***

-İşaretlerden önce, ipuçları gelir.

İpucu, kaynağına götüren duyusal verilerdir:

*Işık, gölge, karanlık, loşluk

*Ses, yankı, gürültü, sessizlik, uğultu

*Sıcak, soğuk, ılık, serin, esintili

*Mesafe, zaman

*Alçak, yüksek, engebeli, çukur

*Açık, kapalı, dar, geniş, bol, hacimli

*Ağır, hafif, yumuşak, sert

*Renk, parlaklık, kontrast renkler

*Her türlü kokular

İşaret; ana ve yardımcı işaretler:

Ana işaretler; bulunduğu yerde sabit, belirgin herhangi bir nesne, ses, koku, ısı ya da dokunsal bilgi kaynağı.

Yardımcı işaretler; sabit ve belirgin olmasa da ana işaretleri destekleyen her türlü nesne.

İyi bir “bağımsızcı”:

-İyi bir, kenar takipçisidir.

– Daima rehber eşliğinde arkasından yürür ve rehber onu tutmaz, o rehberi tutar.

-İşaretlerden önce, ipuçlarını değerlendirir.

– Trafiğe güvenli mesafede paralel yürür.

– Yanında akan sesleri duvar takibi gibi kullanır.

– Ekolokasyon ve hava akımlarını hesap eder.

-Haritacıdır, ezbere gitmez. Her türlü ipucu ve işaretleri sırasıyla değerlendirerek, yön bulmada zihinsel harita oluşturur.

-Radar gibidir, etraftaki bütün hareketleri takip eder.

Sonar gibidir, zemin farklarını dikkate alarak yürür.

– Etrafında olup biteni merak eder, keşfetmeyi sever, sorunlar karşısında çözüm odaklıdır.

-Zamana ve zemine göre, güvenli yürüyüş tekniklerini uygular.

-Risk analizine göre, rota belirler.

-Açının mesafe, mesafenin de zaman olduğunu bilir.

-Tecrübenin performansına bağlı olduğunu, reflekslerin de tecrübeyle geliştiğini bilir.

Bağımsız hareket; zeka, performans, tecrübe ve özgüvendir.

***

Varolan her şey “sanat eseri” gibi tektir. Birbirinin benzeri çoktur ama aynısı olan hiçbir şey yoktur. Bu da GEB için, işaretlerin ayırıcı özellikleridir.

Her şey “matruşka” gibi iç içe geçmiştir (odalar, katlar binada, bina bahçede, bahçe mahallede…). Bu da yöntem verir; merkezden dışarı, dışarıdan merkeze.

BASTON

Baston, en kolay erişilebilir olan rehberdir. GEB’in yerdeki gözüdür.

Rehberden iki şey bekliyoruz; yol göstermesi ve tehlike karşısında koruması. Baston da aynı şeyleri yapar; önde gidip çukur ve yüksek engelleri bulur, kenar takibiyle de yön bulmamıza yardımcı olur.

Baston; ergonomik ağırlıkta, sağlam ve esnek olmalı yolda bırakmamalıdır.

Baston her GEB’in boy ölçüsüne göre, göğüs hizasından daha kısa olmamalıdır.

Göğüs hizasındaki bastonların zaafı, göğüs hizasının üstündeki engeller için koruma sağlamamasıdır. Baş hizasındaki bastonu  ise dar ve alçak yerlerde kontrol etmek zor olabilir.

Duruma, zemine göre baston teknikleri uygulanmalıdır. İç mekanlarda, mekanın büyüklüğüne göre hem çapraz hem de sarkaç teknik uygulanabilir. Dış mekanlarda, sarkaç teknik, kalabalık ve tehlikeli yerlerde (sulu, karlı yerler) ise kalem / mum tutuşu uygulanmalıdır.

 Doğru baston tutuşu = Doğru sarkaç = Doğru adım.

 Doğru baston tutuşu; dirsek karın boşluğuna sabitlenir, kol bel üstü yüksekliğe alınır ve baston sadece el bileği ile hareket ettirilir.

 Doğru sarkaç; “sarkaç mesafesi” omuzları dört parmak (10 cm) aşacak şekilde yapılır.

 Doğru adım; baston sağda ise “sol ayak” ileri atılacak eğer baston sola geçmiş ise “sağ ayak” ileri atılacak.

***

Mental olarak kapasitesi sınırlı olan GEB’in, karmaşık ve kazaya uğrama riski yüksek yerlerde, tek başına trafiğe çıkması sakıncalıdır.

*********

*********

İSTANBUL GÖRME ENGELLİLERDE 

BAĞIMSIZ HAREKET VE YÖN BULMA EĞİTİMİ – (AHMET AĞI, CANAN ÇAMYÜCEL)

Bağımsız Hareket Becerilerinde Temel İlkeler:
*Bağımsız Hareket becerilerinde önemli olan, güvenli yürüyüş tekniklerini bilmektir.
*Rehber, baston, rehber köpek, bağımsız hareket için kullanılan yöntemlerdendir.
*Amaç, bir başkasına bağımlı olmadan hareket etmektir. Her bireyi, kendi potansiyeli doğrultusunda bir yere getirmektir.
*İlk önce, oryantasyon çalışması yapılır.
*Engelle uyumlu bir şekilde yaşamak amaçlanmaktadır.
*Görme engelli birey, her zaman temkinli ve tedbirli olmalıdır. Kendi hayatının sorumluluğunu almalıdır.
*Görme engelli birey, keşifçi ve yaratıcı olmalıdır.
*Körlerin geri vitesi olmaz. Geri geri yürümemeye dikkat etmelidir.
*En, boy,  derinlik, mesafe, açı, zaman bilinmesi gereken önemli kavramlardır.
*Yankı, ışık, ses, gölge, önemli ipuçlarıdır.
*Bağımsız hareket öğretimi düzenli ve sıralı, kısacası sistematik olmalıdır.
NOT: Rehabilitasyonda 1,5 ay bina içi çalışmalar yapılırken, geriye kalan yaklaşık 4 ayda bina dışı çalışmalar yapılmaktadır. Bina içinde rehberli yürüme, rehbersiz yürüme, çapraz baston teknikleri öğretilirken, bina dışında sarkaç baston tekniği öğretilir.

Becerilerin Öğretim Sıralaması:
-Rehberli teknikler (Rehberle yürüme, rehberle merdiven inme çıkma, rehberle dar yerden geçme -dar geçit-, rehberle yürürken taraf değiştirme, rehberle yürürken 180 derece tersine -geriye- dönme, rehberle kapı açma -kapama, rehberle sandalyeye oturma, rehberle temas kurup ayağa kalkma, yanlış rehber tutuşlarının düzeltilmesi.)
-Korunma teknikleri (alçak kol korunma tekniği ve yüksek kol korunma tekniği)
-Elle duvar takibi yapma
-Odayı veya sınıfı tanıma
-Güneşe göre yön bulma
-Arama teknikleri (paralel arama tekniği ve dairesel arama tekniği)
-Sese göre yön bulma, mesafe tahmini yapma (Örneğin; yere düşen bir nesnenin sesinin geldiği yönü tespit etme ve mesafesini tahmin etme, nesneyi gidip dairesel arama yöntemiyle el veya ayakla arayıp bulma ve alma)

Baston teknikleri:
1-Çapraz baston tekniği (genelde bina içinde kullanılır.)
-Merdiven inme-çıkma
-Çapraz baston tekniği ile binayı tanıma
2-Sarkaç baston tekniği (genelde bina dışında kullanılır.)
-Bina dışında bastonla ritm çalışması yapma
-Bastonla kenar takibi yapma
-Bastonla ortadan yürüme çalışması yapma (kenar olmayan yerlerde)
-Yol içi çalışması yapma
*İlk önce, kılavuz yol tercih edilmeli, kılavuz yol yoksa kaldırım kenarı takip edilmeli, en son yol içinden yürümek tercih edilmelidir.
-Ada çalışması yapma (İlk önce bahçe içinde, bina içinden bahçeye çıkılır. En son, bahçeden dışarıya çıkılır.)
*Karşıdan karşıya geçme, ada çalışması esnasında da gösterilir.

*Dışarıya çıkıldığında, öğretim aşamaları şu şekildedir:

-İlk önce, etaplar çalışılır.
-Adalar çalışılır.
-Karışık rota çalışması yapılır.
-Taşıtlara binme-inme çalışması yapılır.

Rehberle Yürüme Çalışmaları
Rehberli Tekniklerin Öğretim Sıralaması:
-Rehberle yürüme
-Dargeçit tekniği
-Rehberle taraf değiştirme
-Rehberle merdiven inme-çıkma
-Rehberle 180 derece geriye dönme
-Rehberle kapı açma-kapama
-Rehberle sandalyeye oturma
-Yanlış rehber tutuşlarının düzeltilmesi
*İlk önce, rehberle yürüme teknikleri öğretilmektedir. Rehber, görme engelli bireye yolda yürürken eşlik eden kişidir. Rehber, görme engelli kişinin bir adım önünde yürür.
Bunun nedeni, görme engelli kişinin, rehberin hareketlerini daha kolay takip
edebilmesi (örneğin; merdiven iniş-çıkışlarının anlaşılması gibi…) ve herhangi bir şekilde ani duruşlarda görme engelli kişinin, en fazla gören rehberin yanına gelmesidir.
Görme engelli kişi, hiçbir zaman rehberin yanında veya önünde yürümemelidir. Eğer  böyle bir durum gerçekleşiyorsa, burada yanlış rehber tutuşları söz konusudur. Bu tür durumlarda yanlış rehber tutuşlarının hemen düzeltilmesi ve sonra yola devam
edilmesi gerekmektedir. Rehberle yürürken, doğru rehber tutuşu önemlidir. Doğru rehber tutuşunda rehber, görme engelli bireyin bir adım önündedir. Görme engelli, rehberin dirseğinin üzerinden dört parmağı içeride, baş parmağı dışarıda olacak şekilde tutar. Bu tutuş sırasında rehberin kolunu çok gevşek tutmamalı veya çok sıkmamalıdır.

1-Dar geçit tekniği :
*Bu teknik, görme engelli birey ile gören rehberin aynı anda geçemeyeceği kadar dar, tehlikeli ve kalabalık alanlarda kullanılır.
*Rehberin arkasına geçerken görmeyen kişi, kolunu dümdüz tutmalı iki adım tam arkasından yürümelidir.

2-Rehberle taraf değiştirme:
*Görme engelli birey, bulunduğu konumdan rehberin diğer tarafına geçerken önce rehberin geçmek istediği koluna dokunur. Rehberle teması kesmeden, rehberin arkasından yavaşça geçerek diğer koluna geçer ve hemen daha önce tuttuğu kolunu bırakır.
*Rehberle taraf değiştirirken, rehberle temas kesilmeden ve topuklarına basmadan geçilmelidir.

3-Rehberle kapı açma-kapama:
*Rehberle kapı açılırken, kapının kolunun her zaman rehberin tarafında olmasına dikkat edilmelidir. Kapıyı daima rehber açar, görme engelli kapatır.
*Eğer kapının açılacağı tarafta görme engelli birey bulunuyorsa, mutlaka rehberle taraf değiştirdikten sonra kapı açılmalıdır.
4-Rehberle sandalyeye oturma:
*Rehberle sandalyeye oturma çalışılırken, önce rehber sandalyenin arkalığına vurur, görme engelli sandalyenin arkalığını bulur ve tutar. Sandalyenin arkası tutulduktan hemen sonra rehber bırakılmalıdır.

-Sandalye dönen bir sandalye ise, oturulacak yerini bulmak için diz değdirilip çekilir.

-Sandalyenin oturulacak kısmında bir şey olup olmadığı (oturmaya uygun olup
olmadığı) kontrol edilir. (Elin dış kısmıyla dairesel arama yöntemi kullanılarak, tam ortadan başlayıp soldan sağa, küçükten büyüğe daireler çizerek kontrol edilir.)
-Sandalyenin arka kısmı (sırtın yaslanacağı kısım) aynı şekilde dairesel arama yöntemi kullanılarak kontrol edilir.
-Sandalye, oturmaya uygun görüldüğünde, sandalyeye oturulur.
*Sandalyeden kalkarken, rehberle temas kurulmalıdır. Bu temasın kurulması için önce rehber, kolunu uzatır. Görme engelli, rehberin bileğine dokunarak ayağa kalkar ve kalktığında doğru rehber tutuşuna geçer.

5-Rehberle merdiven inme-çıkma:
*Her zaman güvenli tarafta görme engelli kişi olmalıdır. Merdiven inerken görme engelli, trabzan tarafında, çıkarken de duvar tarafında olacaktır. Gerektiği durumlarda, rehberle taraf değiştirildikten sonra, merdiven inilip çıkılabilir.
*Merdiven inilip çıkılırken güvenli olması halinde sağdan inilip sağdan çıkılmaya dikkat edilmelidir. Korkuluksuz ve daralan sarmal merdivenlerde güvenli iç kısımlar tercih edilmeli.

Korunma Teknikleri:

Yüksek kol korunma tekniği: Özellikle, gövdeyi ve başı korumak için kullanılır. Önce kol, dümdüz uzatılır, sonra 90 derece bükülür ve yüzü koruyacak şekilde biraz çapraz tutularak avuç içi karşıya bakacak şekilde yürünür.
Alçak kol korunma tekniği: Vücudun alt kısmını aşağıdan gelecek tehlikelere karşı korumak için kullanılır. Kol, göbek hizasında, avuç içi vücuda dönük olarak tutularak yürünür.
*Herhangi bir kenar takip edilmediğinde, bir elle yüksek kol korunma tekniği kullanılırken, diğer elle alçak kol korunma tekniği kullanılarak yürünür. Bunun amacı, boşlukta yürünürken görme engelli bireyin kendisini tüm tehlikelere karşı koruyabilmesidir.

Elle Duvar Takibi Yapma:
*Görme engelli bireyler açısından kenar takibi yapmak çok önemlidir.
*Elle duvar takibi yapılırken, elin dış yüzeyi duvara dönük şekilde, parmaklar hafifçe bükülerek, omuzla duvar arasında dört parmak genişliğinde boşluk bırakılarak yürünür.
*Elle duvar takibi yapılırken, kolun mümkün olduğunca düz uzatılması önemlidir.
*Duvar takibi yapılırken, köşeye gelindiğinde, önce kolun dönmesiyle, vücut uygun pozisyonda hareket ettirilir ve dönülür.
*Duvar takibi esnasında, camın açık olması, kalorifer petekleri gibi engellerle karşılaşıldığında, duvardan biraz daha uzaklaşılarak ve kol daha geniş açıyla açılarak yürünmeye devam edilir. Tehlike geçtikten sonra, tekrar uygun pozisyonda yürünür.

Sınıfı veya odayı tanıma:
*Bir mekanı tanırken, zorunlu olmadıkça o mekanı, sağdan sola doğru incelemek gerekir. Bu sıralı öğrenmeyi sağlar. Son olarak da orta kısımlara bakılmalıdır.
*Bir mekanı incelerken, elin dış yüzeyi ile inceleme yapılmalıdır.
*Bir mekanı tanırken ayrıntılı inceleme yapmak gerekir. Görme engelli bireylerde bütüne ulaşma, parçaları birleştirme yoluyla gerçekleşir. Bu şekilde, mekan algısı oluşur.

Güneşe Göre Yönleri Bulma:

*İlk önce, yönler hakkında konuşulur. İçinde bulunulan odada, yüzümüz saat 12’den önce güneşe döndüğümüzde yüzümüz doğuyu sırtımızda batıyı gösterir. Buna göre sağ tarafımız güney, sol tarafımız da kuzeyi gösterir. En son olarak da ara yönler hakkında konuşulur.
*Dönüşler, 90 derecelik açıyla soldan sağa doğru yapılır. Kollarımızla ve ayaklarımızla 90 derecelik açı oluşturulur ve sonra dönüşler yapılır.
*Ayaklarla 90 derecelik açı oluşturmak için önce ayaklar bitişik ve karşıya doğrudur.
Daha sonra, sağ ayak sağa doğru çevrilerek topuklar birbirinden ayrılmadan 90 derecelik açı oluşturulur. Arada kalan (yüzümüzün baktığı) yön hakkında da konuşularak istenilen yöne doğru dönülür. *Dönüşler yapılırken ve istenilen yöne doğru dönülürken, mutlaka bulunduğumuz odada baktığımız yönde, doğuda, batıda,
kuzeyde ve güneyde nereler olduğu hakkında konuşulur. Daha sonra bulunduğumuz ilçenin, İstanbul’un ve hatta Türkiye’nin doğusunda, batısında, kuzeyinde ve güneyinde nereler olduğu hakkında konuşularak yönler anlatılmaya çalışılır.

Binayı Tanıma:
*Bina içinde bulunulan kattan başlanarak tüm sınıfların yerleri, birbirlerine göre konumları çalışılır. İlk önce hangi odanın veya sınıfın yanında hangi oda veya sınıf olduğu üzerine konuşularak çalışılır. Daha sonra hangi sınıfın karşısında hangi sınıfın veya odanın olduğu da gösterilir.
*Bulunulan kat iyice kavrandıktan sonra, bir alt kat ve bir üst katta da hangi odalar olduğu üzerine çalışılır. Katlarda çalışılırken, bulunulan konuma göre, belirtilen sınıf veya odanın altında veya üstünde hangi odanın olduğu da konuşulur.
*Öğrencilerde, bulunulan binanın tamamının zihinsel haritası çıkarılmaya çalışılır.
*Öğrencilerde zihinsel haritanın ve mekansal algının oluşturulmasının ardından, karışık rota çalışması yapılır. Bu çalışmada eğitimci, öğrenciden belirtilen bir odayı veya sınıfı bulmasını ister. Öğrenci, zihninde oluşturduğu harita sayesinde, istenilen odayı bulur.
*Binayı tanıma çalışması yapılırken, bir elle mutlaka duvar takibi yapılır. Duvar takibinin yapılamadığı durumlarda (karşıdan karşıya geçişlerde), bir elle yüksek kol yapılırken, diğer elle alçak kol tekniğine geçilir. Katlar arasında merdiven inerken alçak kol korunma tekniği, merdiven çıkarken ise yüksek kol korunma tekniği kullanılır.
*Bina tanıma çalışması yapılırken, öğrenciler yönler hakkında da konuşulabilir.
Gidilen yönün hangi yön olduğu, herhangi bir oda veya sınıfın hangi yönde bulunduğu gibi konular, öğrencilere düşündürülerek yönlerin daha iyi kavranması sağlanabilir.

Arama Yöntemleri:
*Arama yöntemlerini kullanmaktaki amaç, sıralı ve düzenli bir şekilde arama yapabilmektir. Sıralı ve düzenli arama, sistematik olması bakımından aranan nesneye daha kolay ulaşmayı sağlar.
*Arama yöntemlerini üç grupta toplamak gerekir:
1-Paralel arama yöntemi
2-Izgara arama yöntemi
3-Dairesel arama yöntemi
Arama yöntemleri öğretilirken dikkat edilmesi gerekenler:
*Öncelikli olan her zaman iki elimizi masanın kendimize yakın olan kenarında tam  ortada yan yana getirip baş parmaklarımız masanın üstünde, diğer parmaklar masanın altında olacak şekilde koyup masanın tüm çevresinde elimizi gezdirmektir.
Böylece, hem masanın şekli hem de masanın tüm kenarlarında bir şey olup olmadığı  kontrol edilmiş olur.

*Dikdörtgen ya da kare masada ya da zeminde ilk tercih edilen paralel arama yöntemi olmalıdır. Eğer bir elimiz yaralı, kirli, dolu vb. müsait değilse ya da iki elimizi birden kirletmek istemiyorsak ızgara arama yöntemi tercih edilmelidir.
*Elimizi bir el boyu ilerletirken parmaklarımızı büküp bileğimizi parmaklarımızın olduğu yere getirdikten sonra elimizi ilerletiriz.
*Masanın şekline göre, arama yöntemine karar verilir. Kare ve dikdörtgen şeklindeki masalarda paralel ve ızgara, yuvarlak masalarda, sandalyede ve yerde ise dairesel arama yöntemi ile arama yapılır.
*Dairesel arama yöntemiyle masada arama yapılırken, tek elle ya da iki elle arama yapılabilir.
*Masanın üzeri çok dolu ise, dairesel hareketlerle ızgara arama yöntemi ile arama yapılır. Bunun sebebi, hem masanın üzerindeki eşyalara zarar vermemek hem de aranan nesneyi daha kolay bulabilmektir.
*Ayakla bir nesne aranırken, sol ayak sabit kalır, sağ ayak sol ayağın önüne getirilerek sol ayağın önünden başlayarak soldan sağa, küçükten büyüğe ayağımızın ulaşabildiği noktaya kadar dairesel hareketler yapılarak arama yapılır.
*Ayakla yerde arama yapmayacağımız durumlarda, yine bir elle dairesel arama yapılır.
*Yerde elle arama yapacağımız durumlarda, yere çömelirken mutlaka yüksek kol korunma tekniği kullanılır. Bunun sebebi, yere çömelirken ya da çömeldiğimiz yerden kalkarken, başımızı herhangi bir yere çarpmamaktır.

Ses takibi yapma:
*Ses takibi çalışmalarına başlamadan önce, çevremizde, doğamızda bulunan nesnelerin farklı malzemeleri hakkında konuşulabilir. Örneğin; tahta, plastik, cam, ahşap gibi malzemelerin özellikleri ve bu malzemelerden yapılmış nesnelerin yere düştüklerinde çıkardıkları sesler hakkında konuşulabilir.
*Farklı malzemelerden yapılmış farklı nesneler yere atılarak, görme engelli bireylerden yere düşen nesnenin ne olduğunu tahmin etmeleri ve ismini söylemeleri istenir.
*Ses takibi yapma çalışmalarında ilk önce, sesin geldiği yön elle gösterilir.
*Sonra, adım tahmini yapılır.
*Nesnenin bulunduğu düşünülen yere bir elle gösterilip diğer elle yüksek kolla
gidilerek ve yine yüksek kolla çömelerek dairesel arama yöntemiyle nesne aranır.
*Eğer tahmin edilen yerde nesneye ulaşılamazsa, arama açısı genişletilerek yani biraz daha ilerlenerek yere çömelip aynı aşamalar nesneyi buluncaya kadar tekrar edilir.

Çapraz baston tekniği ile yürüme:
*Çapraz baston tekniği, daha çok kapalı mekanlarda kullanılır.
*Çapraz baston tekniğinde baston, sol elle işaret parmağı bastonun üzerinde diğer parmaklar bastonu kavrayacak şekilde tutulur. Bastonu tutarken kol, öne doğru düz uzatılır ve hiçbir şekilde bükülmeden gergin tutulur.
*Bastonun çapraz tutulması nedeniyle, bu tekniğe, çapraz baston tekniği denmiştir.
*Baston ucu duvarın kenarına dayanır ve yerden kaldırılmadan kullanılır.
Çapraz bastonla aynı anda sağ elle de duvar takibi yapılır.
*Çapraz bastonla yürünürken, nerelerde hangi odaların olduğu hakkında öğrencilerle konuşulur.
*Çapraz bastonla yürünürken, baston hiçbir zaman duvar kenarından uzaklaştırılmaz.
Eğer bir engel varsa, duvar kenarı takip ediliyormuş gibi engelin etrafından geçilir ve tekrar duvar kenarında yürünmeye devam edilir.

*Eğer bir boşlukta yürünecek ise yani bir duvar takip edilemeyecekse, duvara topuklar
yaslanarak ayaklar karşıya bakacak şekilde durulur, sağ elle yüksek kola geçilir ve daha sonra sol elle çapraz baston yapılıp karşı duvara geçilerek tekrar duvar kenarından yürünmeye devam edilir.
*Çapraz baston tekniği kullanarak yürürken, duvara yakın  mesafede olmalıdır.
*Elle duvar takibi yaparken omuzla duvar arasında dört parmak mesafe olmalı, kol dümdüz tutulmalıdır.

Çapraz bastonla merdiven çıkma:
*Çapraz bastonla merdiven çıkarken bastonun ucu, merdivenin ikinci basamağının sağ köşesine gelmelidir.
*Başparmak aşağı bakacak, diğer parmaklar bastonu kavrayacak şekilde tutulur ve bastonu tutan kol dümdüz olur. Çıkarken hiçbir şekilde bükülmez.
*Önce baston sonra görme engelli aynı anda merdiveni çıkar.(Bir baston- bir ayak şeklinde)
*Çıkarken bastonla aramızda iki basamak olmalıdır.
*Merdivenin bir kısmını çıktıktan sonra, düzlüğe gelindiğinde baston, kesinlikle kenardan ayrılmaz, kenarı takip eder, önce baston döner, bastonun hareketine göre de görme engelli birey döner, uygun pozisyonda bastonu merdiven basamağına yerleştirir ve merdiveni çıkmaya devam eder.

Çapraz bastonla merdiven inme:
*Çapraz bastonla merdiven inerken, merdivenin ilk basamağı tespit edildikten sonra  baston göbek hizasından, işaret parmağı yanda tutularak uzatılır ve basamaklardan yaklaşık 5 cm (iki parmak) yukarıda olacak şekilde inilir.
*Merdiven dönüşleri dar bir açıyla baston çok fazla uzatılmadan yapılmalıdır.

Sarkaç baston tekniğini kullanma:
*Sarkaç baston tekniği daha çok bina dışında kullanılır.
*İlk önce, baston tutuş tekniği gösterilir ve sonra bastonla ritm çalışmaları yapılır.
*Ritm çalışmasında amaç, kolu asla hareket ettirmeden, sadece bileği hareket ettirerek ritm tutmaktır. Ritm tutulurken baston, omuzları dört parmak geçecek şekilde yürüme hızında hareket ettirilir.
*Bastonu tutan kolun dirseği, karın boşluğuna yaslanarak sabitlenir. Baston vücudun tam ortasında tutulur ki, sağa sola eşit bir şekilde hareket etsin. Bastonu tutan kol da omuz da hareket ettirilmez. Hareketler sadece bilekten yapılır. Yani, sadece bilek oynatılır.
*Sarkaç baston tutuşunda baskın olan el tercih edilir. Ancak, ihtiyaç duyulan durumlarda el değiştirebilmek açısından, baskın olmayan elle de sarkaç baston kullanma çalışılmalıdır.
*Sarkaç baston tekniği ile yürümeye başlamadan önce, sadece sol kenara yaklaşarak bilek hareketleri çalışılır. Eğer öğrenci, bilek hareketini doğru bir şekilde yapabiliyorsa ve uygun ritmi tutturabildiyse, sarkaç bastonla yürümeye geçilebilir. Öğrencinin ihtiyacına göre, bilek hareketi ve ritim çalışmalarının süresi değişebilir.

Sarkaç baston tekniği ile yürüme:

*Sarkaç bastonla ritim çalışmaları tamamlandıktan sonra, yürümeye geçilir. İlk önce, herhangi bir şekilde kenarı takip etmeden, ortadan yürünür. Amaç, doğru baston tutuşu, doğru sarkaç ve doru adımdır.
*Baston sağa getirildiğinde eş zamanlı olarak sol ayakla adım atılırken, baston sola getirildiğinde yine eş zamanlı olarak sağ ayakla (bir baston-bir ayak şeklinde) adım atılmalıdır. Bastonu sağa aldığımızda sol, sola aldığımızda sağ adımın atılmasının sebebi; bastonun adımı atmadan önce basacağımız alanı tarayıp güvenli olduğundan ve hiçbir engel bulunmadığından bizi haberdar ederek rahat hareket etmemizi sağlamasıdır.
*Bastonla adımlarını uyum içinde atabiliyorsa, artık sarkaç bastonla sol kenarı takip ederek yürünmeye geçilir.
*Sarkaç bastonla zorunlu hallerde sol kenarı takip sebebi, karşıdan gelen aracın, görme engelliyi farketmesi içindir.
*Bastonu sağa veya sola hareket ettirirken, yoldaki çukur ve engebeleri atlamamak için mümkün olduğunca bastonu yerden kaldırmayıp sürükleyerek kullanılmalıdır. Baston, yerden kaldırılmadan sürüklenerek kullanıldığında, engelleri farketmek, daha hızlı ve kolay olacaktır. Ancak bazen zeminin, bastonu sürüklemeye uygun olmadığı durumlarda, bastonu hafifçe kaldırmak ve yine doğru ritim içinde bir sağa bir sola vurmak gerekebilir.

*Bahçe içinde sarkaç baston çalışması yapılırken, sol kenarın takip edilmesine,  adımlarla bastonun uygun ritimde olmasına ve kenarda karşılaşılan yol ayrımlarına da dikkat çekilir. 1.yol ayrımı, 2.yol ayrımı şeklinde öğrencinin de dikkat etmesi sağlanır.
NOT: Sarkaç baston tekniğiyle yürürken ilk önce kılavuz yolu takip etmek, kılavuz yol yoksa kaldırım üstü kenar takibi yapmak, zorunlu hallerde yol içinden kenar takibi yapmalıdır.

Ada çalışmaları (Bahçe içinde);
*Ada çalışması, yön bulma çalışmasıdır ve adayı konumlarken adanın; yönüne, sırasına, ipuçları ve işaretlerine dikkat etmek gerekir.

*Ada çalışmalarında temel kural, yolu önümüze alarak adaları tanıtmaktır. 1.adanın 1. köşesinden başlanarak adanın tüm köşeleri sırayla öğrencilere tanıtılır. Binadan çıkıp sola döndüğümüzde, yolu önümüze aldığımızda, soldaki ilk ada 1., onun sonrasında 2., 1.adanın sağında 3. ada, 3. adanın arkasında4, 3. adanın sağında ise 5. ve 6.adalar  olduğu, zamanı geldikçe anlatılmalıdır. 1.Adadan itibaren çalışılmaya başlandığında, yolu önümüze aldığımızda sağ alt köşe 1, sol alt köşe 4, sağ üst köşe 2 ve sol üst köşe 3 şeklinde sistematik bir sırayla öğretilmelidir.
*Ada çalışmaları yapılırken, köşelerde neler olduğu mutlaka konuşulmalı, mümkün olduğunca öğrenciye dokundurarak inceletilmeli ve ipuçları yakalanmaya çalışılmalıdır.
*Ana işaretler ve yardımcı işaretler hakkında mutlaka bilgi verilmelidir. Ana işaretler, sabit ve belirgin işaretlerdir. Örneğin;  yoldaki cep, bina, duvar, büyükçe ağaç gibi. Yardımcı işaretler ise, değişebilen ya da fabrikasyon olan işaretlerdir. Örneğin; bir araç, bağlı bir köpek, elektrik direkleri gibi. Ayrıca, köşelerde neler olduğu çalışılırken, bulunulan köşeden sağa doğru gidildiğinde neler olduğu hakkında da bilgi verilmelidir. Örneğin,1. köşeden sağa doğru gidildiğinde, bahçe duvarının  olduğu gibi bilgiler, öğrencilere bastonlarıyla dokundurularak gösterilmelidir.

*Ada çalışması yapılırken, köşelerin birbirlerine olan konumları da mutlaka
konuşulmalıdır. Örneğin;1.adanın 2.köşesinden karşıya geçilirse, hangi köşeye geçilmiş olur?
*Adanın etrafında yürünürken, baston farklı bir malzemeye değdiyse (ağaç gibi…), mutlaka baston kullanılmayan elle yüksek kol korunma tekniğine geçilmelidir. Böylece yüz ve baş kısmı korunmuş olacaktır.
*Eğer bir köşeden karşıdaki diğer bir köşeye geçilecekse, köşeden birkaç adım içeriye girildikten sonra, pozisyon alınarak karşıya geçilmelidir.
*Karşıdan karşıya geçme pozisyonunda ilk önce topuklar kenara yaslanır, baston, başparmak aşağıda, dik şekilde, merdiven çıkma pozisyonunda, ayakların arasında tutulur ve yol dinlenir. Eğer araç, insan, hayvan vb. herhangi birşey gelip gitmiyorsa, baston “ben geçeceğim” anlamında hafifçe uzatılır, sarkaca getirilir ve güvenli bir şekilde karşıya geçilir.

*Karşıdan karşıya geçilirken, yolun sağından ve solundan sesler geçmek için güvenli mesafeye uzaklaşıncaya  kadar beklenir ve daha sonra geçilir.
*Ada çalışmaları esnasında, kenar takibi yapılırken, eğer herhangi bir adanın içinde bir cep varsa, kenar bırakılmadan cebe girilir, kenar takip edilerek cepten çıkılır ve tekrar adanın diğer köşesine doğru ilerlenir.
*Eğer bir adanın içinde girilen cepte incelenecek bir yer varsa(Atatürk köşesi gibi), gerekli incelemeler yapıldıktan sonra cepten çıkılarak yürünmeye devam edilir.
*Ada çalışmaları esnasında, merdiven çıkma çalışması da yapılır. Merdiven çıkılırken, baston, sol ele alınır, çapraz biçimde tutulur, merdiven bitince (düz alana gelindiğinde), tekrar sarkaca geçilir ve yürünmeye devam edilir.
*Ada çalışmaları içinde, yüksek bir platformda (bir kenarı boş olan alanda) yürüme çalışması da yapılır. Bu aynı zamanda kaldırım üzerinde yürüme çalışmasıdır. Bu çalışmada, bastonla sol kenar takip edilir. Baston yine sarkaç biçimde kullanılır.
Yüksek zeminlerde bastonun uç kısmı hafifçe düşürülmeli ve baston çok geniş açıyla açılmamalıdır. Buradaki amaç, kenara yakınlığı kontrol ederek, bastonun kontrolünü kaybetmemek ve güvenli bir biçimde tehlikeli alanı geçmeyi öğrenmektir.
*Ada çalışılırken karşıdan karşıya geçilecekse ve eğer kenara park etmiş bir araç varsa ya da tam kenarda duran ve yerinden oynatılamayacak bir nesne varsa arabaya ya da nesneye kenar muamelesi yapılır. Arabanın/nesnenin ucuna kadar gelinir. Baş, hafifçe yola doğru uzatılarak baston dik tutulur, dinleme yapılır, yol müsaitse karşıdan karşıya geçilir.
*Ada çalışmasının en sonunda karışık rota çalışmaları yapılır. Bu çalışmada öğrencilere, öğrenilen tüm adalarla ilgili karışık rotalar verilir. Öğrencilerden, bulundukları noktadan, verilen rotaya gitmeleri istenir. Örneğin, 1.adanın 1.
köşesinde bulunan bir öğrencinin, 3.adanın 4.köşesine en kısa yoldan gitmesi istenebilir.
*Ön bahçedeki adalar tamamlandıktan sonra, arka bahçedeki adalar çalışılmaya başlanır.
*Arka bahçeye geçilirken, binanın duvarı takip edilir, yürüme esnasında geçilen odaların hangi odalar olduğu konuşularak arka bahçeye geçilir.
*Arka bahçedeki adalar da aynen ön bahçedeki gibi sırayla çalışılır. Adaların birbirlerine göre konumları, hangi adanın hangi köşesinde olunduğu gibi çalışmalar yapıldıktan sonra, bahçe içinde ada çalışmaları sona erer.

Bahçe dışına çıkma:
*Bahçe içinde ada çalışmaları tamamlandıktan sonra artık bahçenin dışına çıkılır.
Bahçeden dışarıya çıkılır çıkılmaz ilk önce topuklar duvara yaslanır ve daha sonra baston uygun pozisyonda tutularak karşıya geçilir.
*Karşıdan karşıya geçilirken, çapraz bir biçimde geçilmemesine, yolu uzatmamaya dikkat edilmelidir.
Otopark giriş ve çıkışı olması nedeniyle, karşıdan karşıya geçiş kuralları aynen geçerlidir ve mutlaka karşıya düz bir şekilde geçilmeye çalışılmalıdır. Önce karşı duvar bulunmalı ve daha sonra kılavuz yol takip edilmeye başlanmalıdır.
*Her zaman önce kılavuz yoldan yürünmesi, sonra kaldırım kenarının takip edilmesi, en son mecbur kalındığında yol içinden yürünmesi gerektiği mutlaka hatırlatılmalıdır.
*Okul bahçesinden çıktıktan sonra kılavuz yol takip edilerek ilk yol ayrımına kadar gidilir. Bu sırada, sağda ve solda yol üzerinde nelerin bulunduğu hakkında da konuşulur.

Etaplar Çalışması:
*Bahçe dışına çıkıldıktan sonra çalışılacak güzergah ilk önce, etaplara bölünür ve öğrencilerle etap etap çalışılır. Örneğin, manavın önü birinci etap, daha sonraki kahvehane ikinci etap olarak kabul edilir. Böylece öğretim parçalara bölünmüş olacağından güzergahın öğrenilmesi daha kolay olacaktır.
*Kaldırımda yürünürken öğrencilere mutlaka yürünülen kaldırım üzerinde bulunan mekanlar (market, kasap, postane…) hakkında bilgi verilmelidir. Hatta yürünülen kaldırımın karşısındaki kaldırımda da neler olduğu betimlenmeli ve öğrencide zihinsel bir harita oluşturulmaya çalışılmalıdır.

*Kaldırım üzerinde yürünürken özellikle otobüs duraklarının yeri, yanından geçilen tüm iş yerleri, ışıkların yeri, sesli ışıkların kullanımı konularında da bilgi verilmelidir.
*Kaldırım üzerinde ilerlenirken kılavuz yoldaki uyarıcı işaretlerin ne işe yaradığı da anlatılmalıdır. Uyarıcı zemin, kaldırımın sonuna gelindiği, yol ayrımına gelindiği sağa veya sola dönüleceği ya da merdiven basamaklarının başlayacağı gibi anlamlar içermektedir.
*Kılavuz yol üzerindeki düz çizgiler, yolun düz devam ettiği anlamına gelirken; yuvarlak noktalar, uyarıcı zemin olduğunu göstermektedir.
*Kaldırımın sonuna gelindiğinde hemen karşıya geçilmemelidir. Önce köşeden birkaç adım içeriye girilir, yol iyice dinlenir, herhangi bir tehlike görülmediğinde uygun pozisyonda karşıya geçilir.
*Eğer kaldırımın hemen bitiminde köşede bir araba varsa, arabanın uç kısmına kadar gelinerek uygun pozisyonda karşıya geçilmelidir. Bunun temel sebebi, yoldan gelmekte olan diğer arabaların görme engelli bireyi farketmesini sağlamak ve yolu daha dikkatli dinleyerek güvenli bir şekilde karşıdan karşıya geçebilmektir.
*Kaldırım kenarı takip edilerek yürünürken, bastonun ucu hafifçe kaldırımın kenarından düşürülerek kullanılır. Baston bu şekilde kullanıldığında, ucunun yere çok fazla düşmemesine dikkat edilmelidir. Bastonun ucu çok fazla düşürülürse, bastonun sağa sola hareketi yavaşlayacağından yürüme esnasında görme engelli birey önündeki engelleri taramakta geç kalabilir.
*Kaldırımın kenarından yürünürken dönüşlerde de kenar takip edilerek gidilecek yere ulaşılır.

*Yol içinden yürünürken, kaldırımla aramızda 10 cm kadar mesafe  olmalıdır.
Eğer önümüze bir engel çıkarsa engelin kenarı takip edilerek yürünmeye devam edilir ve engel geçildikten sonra tekrar kaldırımın yanından yürünmeye devam edilir. Eğer yol içinden yürürken önümüze bir araba çıkarsa, arabanın yol tarafındaki uç kısmına kadar gelinir, herhangi bir tehlike gözlenmediğinde aracın yan tarafından elle takip
edilerek yürünür ve tekrar kaldırıma yaklaşılır. Eğer yol içinden yürünürken bir cebe rastlanırsa, cebin içine girilerek takip edilir ve cep bittiğinde cepten çıkılarak tekrar aynı güzergahta yürünmeye devam edilir.

Kavşak çalışması:
*Trafik ışıklarının ilerisinde yol bitiminde bulunan kavşaktaki yollar tek tek öğrencilere anlatılarak tanıtılır .Daha sonra da kavşaktaki yolların tamamı sırayla çalışılarak öğrencilere gösterilir. Bu şekilde, parçadan bütüne gidilerek kavşağın tamamının kavranması sağlanır ve bütünün zihin haritasına ulaşılmış olur. Kavşağı oluşturan yollar tek tek çalışılırken, yol güzergahında bulunan merkezi yerler; market, sağlık ocağı, eczane, camii gibi yerlerin konumları mutlaka öğrencilere tanıtılır.
*Kavşak çalışması sona erdiğinde, ada çalışmalarına geçilir.

Ada Çalışmaları:
*Üçüncü etabın sonunda bulunan ve önemli bir işaret olarak alınan kör ağacından karşıya geçildiğinde adalar başlamaktadır.
*Adaları önümüze aldığımızda, ağacın karşısındaki ilk ada birinci, onun arkasındaki ada ikinci, birinci adanın sağında üçüncü ve dördüncü adalar, ikinci adanın sağında beşinci ve altıncı adalar, üçüncü adanın sağında yedinci, dördüncü adanın sağında sekizinci, beşinci adanın sağında dokuzuncu ve altıncı adanın sağında ise onuncu adalar bulunmaktadır. Kısaca, soldan itibaren 1 ve 2, ortada 3, 4, 5, 6 ve en sağda ise 7, 8, 9, 10. adalar bulunmaktadır.

*Adaları önümüze aldığımızda, sahil önümüzde kalmaktadır. Adaların köşe numaralarını belirtirken her zaman yolu önümüze alarak düşünmemiz gerekmektedir.
*Adaların köşe numaralarının belirlenme biçimi, aynen bahçe içindeki ada çalışmalarında olduğu gibidir. Adayı önümüze aldığımızda, adanın sağ alt köşesi 1,sol alt köşesi 4, sağ üst köşesi 2 ve sol üst köşesi ise 3. köşelerdir.
*Adanın çalışılmasına her zaman 1.köşeden başlanır, sonra 2., 3. ve 4. köşeler çalışılır. En son mutlaka 1.köşeye gelinerek ada çalışması tamamlanmalıdır.
*Ada çalışması esnasında, her köşedeki işaretler ayrıntılı olarak incelenmelidir. Ana işaretler ve yardımcı işaretler, zihin haritasına yerleştirilmeye çalışılmalıdır.
*Adanın etrafında dolaşılırken, köşedeki işaretler dışında yürüme esnasında karşılaşılan belirleyici işaretlere de dikkat edilmelidir. Örneğin, bahçe kapısı, otopark girişi gibi yerler, belirleyici işaretlerdir.

*******

*******

 BAĞIMSIZ HAREKET EĞİTİMİ” SERTİFİKASYON SORULARI (AHMET AĞI)

A1-EĞİTİM ÖNCESİ ÖĞRETİM PLANI VE MESLEKİ GELİŞİM 

1-GEB ile iletişim kurmada, doğru uygulamalar nelerdir?

a)Konuşarak ve koklaşarak.

b)Teknolojik aletler yardımıyla.

c)Konuşarak ve bazı işaretler yardımıyla.

d)İnternet üzerinden.

e)Sadece komutlarla.

2-GEB’in sağlık durumunu gözlemleyerek bilgi formu oluşturmak neden gereklidir?

a)GEB’i sağlık yönünden tanımak.

b)Eğitime engel olabilecek bir durumu olabilir.

c)Sağlık sorunlarına göre öğretim hedefleri belirlenir.

d)Tedavi ve destek hizmeti için veri sağlar.

e)Hepsi gereklidir.

3-GEB’in ihtiyaç duyduğu, eğitim gereksinimleri nasıl belirlenir?

a)Gözlem yoluyla.
b)Kendi ifadesiyle.

c)Deneme yanılma.

d)Performans İhtiyaç Listesi oluşturarak.

e)GEB her türlü eğitime ihtiyaç duyar.

4-“Performans Değerlendirme Sonucu”na göre eğitim ihtiyacı ile ilgili öncelikler neden önemlidir?

a)Dinlenmeye daha çok zaman ayırabilmek.

b)Konuların bağlantılı olması.

c)İhtiyaçtan fazlasını öğrenmemek.

d)Eğitim ihtiyacıyla ilgili öncelikler yoktur.

e)GEB’İ kendi koşullarında hayata daha iyi hazırlayabilmek için.

5-Kazandırılacak beceriler için, kısa ve uzun dönemli olarak, öğretim amaç ve yöntemleri GEB’e göre farklılık gösterir mi?

a)Amaç değişmez ama yöntem değişikliği olabilir.

b)Amaç da yöntem de değişmez.

c)GEB’e göre, öğretim amaç ve yöntemleri farklılık gösterir.

d)Yöntem değişmez, amaçlar değişir.

e)Amaç değişir, yöntem değişmez.

6-Öğretim süreçleriyle ilgili hangisi yanlıştır?

a)Önce rehberli sonra tek başına uygulanır.

b)Parçadan bütüne doğrudur.

c)Öğretimde süreç yoktur.

d)Kolaydan zora doğrudur.

e)Yakından uzağa doğrudur.

7- GEB’in eğitim programlarına katılımıyla ilgili hangisi söylenemez?

a)Ne zaman isterse o zaman katılır.

b)Mazeret harici eğitime katılım tam olmalıdır.

c)Sürekli tekrarlarla pekiştirilmelidir.

d)Eğitim programıyla ilgili materyaller kullanır.

e)Eğitim programının amaç ve hedefleri dışına çıkılmaz.

8- Yeni yöntem, yeni sistem, yeni teknolojik gelişmeleri nasıl takip edebileceğini öğretmek, eğitim açısından önemli midir?

a)Önemli değildir, kafa karıştırır.

b)Önemlidir, nasıl takip edebileceğini öğrenen, engelleri aşmayı da öğrenir.

c)Bazen önemlidir.

d)Olsa da olur olmasa da.

e)Herkes yenilikleri takip edemez.

9- Bilgi ve deneyimlerinizi birlikte çalıştığınız kişilerle paylaşır mısınız, neden?

a)Paylaşmayı gerekli bulmam.

b)Zorunlu hallerde paylaşırım.

c)Karşı tarafın tutumunu dikkate alırım.

d)Samimi olduklarımla paylaşırım.

e)Paylaşırım, karşılıklı fikir alışverişi gelişim sağlar.

10- Mesleğinizle ilgili yasal düzenlemeler ve yenilikleri takip etmenin önemi nedir?

a)Hak arayabilmek için, haklarını bilmek gerekir.

b)Yenilikleri takip etmek, hayatı kolaylaştırır.

c)Kendini güncellemek, modern dünya ile uyumlu olmayı sağlar.

d)Donanımlı olmak, problem çözme becerisini geliştirir.

e)Hepsi önemlidir.

11- Mesleğinizle ilgili etkinlikleri yerine getirirken, yasal mevzuata ve kalite sistemlerine uygun olmasına dikkat eder misiniz?

a)Evet, mevzuata uygunluğu ve standartların altında olmaması yapılan işin değerini gösterir.

b)Kalite standartlarına uygunluk, yapılan işin sonuçları bakımından ölçülebilir olmasını sağlar.

c)Yasal mevzuata uygun olması, doğacak problemleri ortadan kaldırır.

d)Kalite standartlarına uygunluk aynı işin her zaman aynı seviyede uygulanmasını sağlar.

e)Hepsi doğru.

12- Verdiğiniz eğitimle ilgili talep edilen tüm belgeleri hazırlamak ve kaydetmek işinizin bir gereği midir?

a)Evet, yapılan her işi belgelemek hem denetimi sağlar hem de veri tabanı oluşturur.

b)Hayır, gerekli değildir.

c)Uygun gördüklerimi hazırlar ve kaydederim.

d)Her şeyi aklımda tutarım.

e)Her şeyi kaydeder sonra da imha ederim.

13-GEB’in eğitiminde ”tümevarım yöntemi” için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

a)Tümevarım yöntemi ”bütünlük algısı” sağlar.

b)GEB’in kendisini konumlandırmasını sağlar.

c)Total GEB’lerde zorunlu bir yöntemdir.

d)Tümevarım yöntemi, zihinsel harita becerisini destekler.

e)Hepsi doğru

14-GEB’in eğitimiyle ilgili hangi yaklaşım yanlıştır?

a)GEB’in daha kreatif (yaratıcı) ve inovatif (yenilikçi) olmasını destekleyen yaklaşımlara açık olunmalıdır.

b)Yeni teknik ve sistemleri takip edip uygulamak.

c)Başarısı belli denenmiş geleneksel yöntemlerin dışına çıkılmamalı.

d)Gelişimi engelleyen önyargılar ve dogmatik tutumdan vazgeçilmeli.

e)Akılcı, eleştirel ve gerçekçi çözümlerin yanında yer almalı.

15-Total GEB’lerde hangi öğretim yöntemi etkin değildir?

a)Tümdengelim

b)Tümevarım

c)Basitten karmaşığa

d)Yakından uzağa

e)Önce rehberli sonra rehbersiz uygulama

16-Bir eğitimci olarak, kendinizi daha donanımlı hale nasıl getirirsiniz?

a)Alanımla ilgili kaynakları araştırarak

b)Yeni teknik ve sistemleri takip ederek

c)İlgili etkinliklere katılarak

d)Çözüm aşamasında sorunlara önyargısız ve eleştirel yaklaşarak

e)Hepsi doğru

17-GEB’in öğretim süreçleriyle ilgili hangisi doğru bir yöntemdir?

a)Yapamadığında yüksek sesle ikaz ederim.

b)Bir sonraki derse almayarak cezalandırırım.

c)Hiçbir şey söylemeden sürekli tekrarlar yaparım.

d)Yapabildiği kısımları pekiştirir, yapamadığı yerlerde de nerede sorun yaşadığını birlikte değerlendiririm.

e)Başaramazsa programdan çıkarırım.

18-Eğitimde İSG (İş Sağlığı ve Güvenliği) konusunda, aşağıdakilerden hangisi etkili olmayan bir tutumdur?

a)Risk analizi yaparım, başlangıçta en az riskli yerleri tercih ederim.

b)Tehlikeli yerlerden uzak durmasını söylerim.

c)GEB’e tehlikeli yerler hakkında bilgi veririm.

d)Tehlike anında ne yapmaları ve nasıl yardım alabilecekleri hususunda bilgilendirip, uygulamalarla desteklerim.

e)Tehlikeli yerlere karşı önlem alınmış, güvenli yürüyüş  alanları belirlerim.

19-GEB’in bağımsız hareket becerilerine yönelik performans değerlendirmesi yaparken, nelere dikkat edersiniz?

a) Öğrendiklerini tek başına iken nasıl uyguladığına,

b)Farklı problemler karşısında çözüm üretmesine,

c)Kreatif ve inovatif olmasına,

d)Azimli ve gayretli oluşuna,

e)Hepsi

20-Eğitim gruplarıyla ilgili hangisi yanlıştır?

a)Seviye grupları yaparım.

b)Sadece sayısal olarak bölüp, karma gruplar yaparım.

c)Başka bir engeli ya da sağlık problemi olup olmadığına bakarım.

d)Kavrayış ve beceri performansına bakarım.

e)Yaş durumlarına bakarım.

A-1  AÇIK UÇLU SORULAR:

  • Kazandırılacak becerilerde amaç ve yöntemleri önceden belirlemek neden gereklidir, kısaca açıklayınız.
  • Belirlenen amaç doğrultusunda, eğitim süreçlerinin belirlenmesi ve GEB’e anlatılmasının önemini açıklayınız.
  • Performans İhtiyaç Listesinin, GEB’in eğitimdeki ihtiyacı açısından önemini açıklayınız.
  • Verdiğiniz eğitimin kalite standartlarına ve mevzuata uygun olmaması sonucunda, doğabilecek olası sonuçlar nelerdir kısaca açıklayınız.
  • Verdiğiniz eğitimle ilgili, ne tür belgeler hazırlamanız gereklidir, kısaca açıklayınız.
  • Teknolojinin, bağımsız hareket açısından olumlu etkilerini kısaca açıklayınız.

A2- YÖNELİM BECERİLERİNİ ÖĞRETME:

 1-Öğretim planına uygun materyalleri hazırlamak ve ortam düzenlemesi ile ilgili liste yapar mısınız?

a)Listeye gerek yok aklımda tutarım.

b)Evet materyalleri hazırlar, ortam düzenlemesi ile ilgili liste de yaparım.

c)Ortam düzenlemesine gerek yok, her şey doğal olmalı.

d)Sadece materyalleri hazırlarım.

e)Ortam düzenlemesi ile ilgili listeye bağlı kalmam.

2-GEB’e kazandırılacak becerilerin amaç ve gerekçelerini de açıklamak gerekir mi?

a)Hayır gerekmez, öğrenmesi yeterli.

b)Açıklanırsa iyidir açıklanmazsa da olumsuz bir etkisi olmaz.

c)İstemiyorsa açıklanmamalı.

d)Evet gerekir, amaç ve gerekçelerini bilmek, başarıyı artırır.

e)Kafası karışabilir, uygulama yeterlidir.

3-Eğitimde çevre güvenliğini tanımlar mısınız?

a)GEB, çevre güvenliğini kendisi test etmeli.

b)Hayat nasılsa, eğitim için de her şey kendi doğallığında olmalı.

c) Güvenlik tedbirlerinin alınması ve tehlike yaratan örnekleri uygulama eğitimin yapılabilmesinin ön şartıdır.

d)Eğitimde güvenlik, motivasyonu düşürür.

e)Çevrenin riskleri konusunda, örnek uygulamalar yapılmalıdır.

4-GEB’e eğitim verilen yerde, kaynak israfıyla ilgili önleyici tedbirlerden bahsetmek farkındalık yaratır mı?

a) Evet yaratır, eğitimde verimlilik sağlar.

b)Önleyici tedbirlerin farkında olmak, yanlış kullanımın farkında olmaktır

c)Kaynakların yanlış kullanımı, yanlış davranışların alışkanlığa dönüşmesidir.

d)Önleyici tedbirlerin, kaynakları tasarruflu kullanmada önemini kavramak, eğitimde pozitif yönde motivasyonu artırır.

e)Hepsi doğru.

5- GEB’e duyusal beceriler kazandırmada, izlenecek eğitim yöntemlerini belirlemede hangisi söylenemez?

a)Eğitim yöntemleri doğru öğrenmeyi sağlar.

b)Eğitim yöntemlerini belirlemek, davranışı denetleme olanağı verir.

c)Eğitim yöntemlerini belirlemek, öğrenmeyi kolaylaştırır.

d)GEB, duyusal becerilerini nasıl geliştirebileceğini öğrenir.

e)İzlenecek eğitim yöntemlerini belirlemek, gerekli değildir.

6-“Bina içi ve dışı ortamlarda nesnelerin kavramsal ve bilişsel süreçlerinin öğretimi, eğitimde en temel unsurdur” ifadesi için hangisi söylenemez?

a) Doğru değildir, başka değişkenler de vardır.

b)Nesnelerin kavramsal ve bilişsel süreçlerinin öğretimi, eğitimin temelini oluşturur.

c)GEB’in kavramsal ve bilişsel seviyesi, öğretim planınızı belirler

d)Kavramsal ve bilişsel süreçlerin öğretimi birebir eğitimle olmalıdır.

e)Kavramsal ve bilişsel süreçlerin öğretimi, sonraki konuların eğitiminde belirleyicidir.

7-“Ses, ışık, koku gibi uyaranların, ortam içerisindeki doğru analizi engelleri fark etme ve yön bulmada oldukça önemlidir” ifadesi doğru mudur?

a)Engel ve yön bulmada, ses kadar sesin “yankı”sı da önemlidir.

b)Engel ve yön bulmada, ışık kadar ışığın “gölge”si de önemlidir.

c)Uyaranlar ne kadar iyi analiz edilirse, engel ve yön bulmadaki risk yönetimini de o kadar kolay olur.

d)Kokunun kaynağı, mesafe ve yön tahminine yardımcı olur.

e)Hepsi doğru.

8-Bağımsız hareket eğitiminde işaret nedir, kaça ayrılır?

a) İşaret, kolayca tanınan, sabit yerleşimi olan nesne, ses, koku ısı ya da dokunsal bilgi kaynağıdır.

b)İşaretler, ana ve yardımcı işaretler diye ikiye ayrılır.

c)İşaretlerin sırası, yön bulmaya yardımcı olur.

d)Her yerin işaretleri, kendine özgüdür.

e)Hepsi doğru.

9-Bina içi ve dışı numaralandırma sistematiği için en doğru ifade hangisidir?

a)Numaralandırma gerekli değildir.
b)Kendini konumlandırma ve yön bulma için önemlidir.

c)İşaretleme yeterlidir.

d)Numaralandırma tekniğini herkes kullanamaz.

e)Numaralar çoğaldıkça akıl karışıklığına yol açar.

10-“Mesafe, hız ve yükseklik gibi kavramları nasıl ölçümleyebileceğinin yöntemlerini öğretmek, GEB’e öğrendiğini uygulayabilme imkanı verir” ifadesi doğru mudur?

a)Yöntemi bilmek, problem farklılaşsa da çözümü bilmeyi sağlar.

b)Bu kavramları ölçümlemeyi bilmek, engelleri daha kolay bulmasını sağlar.

c)GEB’in kendisini ortamda daha kolay konumlandırmasını sağlar.

d)Problem çözme yeteneğini geliştirir.

e)Hepsi doğru.

11-Bina içi ve dışı “yön tayininde” en önemli unsur nedir?

a)Zihinsel harita oluşturmaktır.

b)Baston kullanmak.

c)Rehber kullanmak.

d)Duvar takibi yapmak.

e)İşaret bulmak.

12-Yönelim becerilerinin kazanılması amacıyla verdiğiniz eğitimin, “Öğretim Sonu Değerlendirmesi”ni nasıl yapacağınızı belirtir misiniz?

a)GEB’in bilmesi gerekmez.

b)GEB’in başarı ölçütlerini bilmesi, merakını giderir.

c)GEB’in “Öğretim Sonu Değerlendirmesi”nin nasıl yapılacağını bilmesi, konulara hazırlığını da etkileyerek daha başarılı olmasını sağlar.

d)İhtiyaç duyarsam açıklarım.

e)Sadece değerlendirme sonucunu belirtirim.

13-Arama tekniklerinde hangisi yanlıştır?

a)Arama yaptığımız yüzeye göre arama tekniği uygulamalı.

b)Her yere sırayla bakılmalı.

c)Arama yapmadan önce zarar verememek için önlem almalı

d)Tek elle ya da çift elle aramaya karar vermeli.

e)Hızlı aramalı.

14-Numaralandırma sistematiğinde hangisi doğrudur?

a)Her işarete bir numara verilmeli.

b)Belirgin ana işaretleri belli bir sıraya göre numaralandırmak yön bulmaya yardımcı olur.

c)Numaralandırmada bir sistematiğe gerek yoktur.

d)Çift numaralar kullanılmalıdır.

e)Numaralandırma sağdan sola doğru olmalıdır.

15-Hissedilebilir kabartma yüzeyler için hangisi söylenemez?

a)GEB’in takılıp düşmesine neden olabilir.

b)Zihinsel olarak harita çıkarmaya yarar.

c)Yön bulmaya yardımcı olur.

d)Erişimi kolaylaştırır.

e)Güvenli yürüyüş sağlar.

16-“Pusula yönlerini bilmek……..önemlidir”, ifadesindeki boşluğu doldurunuz.

a)Ara yönler için

b)Eğitim için

c)Gerçek yönlere göre zihinsel harita oluşturabilmek için

d)Dış dünyanın imajı için

e)Kıbleyi bulmak için

17-Teknolojiden yararlanmada hangisi GEB için geçerli değildir?

a)Yön bulmak

b)Bilgiye daha kolay erişim sağlamak

c)Araçların daha sessiz çalışması

d)Güvenli yürüyüşe yardımcı olmaları

e)Çabuk ve kolay iletişim kurabilmek

18-Bir sesin diğer sesleri maskelemesinin/bastırmasının olumsuz sonuçları nelerdir?

a)Ortamdaki diğer sesleri ayırt edemeyiz.

b)Önlem almayı engeller.

c)Yanlış karar vermeye neden olabilir.

d)Tehlike riski yüksektir.

e)Hepsi doğru.

19-Arama yapılan yüzey, arama tekniğini etkiler mi?

a)Etkilemez.

b)Etkiler, yüzeye göre teknik uygulanır.

c)Önemli olan aradığını bulmaktır.

d)Her zaman gören birinden yardım almalı.

e)Yüzey bozuksa arama yapılmaz.

20-Yön bulmada etkin olamayan yöntem hangisidir?

a)Navigasyon kullanma.

b)Her zaman başkalarından yardım almak.

c)Rota analizi yaparak, zihinsel harita oluşturma.

d)Bastonla kılavuz yol ya da kenar takibi yapmak.

e) Krokisini çıkarma.

 

A-2 AÇIK UÇLU SORULAR:

1-GEB’e pusula yönlerinin kazandırılmasının Bağımsız Hareket eğitiminde önemini kısaca açıklayınız.

2-Bağımsız hareket eğitiminde işaretler ve numaralandırma sistematiğinin önemini gerekçeleri ile kısaca açıklayınız.

3-Bağımsız hareket eğitiminde kaynak israfının önüne sizce nasıl geçilir, açıklayınız.

BECERİ VE YETKİNLİKLER    (P-1))

1-Eğitime başlamadan önce hazır hale getirdiğiniz materyaller nelerdir?

2-Eğitime başlamadan önce eğitim alanını İSG ve Kalite standartlarına nasıl uygun hale getirirsiniz?

3-Eğitime özel acil durum kural ve yöntemleri nelerdir?

4-GEB’in bina içi ve dışı ortamlarda çevresel kavramları ayırt etme becerisi kazanmasına yönelik bilişsel yöntemler nelerdir?

5-Arama tekniklerinin, öğretim süreçleri nelerdir?

6-Bina içi numaralandırma sistemini, kabartma kroki ya da plan üzerinde gösteriniz.

7-Bina dışı numaralandırma sistematiğini açıklayınız.

8-Ölçümleme gerektiren mesafe, hız ve yükseklik gibi kavramları GEB’e nasıl tanımlarsınız?

9-Sese göre mesafe ve yön tayinini, farklı trafik ortamlarında uygulayanız.

10-Bina içi ve dışında pusula yönlerini nasıl uygularsınız?

11-Farklı ortam ve koşullarda teknolojik cihazlarla (Kabartma pusula, navigasyon cihazı vb.) yön tayini nasıl yapılır gösteriniz.

 A-3 BAĞIMSIZ HAREKET BECERİLERİNİ ÖĞRETME:

1-Öğretim planına göre kullanılan materyalleri hazırlamak neden önemlidir?

a)Öğretim planına göre materyallerden yararlanmak, öğrenmeyi pekiştirir.
b)Öğretim planına göre materyallerden yararlanmamak öğrenimde başarısızlığa yol açar.

c)GEB için materyal kullanımı zorunludur.

d)Bazı konular, materyal olmadan işlenemez.

e)Hepsi doğru.

2-Ortam düzenlemesi ile ilgili yapılacak işlemler için hangisi söylenemez?

a)Ortam düzenlemesi, öğretimde verimliliği sağlar.

b)Hayır, her şey doğal haliyle kalmalı.

c)Ortam düzenleme işlemleri, İSG koşullarını da içerir.

d)Eğitimde öncelik, “basitten karmaşığa” doğrudur, bu nedenle düzenlemeler önemlidir.

e)Ortam düzenlemesi ile ilgili düzenlemeler kazandırılacak becerilerin ölçme değerlendirmesini de sağlar.

3-GEB’e öğretilecek becerilerin amaçlarını, gerekçeleri ile birlikte açıklar mısınız?

a)Evet açıklarım, istenilen hedeflere ulaşmada bilişsel süreçler önce gelir.

b)Hayır açıklamam, davranışları öğrenmesi yeterlidir.

c)Duruma göre açıklarım.

d)İstenmedikçe açıklanmamalı.

e)Açıklanırsa iyidir, açıklanmasa da olumsuz bir etkisi yoktur.

4-Eğitim verilen yerde kaynakları tasarruflu kullanmak için nelere dikkat edersiniz?

a)Öğretilecek becerilerin amaç ve gerekçelerini birlikte açıklarım.

b)Kullanılan kaynak ve malzemelerin özellikleri hakkında bilgilendiririm.

c)Kaynak israfı, eğitimde süreklilik ve verimliliği olumsuz etkiler.

d)Önleyici tedbirlerin alınmaması yanlış davranışları pekiştirir.

e)Hepsi doğru.

5-Elle duvar takibi yaparak yürümenin amacı nedir?

a)Duvarın kalitesini anlamak.

b)Duvardaki şekilleri hissetmek.

c)Kenarda güvenli yürümek ve işaretler yardımıyla yön bulmak.

d)Duvarın boyutlarını anlamak.

e)Duvara yaslanmak.

6-Hatalı duvar takibi sonuçları nelerdir?

a)Takip yaptığı eline zarar verebilir.

b)Başkalarının önüne geçerek zarara sebebiyet verebilir.

c)Yönünü kaybedebilir.

d)İşaretlerin sırasını şaşırır.

e)Hepsi doğru

7-Farklı duvar yapılarında “farklı duvar takibi” uyarlamaları yapılabilir mi?

a)Evet yapılabilir, önemli olan kendine zarar vermeden takip yapabilmektir.

b)Hayır yapılamaz.

c)Farklı uygulamalar kafasını karıştırır.

d)Takibi zor olan duvarlarda uygulama yapılmaz.

e)Arada bir takip etmek yeterlidir.

8-“Yüksek kol” ve “alçak kol” korunma tekniğinin hatalı kullanımının olumsuz sonuçları nelerdir?

a)Kendine gelecek zararlardan korunamaz

b)Başkalarına zarar verebilir.

c)Hiçbir koruma sağlamaz.

d)Boş yere kendini yormuş olur.

e)Hepsi doğru

9-Deneyimsiz rehberlerden yardım istenir mi?

a)Hayır istenmez.

b)Zorunlu hallerde istenebilir, GEB yönlendirmelidir.

c)Rehber yardım etmek istiyorsa her zaman kabul edilmeli.

d)Rehber ayrımı yapılmaz.

e)Deneyim kazanmaları için her zaman rehberlerden yardım istenmeli

10-GEB, rehberin yardımını istemediği durumlarda nasıl reddetmelidir?

a)Sert ifadelerle uyarmalıdır.

b)Kibarca teşekkür edip, kendisinin yapabileceğini söylemelidir.

c)Başkaları aracılığı ile uyarmalıdır.

d)Arkasını dönmelidir.

e)Duymazlığa verip, hızla uzaklaşmalıdır.

11-GEB’in fiziksel yapısına göre baston nasıl olmalıdır?

a)GEB’in boyuna göre göğüs hizasında, ergonomik ağırlıkta esnek ve sağlam olmalıdır.

b)Uzun bir cisim olması yeterlidir

c)Bel hizasında, kısa olmalıdır.

d)Sert ve ağır olmalıdır.

e)Mutlaka ucu tekerlekli ve kırmalı olmalıdır.

12-Farklı ortam ve koşullarda baston kullanma tekniği de farklı mıdır?

a)Hayır, her yerde aynı teknik uygulanır.

b)Farklı baston kullanılır.

c)Farklı teknikler için, ortamın ve koşulların farklı olması gerekmez.

d)Farklı baston teknikleri diye bir şey yoktur.

e)Evet, farklı ortam ve koşullarda, farklı baston kullanma teknikleri uygulanır.

13-Hissedilebilir yüzeylerde, baston kullanımı için hangisi doğrudur?

a)Hissedilebilir yüzeye, paralel yürümelidir.

b)Hissedilebilir yüzey üzerinde, çapraz teknikte yürümelidir.

c)Hissedilebilir yüzey üzerinde, sarkaç yapılmalıdır.

d)Hissedilebilir yüzeylerde baston kullanılmaz.

e)Hissedilebilir yüzeylerde baston kullanmak yorucu olduğundan her zaman kullanılmaz.

14-“Elle duvar takibi……..için önemlidir” ifadesindeki boşluk için en doğru  seçenek hangisidir?

a)Yaslanmak

b)Duvarların kalitesini anlamak

c)Ortada olmamak için

d)Yön bulmak ve güvenli yürüyüş

e)Kenarda beklemek için

15-Hatalı duvar takibi için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

a)İşaretleri karıştırır.

b)Başkasına zarar verilebilir,

c)Kendisine zarar verebilir.

d)Gideceği yeri karıştırır.

e)Hepsi doğru.

16-“Alçak kol………önemlidir”, ifadesini tamamlayınız.

a)Çarpmalara karşı, vücudumuzun alt kısmını korumak için

b)Vücudumuzun üst kısmını korumak için

c)Yön bulmak için

d)El sıkışmak için

e)Dengede olmak için

17-“Yüksek kol…………önemlidir”, ifadesini tamamlayınız.

a)Gözlerimizi kapatmak için

b)Yön bulmak için

c)Çarpmalara karşı başımızı korumak için

d)Vücudumuzun alt kısmını korumak için

e)Denge için

18-“Bastonun boyu, GEB’in……… göre olmalıdır”, ifadesini tamamlayınız.

a)Bacak boyuna

b)Göğüs hizasına

c)Alın hizasına

d)Kilosuna

e)İsteğine

19-“Bastonla yürümede, farklı ortam ve koşullarda……………teknikleri uygulanır”, ifadesini en doğru seçenekle tamamlayınız.

a)Güvenli yürüyüş

b)Bastonu zıplatma

c)Bastonu yere bastırma

d)Bastonu yukardan kullanma

e)Bastonu yavaş kullanma

20-“Hissedilebilir yüzeyler için aşağıdakilerin hangisi doğrudur?

a)Adres bulmaya

b)Çabuk ve kolay erişime

c)Güvenli yürüyüşe

d)Yön bulmaya

e)Hepsi doğru.

A-3 AÇIK UÇLU SORULAR:

1-Elle duvar takibi yaparak yürümenin öğretim süreçlerini gerekçeleriyle kısaca açıklayınız.

2-Yüksek kol ve alçak kol yaparak yürümenin öğretim süreçlerini gerekçeleriyle kısaca açıklayınız.

3-Bastonda aranılan özellikler, bastonun işlevi ve baston boyu nasıl olmalı gerekçeleriyle kısaca açıklayınız.

4-Bastonu, rehberin görevleri bakımından tanımlayınız.

5-Farklı ortam ve koşullarda, farklı baston tekniklerini uygulamanın gerekçelerini kısaca açıklayınız.

6-Hatalı duvar takibinin (el ya da bastonla) yol açtığı olumsuz durumlar neler olabilir kısaca açıklayınız.

BECERİ VE YETKİNLİKLER (P-1)

1-Eğitime başlamadan önce hazır etmeniz gereken materyaller nelerdir?

2-Eğitim yapılacak mekanın İSG ve kalite standartlarına göre uygun hale nasıl getirirsiniz?

3-Eğitime özel acil durum kural ve yöntemleriyle ilgili önlemler nelerdir?

4-Duvar/eşya takibini, bir mekan içerisinde gösteriniz.

5-Farklı duvar yapılarında, takip uygulamasını gösteriniz.

6-Yüksek kol, alçak kol uygulamasını bina içinde gösteriniz.

7-Rehberle yürüme tekniğini gösteriniz.

8-Yanlış rehber tutuşları nasıl düzeltilir ve yanlış rehber tutuşlarının neden olduğu tehlikeli durumlara örnek veriniz.

9-Taraf değiştirme ve dar geçit tekniğini uygulayınız.

10-Rehberle yürürken, 90 ve 180 derecelik dönüşleri gösteriniz.

11-Rehberle oturacağı yeri bulma ve oturacağı yeri kontrol etme tekniklerini uygulayınız.

12-Rehberle merdiven inip-çıkmayı gösteriniz.

13-Çapraz baston ve sarkaç baston tekniğini uygulayınız.

14-Bastonla nesneleri inceleme ve tehlikeli olabilecek durumlarda önlem almayı gösteriniz.

15-Rehberle birlikte yürürken baston kullanma tekniklerini gösteriniz.

16-Bastonlu olarak farklı mimari özelliği olan yerlerde (metro ve AVM vb.) kapı geçişleri (döner kapı, turnike vb.) ve yürüme tekniklerini (yürüyen merdiven ve zeminler, klavuz ve uyarıcı zemin takipleri vb.) gösteriniz.

17-Farklı ortam ve koşullarda uygulanan farklı baston kullanma tekniklerine örnek veriniz.

 

A-4-ROTA ÖĞRETME:

1-GEB’e uygulanacak, öğretim planına göre kullanılacak materyalleri hazır edip, ortam düzenlemesi ile ilgili işlemleri listeleme yapmak neden önemlidir?

a)Materyalleri hazır edip, ortam düzenlemesiyle ilgili işlemleri listelemek, öğretimde disiplini ve başarıyı sağlar.
b)Öğretim planına göre materyalleri hazır etmeli ancak listelemeye gerek yoktur.

c)GEB için materyal kullanımı zorunludur.

d)Bazı konular, materyal olmadan işlenemez.

e)Ortam düzenlemesine gerek yoktur, her şey doğal haliyle kalmalıdır.

2-Öğretilecek becerilerin amaçlarını gerekçeleri ile açıklar mısınız?

a)Evet açıklarım, istenilen hedeflere ulaşmada bilişsel süreçler önce gelir.

b)Hayır açıklamam, davranışları öğrenmesi yeterlidir.

c)Duruma göre açıklarım.

d)İstenmedikçe açıklanmamalı.

e)Açıklanırsa iyidir, açıklanmasa da olumsuz bir etkisi yoktur.

3-Eğitim verilecek mekanda, çevre güvenliği neden önemlidir?

a)Olabilecek kazalara karşı önlem almak için.

b)Çevrenin güvensiz oluşu, GEB’in bağımsız hareket eğitimi açısından güvenini sarsar.

c)Çevrede olabilecek tehlikelere karşı, örnekleme yöntemiyle paniklemesinin önüne geçilmelidir.

d)Güvensiz ortamlarda, GEB’in, ne tür yöntemlere başvurabileceği açıklanmalıdır.

e)Hepsi doğru

4-Eğitim verilen mekanda, kaynak israfının önlenmesine yönelik tedbirler alır mısınız?

a)Öğretilecek becerilerin amaç ve gerekçelerini açıklarken, kaynakların da nasıl kullanılması konusunda bilgilendiririm.

b)Kullanılan kaynak ve malzemelerin özellikleri hakkında bilgilendiririm.

c)Kaynak israfı, eğitimde süreklilik ve verimliliği olumsuz etkiler.

d)Önleyici tedbirlerin alınmaması, yanlış davranışları pekiştirir.

e)Hepsi doğru.

5-Bir güzergahla ilgili rota analizinde hangisi söylenemez?

a)Güzergah öncesi, kendini konumlandırması gerekir.

b)Kenar takibi yapması gerekir.

c)Klavuz yolları takip etmesi yeterlidir.

d)İşaretleri numaralandırmalıdır.

e)Zihinsel harita oluşturmalıdır.

6-Bir adresle ilgili yön tayini, GEB için nasıl yapılabilir?

a)GEB’in yanlış yöne gitmemesi için, kendi yönüne göre yapılabilir.

b)Pusula yönlerine göre yapılabilir.

c)Kroki üzerinde yapılabilir.

d)Navigasyon kullanarak yapılabilir.

e)Hepsi doğru.

7-GEB’in bağımsız hareket açısından hava koşullarına göre giyinmelerini gerekçeleri ile açıklar mısınız?

a)Hayır açıklamam, kendisi tecrübe etmelidir.

b)GEB için hava koşulları, önemli değildir.

c)Evet açıklarım, hangi hava koşullarında nasıl giyineceğini bilmesi, zor durumda kalmasını engeller.

d)Nasıl rahat ediyorsa, öyle giyinmelidir.

e)Giyim kuşama karışmak, doğru değildir.
8-Farklı hava koşullarına göre baston kullanma ve güvenli yürüyüş teknikleri için hangisi söylenemez?

a)Her türlü hava koşullarında aynı teknikler uygulanır.

b)Rüzgarlı, fırtınamsı havalarda güvenli yürüyüş teknikleri uygulanır.

c)Karlı ve buzlu havalarda güvenli yürüyüş tekniği uygulanır.

d)Yağmurlu havalarda, su birikintilerinden geçişte, güvenli yürüyüş tekniği uygulanır.

e)Karanlık ve sisli havalarda, güvenli yürüyüş teknikleri uygulanır.

9-Taşıt, kavşak, üst geçiş, yaya geçidi, trafik işaret ve sinyallerini farklı ortam ve koşullarda öğretimi neden önemlidir?

a)Her durum ve koşulda, trafikte uygun davranmayı sağlar.

b)Farklı ortam ve koşullarda farklı uygulamalara hazırlıklı olmayı sağlar.

c)Her durumda, tehlikelere karşı tedbirli olmasını sağlar.

d)Farklı durum ve koşullarda en az yardımla, hareket etmeyi sağlar.

e)Hepsi doğru.

10-Trafikteki sesleri iyi analiz edebilmek için, ses eğitimi gerekli midir?

a)Kesinlikle gereklidir.

b)Sesleri iyi analiz etmek, doğru mesafe ve yön tahmini sağlar.

c)Sesleri iyi analiz edememek, özellikle trafikte tehlikeli durumlara yol açar.

d)Sesleri ve yankılarını iyi analiz etmek, tehlikelerden önce önlem alma refleksini geliştirir.

e)Hepsi doğru.

11-“Trafikteki tehlikelerden korunmayı örneklerle göstermek, doğru bir yöntemdir” ifadesi için hangisi söylenemez?

a)Örnekleme yöntemi, GEB’in tehlikelere karşı reflekslerini de geliştirir.

b)Örnekleme yapmak, tehlikeler karşısında, panik olmasını engeller.

c)Örnekleme yöntemi, problem çözme yeteneğini geliştirir.

d)Örnekler de tehlikeli olabileceğinden doğru bir yöntem değildir.

e)Örnekleme yapmak, öğretimde etkin bir yöntemdir.

12-“Adres ve yön tarifi GEB’e nasıl yapılmalıdır?

a)Kabartma haritalar yardımıyla yapılmalıdır.

b)Kroki üzerinde anlatılmalıdır.

c)Kendi yönüne göre yapılmalıdır.

d)İşaret ve numaralandırma sistemine göre yapılmalıdır.

e)Hepsi doğru.

13-“GEB’in hava koşullarına uygun giyinmesi…….”, ifadesini en doğru seçenekle tamamlayınız.

a)İyi görünmesini sağlar.

b)Başkalarının takdirini alır.

c)Bağımsız hareket etmesini sağlar.

d)Mutlu olmasını sağlar.

e)Hiçbiri

14-Park etmiş araçların arkasından çıkarken…………”, ifadesini tamamlayınız.

a)Aracın hemen arkasından kenara gelmemeliyiz.

b)Durup, dinleyip, uygun zamanda, aracı takip ederek yürümeliyiz.

c)Çok hızlı çıkmalıyız.

d)Yavaş yürümeliyiz.

e)Aracı temas etmeden yürümeliyiz.

15-Kavşak geçişlerinde geçiş noktası……..yerdir”, ifadesini tamamlayınız.

a)Kavşağın ortası olan

b)Kavşaktaki en sessiz olan

c)Kavşağın sağındaki

d)Kenarın düzeldiği ve ya varsa uyarıcı zeminin olduğu

e) Kenarın dönmeye başladığı ilk

16-Sesli trafik işaretlerinin olduğu yerlerde………….. geçmeliyiz”, ifadesini tamamlayınız.

a)”Geçebilirsiniz” dedikten  hemen sonra

b)”Geçebilirsiniz” dedikten sonra araçların durmasını bekleyip

c)Yanımızdaki insanlar geçiyorsa

d)Herkes geçtikten sonra

e)Tek başımıza

17-Yaya geçidinin olmadığı yerlerde ne yapmalıyız?

a)Geçemiyorsak, gören birisinden yardım almalıyız.

b)Üst geçit varsa onu kullanmalıyız.

c)En uygun yere ilerleyip, trafiği dinleyerek

d)Geçemiyorsak yardım gelinceye kadar beklemek

e)Hepsi doğru.

18-Trafik kazalarına karşı her zaman ……….”, ifadesini en doğru seçenekle tamamlayınız.

a)Yanımızda yara bandı bulundurmalıyız.

b)Yüksek kolda yürümeliyiz.

c)Güvenli yürüyüş tekniklerini uygulayarak önlem almalıyız.

d)Kimliğimiz yanımızda olmalıdır.

e)Kılavuz yolları takip etmeliyiz.

19-Yol içinden yürümek zorunda kalındığında, nelere dikkat etmeliyiz?

a)Tehlike anında kaldırıma çıkmaya

b)Otobüs, kamyon, iş makinesi gibi büyük ve uzun araçlara

c)Trafiğin yoğunluğuna

d)Kenardan uzaklaşmamaya

e)Hepsi doğru

20-“Yan yol geçişlerinde köşelerden………..”, ifadesini en doğru seçenekle tamamlayınız.

a)4-5 adım içeri girip, dinleyip en uygun zamanda geçmeliyiz..

b)Onbeş metre uzaklaşmalıyız.

c)Çok çabuk geçmeliyiz.

d)Uzaklaşmadan geçmeliyiz.

e) Köşelere geçmeliyiz.

A-4 AÇIK UÇLU SORULAR:

 1-Rota analizinde dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir, kısaca açıklayınız.

2-GEB’in hava koşullarına uygun giyinmesinin önemini kısaca açıklayınız.

3-Farklı ortam ve hava koşullarında uygun güvenli yürüyüş tekniklerini uygulamanın önemini gerekçeleri ile açıklayınız.

4-Trafikte dinleme yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli hususlar nelerdir?

5-Karşıdan karşıya geçişlerde, geçiş noktalarını belirlemenin ve trafiğe paralel yürümenin önemini kısaca açıklayınız.

6-Trafikte engelleri geçerken nelere dikkat etmeliyiz, kısaca açıklayınız.

 BECERİ VE YETKİNLİKLER (P-1)

1-Eğitime başlamadan önce, ne tür materyalleri hazır hale getirirsiniz?

2-Eğitime başlamadan önce, eğitim yapılacak mekanın İSG ve kalite standartlarına uygun olmasının gerekçeleri nelerdir?

3-Eğitime özel acil durum, kural ve yöntemlerine göre gerekli önlemleri nasıl alırsınız?

4-Güvenli rota takibinde dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?

5-Farklı ortamlarla ilgili bilgilendirmede kabartma harita, kroki ve planların eğitimdeki önemini nasıl açıklarsınız?

6-Farklı taşıtları güvenli bir biçimde kullanmada, dikkat edilecek hususlar nelerdir?

7-Trafikte karşılaşılan farklı durumlar (yan yol geçişi, farklı kavşak geçişleri, bölünmüş ya da bölünmemiş yollar, sesli sinyaller vb.) karşısında nasıl hareket edileceğini birer örnekle gösteriniz.

PERFORMANS SORULARI: (Pratik sınav)

1-Rehberli hareketlerden; doğru rehber tutuşu, yanlış rehber tutuşlarının düzeltilmesi, dar geçit, taraf değiştirme, merdiven inip – çıkma, kapı açıp – kapama davranışlarını gösteriniz.

2-Rehbersiz hareketlerden; yüksek kol, alçak kol ve duvar takibini hangi durumda nasıl uygularsınız.

3-Çapraz bastonla yürüme ve merdiven inip çıkmayı gösteriniz.

4-Sarkaç bastonda klavuz yol, kaldırım üstü ve yol içi kenar takibi ile karşıdan karşıya geçişi teknikleri uygulayarak gösteriniz.

5-Kavşak geçişini tekniklere uygun olarak gösteriniz.

6-Bina içi çapraz bastonla verilen adresi, rota takibi yaparak bulunuz.

7-Sarkaç baston yaparak, verilen rotayı uygulayınız.

A-1 CEVAP ANAHTARI:

1- c 2- e 3- d 4- e 5- c 6- c 7- a 8- b 9-e 10-e  11-e 12-a 13-e14-c15-a16-a17-d18-b19-e20-b

A-2 CEVAP ANAHTARI:

1-b 2-d 3-c 4-e 5-e 6-a 7-e 8-e 9-b 10-e  11-a 12-c 13-e14-b15-a16-c17-c18-e19-b20-b

A-3 CEVAP ANAHTARI:

1-e 2-b 3-a 4-e 5-c 6-e 7-a 8-e 9-b 10-b  11-a 12-e 13-c 14-e15-e16-a17-c18-e19-a20-e

A-4 CEVAP ANAHTARI:

1-a 2-a 3-e 4-e 5-c 6-e 7c -8-a 9-e 10-e  11-d 12-e13-e14-b15-d16-b17-e18-c19-e20-a

PSİKOLOJİYE GİRİŞ -2

Perşembe, Kasım 26th, 2009

 

  DİL ÖĞRENİMİ:

 

 Çocukların dil öğrenimi birkaç adımda gerçekleşmektedir:

 

 1.adım, ‘kelime öğrenimi’; yeni doğan çocukta kelime bilgisi yoktur. Sadece çeşitli sesler çıkarır. Bağırma, ağlama vs.

 Birinci ayın sonundan sonra açlık, susuzluk, rahatsızlık gibi hallerini çıkarılan seslerle anlatmak için kullanır. Nerde olursa olsun bebeklerin çıkardıkları sesler başlangıçta hep aynıdır. İşittiği dil ne olursa olsun, bebeğin çıkardığı ilk anlamlı sesler a, e gibi dilin gerisinden ve gırtlaktan gelen sesler ile b, m, p, t gibi dilin ön kısmından ya da dudaktan çıkarılan seslerdir.

 İkinci aydan itibaren a, ay, uy gibi ünlüleri çıkarmaya, 4-6 aylar arasında ise ma, mu, da gibi sesleri çıkararak kendi kendilerine konuşabilirler. 9-10. aylar civarında bebeklerin çıkardıkları gelişi güzel sesler azalır. Ve ilerde çıkacak olan ilk kelimenin temelini oluşturacak olan sesler yoğunluk kazanmaya başlar. Bu sesleri, konuşulan seslerin temel taşları olarak düşünmek mümkündür. İlk kelimenin ne zaman telaffuz edileceği bir bebekten diğerine değişmektedir. Bununla birlikte bu çoğunlukla 1 yaş civarına rastlar.

 Bebeğin çıkardığı kelimeler genellikle aynı hecelerin tekrarından oluşan; ‘baba’, ‘dede’ gibi kelimelerdir.

 Çocuğun ilk kelimeyi çıkarmak için geçirdiği aşamalara paralel olarak sözel ayırt etme yeteneği yani söylenilenleri anlama yeteneği de gelişir. İlk kelimenin söylenilmesinden yaklaşık 1-2 ay önce bebek, “baba kaşığı al” gibi basit emirleri anlamaya başlar. Bu da anlama yeteneğinin, konuşma yeteneğinden önce geliştiğine işaret eder.

 Doğumun yaklaşık ilk yılının sonunda çıkmaya başlayan ilk kelimeler, başlangıçta kişiler ve nesneler için kullanılan birer isimdir. Ancak kısa bir süre sonra bebek, tek bir kelime ile bütün cümleyi ifade edebilecek istek, emir ve niyetleri ifade etmeye başlar. Yani tek kelimeyle, birçok karmaşık şey ifade etmeye başlar. Örneğin; “top masanın altına kaçtı” gibi anlamlar ifade eder.

 Bu tip tek kelimelik cümlelere; ‘holophrase’ denir. Bu konuşma tarzına ise ‘holophrastik konuşma’ denir.

 

 2.Adım, ‘kavram öğrenme’; kavram birçok bakımdan farklı olan nesnelerin ortak bir özellik açısından bir kategoride sınıflandırılmasına yardım eden bir etikettir. Örneğin; kız, erkek, balık gibi kavram isimleridir.

 Kavram öğrenirken çocuk herhangi bir etiketi ya da ismi tek bir durum, nesne ya da canlı için değil, uygun özelliğe sahip durum, nesne ve canlıların tümü için kullanmayı öğrenir. Örneğin; başlangıçta ‘balık’ kelimesi sadece akvaryumda bulunan şeye işaret etmek için değil suda yaşayan ve belirli özellikleri olan tüm canlılara işaret eden bir kavram olduğunu öğrenecek ve bu kavramı uygun yerlerde kullanacaktır.

 

 3.Adım, ‘cümle kurma’; İlk cümlenin kurulması yaklaşık 18. ayı alıyor. Ancak bu dönemdeki cümlelerin çoğu iki kelimeden oluşan ve genellikle gramer açısından yanlış cümlelerdir. Örneğin; “baba, atta gitti”, gibi cümlelerdir.

 Çocukların kendi dillerinin gramer yapılarını anlamaları 48 ila 60. ay (4-5 yaş) civarlarına rastlar.

 

Çocuklar hangi mekanizma ile öğrenirler?

 Bu konuda ilk görüşler öğrenme kuramlarıdır. Ve bu kuramlar arasında dil gelişimi üzerinde en fazla duran Skinner’dir. Ona göre dil; diğer davranışlarımızın çoğu gibi edimsel koşullanma yoluyla öğrenilir. Sözel davranışlarımızın temelinde yatan şey, çocuğun çıkardığı bazı seslerin çevre tarafından pekiştirilmesidir.

 Skinner’a göre çocukların çıkardıkları ses ya da heceler edimsel davranışlardır. Çünkü, çocuk bunu uyarıcısız, istemli kendiliğinden yapıyor. Ve tüm edimsel davranışlar gibi kendi çıkardığı sonuçlara karşı duyarlıdır. Yani tekrarlama olasılıkları, ortaya çıkardıkları sonuçlar tarafından kontrol edilebilir. Dil öğrenmeyi sağlayan temel mekanizma budur.

 Skinner’a göre, bebek konuşmaya başlamadan önce değişik sesler çıkarmakta ve bu seslerden bazıları günlük dildeki seslere benzemektedir. Ana-baba bu benzeyen sesleri seçici olarak pekiştirmekte ve dolayısıyla çocuğun bu sesleri daha iyi çıkarmasına yol açmaktadır. Başlangıçta bu pekiştirme, dilde kullanılan bir kelimeye çok az bir benzerliği olan sesler için yapılır. Örneğin; çocuğun çıkardığı ‘baa’ sesi ‘baba’ sözcüğüne benzediği için pekiştirilir.

 Skinner, hecelerle kelime söylenmesine ‘baba, dede’ gibi ‘kademeli yaklaşım der. Bu yolla bir davranışın öğretilmesine ise ‘davranışın şekillendirilmesi’ adını verir.

 Çocuk yine pekiştirme yoluyla hangi kelimeleri nerede kullanacağını da öğrenir.

 Kısaca Skinner’a göre, öğrenme bir pekiştireçtir.

 Diğer bir öğrenme kuramcısı, Bandura’dır. Ona göre de çocuk, koşullanma ve taklit yoluyla öğrenir.

 Bir başka öğrenme kuramcusı ise Chomsky, bir psikolog olmaktan çok bir dilbilimcidir.

 Chomsky, ilk kelimelerin öğrenilmesinde pekiştirme ve taklidin rol oynadığını kabul etmekle birlikte, dil gelişiminin sadece bu mekanizmalarla açıklanamayacak kadar, uzun bir süreç olduğunu vurgulamakta ve dil gelişimiyle ilgili öğrenme kuramları çerçevesinde yapılan bazı açıklamalara da karşı çıkmaktadır.

 Ona göre bir dildeki cümleler ‘yüzeysel yapı’ ve ‘derin yapı’ olmak üzere iki tür yapıya sahiptir.

 Yüzeysel yapı; konuşulan dilin gramer kurallarının gerektirdiği yapıdır. Örneğin; “Ali yardıma hazırdır”, cümlesini ele alalım. Bu cümlede ‘Ali’ isim, ‘yardıma’ dolaylı tümleç, ‘hazır’ fiil, ‘-dır’ eki ise yardımcı fiildir. Bu cümle gramer kurallarına göre, bir araya getirilmiş kelimelerden oluşmaktadır.

 Chomsky’e göre cümlenin ‘derin yapısı’ ise cümlenin ifade ettiği anlamdan oluşur. Ona göre, yüzeysel yapısı aynı olan iki cümlenin derin yapıları aynı olabilir.

 Örneğin; “öğretmen Ali’ye soru sordu”, “öğretmen tarafından Ali’ye soru soruldu” bu iki cümlenin yüzeysel yapılarının farklı olmalarına rağmen derin yapılarını aynıdır.

 Chomsky’e göre cümlelerin derin yapılarını anlayabilmek, dili öğrenmek ve kullanmanın en temel gereklerinden biridir. Oysa cümlelerin derin yapıları doğrudan doğruya söylenmez, söylenen ya da işitilen yüzeysel yapıdır.

 Hiçbir zaman doğrudan doğruya söylenmedikleri ya da işitilmedikleri için bir çocuk derin yapıyı pekiştirme ya da taklit yoluyla öğrenmesi mümkün değildir.

 Buna rağmen Chomsky’e göre 5-6 yaşlarındaki çocuklar kendi dillerinin derin yapılarını anlayabilmekte ve cümlelerin yüzeysel yapılarına değişik anlamlar vermek suretiyle başarıyla değiştirebilmektedirler. Dolayısıyla dilin öğrenilmesi pekiştirme ve taklit dışındaki bazı mekanizmaları gerektirmektedir. Hepimiz belirli gramer kurallarını kullanarak sonsuzca cümleler kurarız. Yani dilde belirli kurallar ölçüsünde bir yaratıcılık var.

 

 Hatırlama:

 

 Hatırlama; ‘bellek’ dediğimiz olgu sayesinde olur.

 Hatırlamanın türleri:

 

 1-Yeniden bütünleştirici hatırlama; bu hatırlamada geçmişte yaşadığımız bir olay, bu olayın geçtiği yer ve zamanla hatırlanır. Bu hatırlamaya bu ismin verilmesinin nedeni; geçmişteki bir olayı, bu olayla ilgili bir ipucuna dayanılarak bir bütün olarak hatırlanmasıdır. Yani bir ipucu, bütün olayın hatırlanmasını sağlar.

 Bu tür hatırlama şart olmamakla beraber genellikle detaylı ve gereksizdir.

 

2-Yeniden bütünleştirmeksizin hatırlama; bu tür hatırlama, geçmiş bir yaşantı ya da öğrenmenin gerçekleştiği yer ve zaman bellekte yeniden yapılandırılmaksızın hatırlanmasıdır.

 Örneğin; ne zaman ve nerde öğrendiğimizi hatırlamaksızın ezberimizde olan bir şiiri okuyabiliriz, bisiklet sürebiliriz.

 

 3-Tanıma; tanımayı hatırlamadan ayıran şey, bazı durumlarda hatırlama sözkonusu olmaksızın tanımanın mümkün olmasıdır.

 Örneğin; gördüğümüz birini tanıyıp, ismini hatırlamamız gibi durumlardır.

 Tanımada iki tür hata sözkonusudur:

 a)Bazen gerçekte belleğimize kaydedilmemiş olan bir şeyi tanıyor olduğumuzu düşünebiliriz. Zaman zaman gördüğümüz yeni bir ortamda daha önce bulunmuş gibi oluruz.

 b)Gerçekte hafızaya kaydedilmiş olan bir şeyin tanınmamasıdır.

 

 4-Yeniden öğrenme; hatırlamanın bir başka biçimidir. Önceden aşina olunan birşeyin, aşina olunmayan eşit düşünüşteki birşeyi başka şeyde daha çabuk öğrenilmesidir. Yani önceden bilinen bir materyal tamamen unutulsa bile tekrar öğrenilmesi daha çabuk olur.

 

 Unutma:

 

 Bu konuda 3 değişik yaklaşım vardır:

1-Bellek izlerinin bozulması.

2-Bozucu etkiler.

3-Güdüsel ya da maksatlı unutma.

 

 1-Bellek izlerinin bozulması görüşüne göre; öğrendiğimiz her yeni şey ya da yeni yaşantı beynimizde hatırlanmayı sağlayacak bir tür fiziksel iz bırakır. Bu izlere, ‘bellek izi’ denir. Unutmaya yol açan şey, zamanla fizyolojik süreçler nedeniyle bu izlerin bozulmasıdır. Örneğin; yarım yamalak öğrendiğimiz şeylerin ya da romanların, filmlerin ayrıntılarının kısa zamanda unutulması bu görüş çerçevesinde açıklanabilecek olaylardır.

 Buna karşılık, hiç pratik yapmaksızın yıllar geçmesine rağmen bisiklet sürmesini, yıllar geçmesine rağmen hiç tekrar yapılmadığı halde bir şiirin ezberden okunması yine bu görüşle açıklanmaktadır.

 

 2-Bozucu etkiler; unutma olayını öğrenmeyle hatırlama arasında geçen sürede öğrenilen yeni şeylerin bozucu etkisiyle açıklar. Yani bu görüşe göre untmaya neden olan şey; öğrenme ile hatırlama arasındaki zaman aralığı değil, bu zaman aralığında öğrenilen yeni şeylerdir.

 Yeni öğrenilen bir materyalin daha önce öğrenilen şeylerin hatırlanmasını güçleştirmesine, ‘ket vurma’ denir.

 Ket vurma; ileriye doğru ve geriye doğru olmak üzere kendini iki biçimde gösterir.

 Yeni öğrenilen şeylerin önceki bildiklerimizi hatırlamayı zorlaştırmasına ‘geriye doğru ket vurma’ adı verilir.

 Daha önceden bildiğimiz bir şeyin yeni öğrendiğimiz bir şeyi hatırlamayı zorlaştırmasına ise ‘ileriye doğru ket vurma’ denir.

 

3-Güdüsel ya da maksatlı unutma; bu görüş unutma olayını ‘bastırma’ adını verdiğimiz bir mekanizma ile açıklar.

 Bastırma; bireyin kaygı uyandıran düşünce, yaşantı çatışmalarını bilinçaltına iterek orada baskı altında tutması ile kendini gsteren bir savunma mekanizmasıdır.

 Bu görüş, önceki iki görüşün aksine hiçbir yaşantı ya da öğrenmenin bellekten silinmediğini vurguluyor. Yani bu görüşe göre, unutma diye bir şey yoktur. Ancak hatırlamamak sözkonusudur. Eğer bir şey hatırlanamıyorsa bunun sebebi, hafızadan bir şeyin silinmesi değil, kişiyi rahatsız ettiği için bilinçaltına itilmesidir.

 

 Bellek sürekli midir? Ya da öğrendiğimiz bazı şeyler hafızadan tamamen silinebilir mi?

 Bellek izlerinin silinmesi, bu soruya ‘evet’ derken, güdüsel ve maksatlı unutma görüşü ise ‘hayır’ cevabını vermektedir.

 Bozucu etki kuramı ise yoruma bağlı olarak yukardaki iki görüşü destekliyor gözükmektedir. Yani bu kurama göre, eski materyalin araya giren yeni materyali bellek izlerinden silerek, eski öğrendiklerimizin hatırlanmasının yol açtığı kabul edilirse, bellek izlerinin silinmesi kuramı gibi bu soruya ‘evet’ der.

 Araya materyalin sadece eskilerini hatırlamasını engellediği kabul edilirse bozucu etki kuramı, güdüsel ya da maksatlı unutma kuramı gibi bu soruya ‘hayır’ diyecektir.

 Belleğe kaydedilen bir materyalin tamamen silinmesi ya da sadece hatırlanmaması şeklindeki bu iki zıt görüş, ‘iz bağını unutma’ ya da ‘ipucu bağını unutma’ olarak adlandırılır.

 İz bağını unutma; bellek izinin gerçekten kaybolması sonucunda ortaya çıkar. Bu tür unutmada öğrenilen ya da yaşanılan olay, bellekten silinmiştir.

 İpucu bağını unutma da ise hatırlanacak materyal bellekte depolanmış durumda durmakta fakat hatırlama için gerekli kritik bir ipucu bulunmadığı için hatırlanamamaktadır. Günlük dildeki ‘dilimin ucunda’ deyimi buna örnek olarak verilebilir.

 Şimdiye kadar gördüğümüz unutma kuramlarının hiçbirisi, unutma olayını tam olarak açıklayamamaları, bazı kuramcıları, ‘iki süreçli bir bellek kuramı’ önermelerine yol açmıştır.

 Bu kuramcılara göre, yaşantılarımızın ya da öğrendiklerimizin belleğimizde depolanmasında birbirinden farklı iki süreç ya da iki mekanizma işlemektedir.

 Bunlardan birincisi, kısa bir süre önce öğrenilen şeylerin ya da yaşantıların belleğe depolanmasını ve hatırlanmasını, ikincisi ise iyi tekrarlanmış ve belleğe iyice yerleşmiş bilgilerin hatırlanmasını sağlamaktadır.

 Bu iki depolanma süreci ya da mekanizması, ‘Kısa süreli bellek’ ve ‘uzun süreli bellek’ olarak adlandırılmaktadır.

 Kısa süreli bellek; örneğin, rehberden baktığımız bir telefon numarasını, bu numarayı çevirecek kadar bir zaman süreci içinde hatırımızda kalmasını sağlamaktadır.

 Kısa süreli belleğe kaydedilen bilgilerle, iyi tekrarlanan şeyler uzun süreli belleğe aktarılırlar. Ve bu bellekte gerektiği zaman hatırlanmak üzere muhafaza edilirler.

 Uzun süreli belleğe kaydedilen bilgiler de zaman zaman unutulabilirler. Ancak bu unutma, ipucu bağını unutma şeklindedir. Yani kritik ipucu, akla geldiğinde sözkonusu yaşantı, öğrenme hatırlanacaktır.

 Kısa süreli bellekteki unutma ise iz bağını unutmadır. Yani silinen bir bilginin tekrar hatırlanması mümkün değildir.

 

 Algı:

 

 İnsanların davranışlarının büyük bir bölümü çevreyi algılayış şekilleri tarafından tayin edilir. Bu nedenle algı konusu, psikolojide önemli bir konudur.

 Algı terimi, içinde yaşadığımız çevrenin bize nasıl göründüğüne, çevreden aldığımız seslerin nasıl yorumlandığına, yediğimiz şeylerde bize verdiği tada işaret etmek için kullanılır Yani algı olayı, çevremizden veya içimizden gelen uyarıcılara duyu organlarımız tarafından kaydedilmesi olayı değil, bu uyarıcıların yorumlanmış şekline işaret etmek için kullanılır.

 Başka değişle algılarımız, duyu organlarımız tarafından kaydedilen uyarıcıları, duyum kanalları yoluyla beynimize iletilmesi sonucunda ortaya çıkar. Duyum kanalları, alıcı bir organ ve alıcı organ da beyine giden sinir liflerinden oluşur. Çevremizdeki fiziksel deneyler duyu organları tarafından alınarak sinir liflerine aktarılır. Ve sinir liflerinde belirli bir hareket başlatır. Sinir liflerindeki bu hareket sayesinde fiziksel enerji, sinir enerjisi haline getirilir. Sinir enerjisi haline dönüştürülen fiziksel enerji, beynimize ulaştırılır. Ve beynimizin ilgili bölümleri tarafından değerlendilir. Ancak bu değerlendirmeden sonra, algı olayı ortaya çıkar.

 

 Algı ve Beyin:

 

 Çevreden gelen uyarıcılar bakımından, oldukça karmaşık bir dünyada yaşıyoruz. Belirli bir anda duyu organlarımız, binlerce değişik uyarıcı tarafından uyarılmaktadır. Çevremizdeki nesnelerin şekilleri, renkleri vs. bir anda diğerine değişmekte, işittiğimiz şeyler bir uğultudan ileri gitmemektedir. Bununla beraber biz çevremizdeki nesneleri, şekilleri, renkleri bize hep aynı olarak görünmektedirler. Yani içinde yaşadığımız çevreyi belirli bir düzeni olan çevre olarak algılarız. Bu durum, duyu organlarımız yoluyla kaydedilen uyarıcıların beynimizin ilgili bölmelerine organize edilmesi ve şekillerinin değiştirilmesi sayesinde olmaktadır.

 Duyu organlarımız tarafından kaydedilen uyarıcıların, anlamlı algısal uzantılar haline dönüştürülmesi, şu mekanizmalar halinde mümkün olmaktadır (bu mekanizmalara, ‘algının özellikleri’ adını vermekte mümkündür):

 

 *1-Algının seçiciliği özelliği; algının en belirgin özelliği, onun seçici olmasıdır. Duyu organlarımız son derece fazla uyarıcı tarafından uyarıcı etkilenmektedir. Ancak biz bu uyarıcılardan, seçicilik sayesinde sadece bir kaçını algılarız.

 Belirli bir anda duyu organlarımızı etkileyen uyarıcılardan, hangilerini seçerek algılayacağımızı 2 grup etken belirler:

 Bunlar; (1) uyarıcıya ait özellikler, (2) algılayana ait özellikler,

 

 I-Uyarıcıya ait özellikler:

 a)Şiddet; çevreden gelen uyarıcılarda, büyüklük, parlaklık yani şiddet bakımından daha dikkat çekici uyarıcılar öncelikli olarak algılanacaktır.

 b)Kontrast (zıtlık); birlikte bulunduğu diğer uyarıcılarla zıtlık oluşturan bir uyarıcının algılanma olasılığı daha yüksektir. Örneğin, bir dizi siyah noktanın içinde beyaz bir nokta daha kolay algılanacaktır.

 c)Tekrar; bir uyarıcı ne kadar çok tekrarlanırsa algılanma olasılığı o kadar çok yükselecektir.

 d)Hareket; hareketli bir nesne, duran bir nesneye göre daha çabuk algılanır.

 e)Gariplik; belirli bir ortam içinde alışılmadık veya garip bir uyarıcı daha çabuk dikkat çekecektir.

 

 II-Algılayan kişiye ait özellikler:

 Bu çerçevede sayılabilecek etkenler arasında kişinin o andaki güdüleri, ilgileri, beklentileri ve diğer psikolojik ve fizyolojik durumları sayılabilir.

 Örneğin; aç bir kişinin yemek kokusu alması, tok bir insana göre daha büyük bir olasılıktır. Yine arabalara ilgisi olan birisi görmediği bir arabayı diğerlerine göre daha büyük bir ilgiyle algılayacaktır.

 Beklentiye de bir örnek verecek olursak; çocuk bekleyen anne, çocuk sesine karşı daha duyarlıdır.

 

 *2-Algıda organizasyon; aslında duyu organlarından gelen uyarıcılar parça parçadır. Örneğin; birinin yüzüne baktığımızda gözümüze bu kişi ağzından ayrı, burnundan ayrı, saçlarından ayrı uyarıcılar şeklinde gelmektedir.

 Aynı şey diğer duyu organları için de geçerlidir. Örneğin; dinlediğimiz melodi aslında kulağımıza notalar halinde gelmektedir.

 Bütün bunlara rağmen insanın yüzünü, kalabalığı, melodiyi bir bütün olarak algılarız. İşte duyu organlarımıza gelen tek tek uyarıcıların bir bütün halinde algılanması, algının organize özelliği sayesinde mümkündür.

 

 *3-Algının değişmezliği; algıladığımız kadarıyla içinde yaşadığımız dünya değişmez ve sabittir. Uzaktan bize doğru gelen kişinin boyu bize yaklaşmasıyla değişmez. Tabak bir açıdan bakıldığında daire diğer açıdan elips şeklinde görülmez. Başımızı nereye çevirirsek çevirelim radyonun sesi aynı yerden gelir. Aslında nesnelerden gelen fiziksel uyarıcılar, biz mekân değiştirdikçe değişirler. Örneğin; camın tam karşısında durduğumuzda, camın gözümüzün ağ tabakasına düşen imajı dikdörtgen şeklindedir. Biraz yana kaydığımız da ise yamuk şeklini alır. Buna rağmen hangi açıdan bakarsak bakalım, camın dikdörtgen şeklinde algılanmasıdır. Yani gözün ağ tabakasındaki imaj değişse de algımız değişmez. Bu değişmezlik diğer uyarıcılar (renk, büyüklük, ses vs.) için de sözkonusudur.

 

 *4-Derinlik; yüzyıllar boyu derinlik algısı, bilim adamlarını şaşırtan bir algı olmuştur. Çünkü gözün ağ tabakası, ancak iki boyut algılama yeteneğindedir.

 Gözümüz ancak sağ ve sol, yukarı ve aşağı olmak üzere iki boyut kaydedebilir. Buna karşılık nesnelerde, derinlik boyutu dediğimiz üçüncü bir boyutu da algılarız.

 Derinliği algılama yeteneğimiz olmamasına rağmen nesneleri üç boyutlu (en, boy, derinlik) olarak algılarız. Bu nesnelerden gelen fiziksel uyarıcılardan ve bu uyarıcılara ilişkin ipuçlarının belirli bir biçimde değerlendirilmesi sayesinde olur.

 Derinliğin algılanması için gerekli olan ipuçları; moleküler ve binoküler ipuçları olmak üzere iki grupta toplanır:

 Moleküler ipuçları sadece tek bir göz tarafından kaydedildiği zaman bile derinlik algısına yol açabilir.

 Binoküler ipuçları ise ancak her iki göz tarafından kaydedildiği taktirde, derinlik algısı ortaya çıkar.

 

    Moleküler ipuçları:

 1-Doğrusal perspektif; uzaktan bakılan nesnelerin yakındakilere nazaran ağ tabakasında daha küçük bir imaj olması sonucunda ortay çıkan ipucudur. Bu ipucu uzakta bulunan nesneleri birbirinden ayıran mesafelerin ağ tabakada daha küçük bir imaj bırakması şeklinde de kendini gösterir. Örneğin; mesafe arttıkça, demiryolundaki raylar birbirine yaklaşır.

 2-Açıklık; genel olarak nesnelerin görüş netliği arttıkça daha yakın görünmeleridir. Yani bir nesneyi ayrıntıları ile gördüğümüzde daha yakınmış gibi sadece kenar çizgilerini gördüğümüzde ise daha uzaktaymış gibi algılarız.

 3-Araya girme; bir nesnenin, başka bir nesnenin görülmesini kısmen engellemesidir. Böyle durumlarda öndeki nesne daha yakındaymış gibi görünür.

 4-Gölgeler; ışığın geniş pozisyonuna bağlı olarak nesnelerin bazı kısımlarının aydınlık bazı kısımlarının da dah karanlık olması derinlik algısına yol açan bir başka özelliktir.

 5-Hareket; biz hareket halindeyken, bize yakın olan nesneler ters yöne, uzakta görünenler ise aynı yöne gidiyormuş gibi görünür. Buna ek olarak, ister biz isterse nesneler hareket etsin uzaktaki nesnelerin katettikleri mesafe daha az olarak görülür.

 6-Akumudasyon; göz merceğinin şeklini bakmakta bulunduğumuz nesneyi gözün odak noktasına getirmek üzere değişmesidir. Bu değişme, göz merceğine bağlı kaslar tarafından sağlanır.

 

 Binoküler ipuçları:

 Sadece iki göz tarafından algılandığı zaman derinlik algısı açığa çıkar.    Özellikleri:

 1-Retinal farklılık; ağ tabajka farklılıkları. Herhangi bir şeyin iki gözün ağ tabakasına düşen imajlarının farklı olmamasıdır.

 2-Convenjans; çok kesin olarak saptanmamış olmaka birlikte derinlik algısına katkıda bulunacak bir diğer olay ‘convenjans’tır. Belirli bir uzaklıkta bulunan nesnelere baktığımızda her iki gözün bakış açısı biribirine paraleldir. Ancak belirli bir noktadan sonra gözler giderek birbirine yaklaşır.

 

 *5-Hareket algısı; hareketlerin algılanmasının incelenen bir olgu olmadığı düşünülebilir. Çünkü; hareket halindeki bir nesneden gelen uyarıcılar, duyu organlarımızın değişik kısımlarını uyarmaktadır. Ancak bu olay, hareket algısında önemli olmakla birlikte, hareket algısını açıklamak için ne yeterli ne de yetersizdir. Duyu organlarımız üzerinde, bir enerji olmaksızın da hareket algısı olabilir. Bu tür hareketlere ‘görünürde hareket’ denir. Sinir sistemimizin çalışmasında, hareket algısının katkıda bulunduğunu göstermektedir. Yani gerçek bir hareket algılanması, duyu organlarımızın farklı bölgelerini uyarması kadardır.

 Hareket algısı; ‘görünürde hareket’, ‘gerçekte hareket’.

 Görünürde hareket; nesnelerden gelen uyarıcıların duyu organları üzerinde hareket etmediği halidir. Yani gerçekte bir hareket olmadığı halde hareketli olarak algıladığımız birçok durum vardır. Örneğin; ‘otokinetik etki’, ‘Stroboskobik hareket’ gibi. Stroboskobik hareket; sinemada, T.V. gördüğümüz harekettir.

Otokinetik etki ise, karanlık bir odada bir ışık noktasına baktığımız zaman, bu ışık hareket ediyormuş gibi görünür.

 

  GÜDÜ:

 

 Güdü bilindiği gibi insanda, farklı hedeflere yönelik davranışlar gösterir. Örneğin; bir öğrenci doktor olmak için, bir başkası mühendis olmak için çaba gösterir. Aynı caddede yürüyen insanlardan bir kısmı lokantaya, bir kısmı sinemaya, bir kısmı alış-verişe gitmektedir.

 Bireyler arasında seçtikleri hedefe ulaşmak için gösterdikleri çaba açısından da farklılıklar vardır. Örneğin; doktor olmak isteyen iki öğrenciden birisi çok fazla çaba gösterirken diğeri daha az çalışabilir.

 Aynı bireylerin, seçtiği davranışların türünde ve ısrarlılığında da zamandan zamana farklılıklar görülür. Örneğin; aynı cadde üzerinde yürürken birgün bir lokantaya, başka bir günse sinemaya gideriz. Bazen, yemek yemek için girdiğimiz lokantanın dolu olduğunu görünce vazgeçeriz.

 Farklı bireylerin, farklı davranış alternatiflerini seçmeleri ve aynı bireyin değişik zamanlarda, değişik hedeflere yönelmesi gibi davranışlar, psikolojide ‘güdü’ kavramıyla açıklanır.

 Güdü psikolojide, bir davranışı başlatan ve bu davranışın yön, şiddet ve sürekliliğini tayin eden bir iç kuvvet olarak tanımlanmaktadır. Kolayca görülebileceği gibi güdü, organizmanın dışında değil, içinden gelen itici bir kuvvettir. Bununla birlikte güdüler, çevreden bir uyarıcı tarafından başlatılabilirler de. Örneğin; köpekten korkan birisi, ondan uzaklaşmak için güdülenecektir veya bir lokanta vitrini görünce girip bir şeyler yemek isteyebilir.

 Görüldüğü gibi bir güdünün hedefi olumlu olabileceği gibi olumsuz da olabilir. Yani bir birey, belirli bir hedefe ulaşmak için güdülenebileceği gibi bir hedeften uzaklaşmak için de güdülenebilir.

 

Tanımından da anlaşılacağı üzere, bir güdünün 3 yönü vardır:

 1-Harekete geçirme.

 2-Hareketin yönünü tayin etme.

 3-Şiddet ve ısrarlılığı belirleme.

 Harekete geçirme ve yönünü tayin etme; güdünün türü, hareketin şiddet ve ısrarlılığı ise bu güdünün kuvveti tarafından belirlenir.

 Güdüler, bireyleri belirli hedeflere yönlendiren iç kuvvetlerdir. Birey hedefine ulaştığı an, güdü tatmin olur ve davranış sona erer. Ancak bazı güdülerde, güdülü faaliyet tekrar başlar. Örneğin; susuzluk güdüsünde olduğu gibi. Susuzluk güdüsü, bireyi su elde etmek için harekete geçirir. Birey suyu içtiği zaman güdü tatmin olur ve su içme davranışı sona erer. Ancak belirli bir süre sonra susuzluk bireyi yeniden güdüleyecektir. Bu olaya ‘güdüsel döngü’ denir.

 

 Belli başlı insan güdüleri nelerdir?

 Bazı güdülerin insan türüne bazı güdülerin sadece belirli bir kültür içinde yaşayan bireylerde görülmesi, bazı güdülerin sadece belli bireylere özgü olması, tüm insanlara yönelik bir güdü listesi yapmayı olanaksız hale getirmektedir.

 Bununla beraber psikologların incelediği güdüleri iki kategoride toplamak mümkündür:

 1-Fizyolojik ihtiyaçlarla ilgili güdüler.

 2-Diğer insanlarla etkileşim halinde ortaya çıkan güdüler.

 

 Fizyolojik ihtiyaçlarla ilgili güdüler:

 Tüm canlıların yaşayabilmesi için su, hava, yemek gibi maddelere ihtiyaç vardır. Bunların yokluğu organizmada faaliyetlerin genel bir artışına neden olur. Faaliyetlerdeki bu artışa neden olan fizyolojik ihtiyaca; ‘dürtü’ denir. Ancak dürtünün belirli bir hedefi yoktur. Organizma sözkonusu fizyolojik ihtiyacı tatmin etmek için belli bir hedefe yönelik davranış içine girdiğinde o ihtiyaçla ilgili güdüden sözederiz.

 Örneğin; açlık organizmanın faaliyetinde genel bir artışa yol açar. İç salgı bezlerinde, salgı artışı olur. Bu duruma ‘açlık dürtüsü’ adı verilir. Organizma, yiyecek temin etmeye yönelik bir davranış içine girdiğinde, açlık güdüsünden sözederiz.

 Diğer insanlarla etkileşim sonucunda ortaya çıkan güdüler:

 Davranışlarımızı başlatan, yön veren ve devamlılığını sağlayan bazı güdüler, bedenimizin fizyolojik fonksiyonlarından bağımsız olarak, diğer insanlarla etkileşim boyunca gerçekleşen öğrenme yoluyla ortaya çıkarlar. Bu tür güdüleri ‘sosyal güdüler’ olarak da adlandırmak mümkündür. Örneğin; arkadaş edinme, başarılı olma, diğer insanlarla birlikte bulunma, öğrenme sonucunda ortaya çıkan güdülerdir.

 

Engellenme ve Çatışma:

 Güdülenmiş veya bir güdüden kaynaklanan davranışımız her zaman bu güdünün tatmini ile son bulmayabilir. Örneğin; aç bir insan güdülenecektir ama çeşitli nedenlerden dolayı yiyecek elde edemeyebilir.

 Engellenme terimi, bir hedefe yönelik güdülenmiş bir davranışı şu ya da bu nedenle, başarısız olma durumuna işaret etmek için kullanılır. Engellenme çoğu kez, engellenen güdünün kişi için önem derecesine bağlı olarak kızgınlık, kaygı, suçluluk gibi duyguların yaşanmasını daha ileriye gittikçe bazı davranış bozukluklarına yol açabilir.

 

 Engellenme 3 grup nedenden dolayı çıkabilir:

 

1-Çevresel etkenler; çevresel koşullar bazı durumlarda hedefe ulaşmayı güçleştirerek ya da olanaksız kılarak güdülerin tatminini engelleyebilir. Hedefe giden yolda bulunan engel fiziksel bir engel olabileceği gibi diğer insanlar, toplum veya kanun tarafından konulmuş yasaklar, kurallar olabilir.

 2-Kişinin kendinden gelen nedenler; hedefe giden yolda çevresel hiçbir etken olmadığı halde bazı durumlarda kişinin kendisinden gelen nedenlere nedenlerce hedefe ulaşmak mümkün olmayabilir. Bu nedenlerden en önemlisi; ‘yetenektir’.

Örneğin; bir kişi çok iyi ve ünlü bir futbolcu olmak için son derece güdülü olabilir. Ancak yetenekleri orta derece bir futbolcu olmasına izin vermediği taktirde bir engellenme sözkonusu olacaktır.

 3-Güdüler arası çatışma; insanlar zaman zaman çevreden veya kendilerinden gelen nedenlerle engellenmek durumu yaşamakla birlikte engellenmenin en önemli kaynağı güdüler arası çatışmalardır. Yani bir güdünün tatmin edilmesinin diğerinin tatmin edilmesini engellemesidir.

 

 Güdüler arası çatışma 3 değişik türde olabilir:

(1)Yaklaşma çatışması, (2)Kaçınma çatışması, (3)Yaklaşma-kaçınma çatışması.

 Yaklaşma çatışmasında genellikle kişi için olumlu değer taşıyan 2 hedef sözkonusudur. Ancak bu hedeflerden birine ulaşılması kaçınılmaz olarak diğerine ulaşmayı engellemektedir. Örneğin; aynı anda hem filmi hem debir arkadaş toplantısına katılmak isteyen kişinin durumunda olduğu gibi.

 Kaçınma çatışmasında ise kişinin uzaklaştırmak istediği iki hedef sözkonusudur. Ancak bu iki hedeften bir tanesi tercih edilmek durumundadır. Örneğin; bir kişinin ya hiç sevmediğ bir işte çalışmayı ya da işsiz ve parasız kalmayı göze alması durumunda olduğu gibi.

 Yaklaşma-kaçınma çatışmasında ise kişi için bir olumlu bir de kaçınmak istediği bir hedef sözkonusudur. Örneğin; dondurmayı çok seven bir kişinin, dondurmaya alerjisinin olması gibi.

 Her 3 tür güdü çatışmasında da çatışma yaşayan kişi, bu çatışmayı hedeflerden bir tanesini seçerek çözümleyecektir. Ancak iki hedefin de kişi için önem derecesi arttıkça, çatışma daha uzun sürecek ve buna bağlı olarak da başta saydığımız kaygı, öfke, suçluluk duygusu, saldırganlık gibi duygular ortaya çıkacaktır.