-“Yapay zeka, insan beynini hackleyebilir, biometrik verilerimiz birileri tarafından ele geçirilebilir…İnsanın yüz, parmak izi ve DNA gibi verilerinin bir kaç gücün eline geçebileceği riskine karşı, yapay zeka konusunda küresel işbirliği ve düzenleme yapılması zorunludur…Yapay zeka üzerinde denetim olmaması nedeniyle, insana ait verilerin güçlü hükümetler ve şirketlerin eline geçebileceği, bunun da yapay zeka tarafından, insanların hacklenme gibi korkunç sonuçları olabilir. bu durum ABD ve Çin gibi ileri teknolojilerde yarış halinde olan ülkeler tarafından yakın zamanda da olabilir.”
YUVAL HARARİ
“Galaksilerle, sinir hücrelerini düzenleyen fiziksel güçler arasındaki gözle görülür farka rağmen iki ağ arasındaki bağlantısallık aynı fiziksel ilkeleri izleyerek evriliyor.”
“Bu iki karmaşık ağ, evrendeki ağ ve bir galaksi veya bir sinir ağıyla sinir hücresi arasındakinden daha fazla benzerlik gösteriyor…Kısaca evren, dev bir insan beyni gibi.”
ALBERTO FELETTİ
***
Evren, “üst sınıf varlıklar” tarafından bir laboratuvarda oluşturulmuş olabilir.
Bu durum doğru olursa, dinlerin “yaratıcı” kavramı ile seküler bir kavram olan “kuantum yerçekimi” birlikte kullanılmaya başlanabilir.
Evrenimiz, sıfır net enerji ve düz bir geometriye sahip olduğu için, gelişmiş A sınıfı bir uygarlık tarafından, “kuantum tünelleme” yoluyla yoktan bir evren olarak labaratuarda geliştirilmiş olabilir.
Düşük seviyede bir teknolojiye sahip olan insanların uygarlığı, yıldızına bağımlı C sınıfı bir uygarlıktır. Teknolojimiz, güneş’ten bağımsız hâle gelebilmemizi sağlarsa, B sınıfı bir uygarlık olabilir. Bunun sonrasında da laboratuvarda, kendi “bebek” evrenlerimizi yaratabilirsek, A sınıf bir uygarlığa dönüşebiliriz.
Ancak birçok şey teknolojimizin bu kadar gelişmesini engelliyor. Bunlardan en büyüğü, küçük bir bölgede yeterince büyük bir karanlık enerji yoğunluğu oluşturamamamız. Bunu oluşturmayı başarabilirsek A sınıf bir uygarlığa dönüşebiliriz.
Yalnızca insanlar, A sınıf uygarlık olmaya çalışan canlılar değiller.
(Loeb’a göre teknolojik olarak gelişmiş bir uzaylı topluluğunun gönderdiği bir araç, 2017 yılında güneş sistemimizi ziyaret etti.)
Harvard Üniversitesi’nin eski astronomi bölümü başkanı ve fizik profesörü:
AVİ LOEB
– 1-“İnsanlık, çok üstün bir teknolojik çağa ulaşmadan yok olacaktır.”
2.”Teknolojik olarak, üst düzeylere ulaşan medeniyetlerin hiçbiri, bizim evrimsel tarihimizi simüle etmekle ilgilenmeyecektir.”
3.”Neredeyse kesinlikle, bilgisayar simülasyonunda yaşıyoruz.”
NİCK BOSTROM
-“Hepimiz neredeyse tamamen, Matrix filmindeki gibi başkaları tarafından kontrol edilen, bir oyunda yaşıyoruz”
ELON MUSK
– Bana bir kaldıraç verin, dünyayı yerinden kaldırayım.
ARŞİMET
– Benim için küçük, insanlık için dev bir adım. (Aydaki ilk adımı için söylemiştir.)
NEİL ARMSTRONG
– Algılayan insana karşı, bağımsız bir dış dünyanın varlığı, bütün bilimlerin temelidir.
– Kütle, yoğunlaşmış enerjiden başka birşey değildir.
– Hareketli bir cismin kütlesi, hareketiyle birlikte arttığına ve hareket bir enerji biçimi olduğuna göre, hareketli bir cismin kütle artışı, o cismin artan enerjisinden gelir. Açıkçası enerjinin kütlesi vardır: “E = mc²”
– Özdek; hareket, zaman ve mekandan ayrılamaz, o kendiliğinden devingen ve gelişkendir.
– Dünya ona zarar verenler yüzünden değil, buna hiçbir şey yapmadan bakanlar yüzünden, tehlikeli bir yerdir.
ALBERT EINSTEIN
– İnsan yok olurmuş, olabilir ama dayanarak yok olalım. Yazgımız hiçlikse bile, bunu kendimiz haketmiş olmayalım.
OBERMAN
– Bütün savaşların sonunu getirecek silah bulundu (atom bombası).Bundan sonra kimse savaş açmaya cesaret edemez.
– Atom bombasını imal etmekle, bilim adamları günahkarlığı öğrendiler.
OPPENHEİMER
– Her sorunun basit bir çözümü vardır, o da “yanlış”tır.
KARL POPER
G.V.PLEKHANOV:
Formel mantık, realitede geçer değildir. Hareket, ayniyet ve çelişmezlik prensibine tabi değildir.Çünkü; madde hareketsiz, hareketsiz de madde olmaz. Bütün alemin esası bu hareketli maddedir. Hareket halindeki bir cisim, aynı zamanda hem burada hem de başka yerdedir..Hem vardır hem de yoktur. Bizzat bu değişmenin varlığı, gerçekte “çelişmezlik mantığı yerine”, “çelişme mantığı” veya diyalektiğin cari olduğunu gösterir.
Ya formel mantık doğrudur, o zaman realiteyi inkar etmeli ya da realite doğrudur, o zaman da formel mantık ilkelerinin geçerliliği yoktur.
Eğer mantığımız doğruysa, Zenon gibi hareketi inkar etmemiz gerekir.
———–***——–
***
– Felsefe olmazsa, bilim ilerleyemez.
– En büyük sorun, düşünmeyi düşünmemek.
– Ahlakın olmadığı yerde din, dinin olmadığı yerde hukuk, hukukun olmadığı yerde kanun, kanunun olmadığı yerde ceza vardır.
– Mecburiyette mesuliyet yoktur.
– Doktor hastaya, hasta tıbba, tıp endüstriye, endüstri kapitalizme, kapitalizm ölüme mahkumdur.
– Bugünün tıbbına göre, tedavi edilmiş her bir hasta, kaybedilmiş bir müşteridir. Hastayı öldürmeyin ama tedavi de etmeyin, ömürboyu ilaç kullansın.
– Nice zeki insanlarımız var, kürekle ahırla ve gübre küremekle meşgul, nice aptallar da var, çok önemli makamlar işgal eder.
– Bilimde kesinlik yoktur. Bir insan ‘kesin olmaz’ diyorsa, bilimadamı olamaz.
– Bilim kendisini kötüye kullananlardan intikam alır. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
-Bilimin, tasavvuf ve islama ihtiyacı var. 22. asır, tasavvuf asrı olacaktır. Bütün bilimlerin bir sonraki aşaması, ötesi ‘meta’dır.
– Atomun yüzde doksan dokuzu boşluktur. Bir parçacığın yerini ölçmeye çalışırken frekansıyla, frekansını ölçerken de parçacıkla karşılaşıyorsun. Varlık yerine hiçlik, yokluk karşına çıkıyor.
– Yaşam bir titreşimdir yani frekanstır. Titremiyorsan ölmüşsün demektir. Yaşam, vehbiyetten kesbiyete geçiştir yani Allahtan gelenin ortaya çıkmasıdır.
– Gönül, iman kalpte değil beyindedir. Herşeyin canı vardır. Can, işletim sistemidir. Can çıkınca, beden ölür ama ruh ölümsüzdür. Ruh, beynin ötesinde ama dışında değil, hakkında çok şey de bilmiyoruz. Allah ‘ruhu bilemezsiniz’ diyor.
– Müslüman olmak sadece domuz eti yememek değil, domuz gibi başkasının hakkını yememektir.
– Allah’ın rızası tespih tanelerinde değil, laboratuarlarda gizlidir. At sırtında kılıç sallamakta değil, kütüphanelerde, laboratuvarlarda, bilimde, felsefede gizlidir.
– İnanırsan kerameti çözersin.
– İnandıkca okuyorum, okudukça anlıyorum, anladıkça inanıyorum.
– Düşünmeyen ve üretmeyen, insanlıktan nasiplenmemiştir.
– Beyin, evdeki genç kız gibidir, boş bırakmaya gelmez, kendi kendini yer…Beyin, dinlendikçe yorulur, yoruldukça dinlenir. Ben günde 36 saat çalışıyorum, bu süreyi de 48 saate çıkarmaya çalışıyorum.
– Binlerce öğrenci yetiştirdim, onbinlerce beyin ameliyatı yaptım konferanslar verdim ama bir molekül, bir element keşfetmedim. Böyle bir keşifte bulunsaydım, tüm insanlığa hizmet etmiş olurdum.
– Evrende yıldızlara, gezegenlere dokunamazsınız ama insan beyninde nörona dokununca kendinizi tanrı gibi hissedersiniz…Her bir nöron diğerinden farklı ve her biri beyin gibi davranıyor. Hepsi de birbiriyle iletişim halindedir.
– Kuantum üzerine kitaplar yazdım ama tam olarak ne olduğunu anlamış değilim. Tamamen anladığında, anlamadığını anlamış oluyorsun.
– Max Planc müthiş bir bilimadamı. Biz bunların yanında bilimadamı mıyız ya…
– Ne bulursan oku, ne biliyorsan yaz..Ya okunabilecek bir şeyler yaz ya da yazılabilecek bir şeyler yap ki, kendini sever ölümsüz olursun.
(“Önce bil sonra inan” ‘Muhammed /19)
– Oku, öğren, anlat, yap, yaz. Kisaca oku ve yaz.
– Bir insanın tefekkürü mesleğidir, işini iyi yapmasıdır.
– Siyasi görüşüm bilim, tarikatım beyin cerrahisidir.
– İnziva, savaştan kaçmaktır.
– Bilim ve felsefenin en derin hakikati, “temelde birlik” kaidesidir.
– Bilim insanın ortak mirası, sanat ise lisanıdır.
– Matematik bilim değildir, tanrisal bir lisandır.
– İslam aleminde problem, gelenekler din olmuş, dinleri de adet. İslam alemi denilen, 1.8 milyon güruhun inandıklarına ben inanmıyorum. Ne kadar müslüman varsa o kadar da din ve mezhep var.
– İslam aleminde bin yıldan beri bilim ve teknolojide ‘devrim’ niteliğinde bir buluş yapan kaç bilim insanı çıkmış! Ya ‘gavur’ dediklerimizden?
– Gazali, eleştirel akla karşı çıkan ‘tehafut-el felasife’yi (felsefenin tutarsızlığı) yazmış. Korkularından bir tane adam çıkıp, bir şey söyleyememiş, yazamamış. Ta ki 80 yıl sonra İbn-i Rüşd, ‘tehafut-et tehafüt-el felasife’yi (tutarsızlığın tutarsızlığı) yazarak karşı çıkmıştır.
– Allah, evreni aşk ile yaratmıştır. Hayatın temeli aşktır…Aşkın olmadığı yerde üreme, çoğalma olmaz. Aşk insana, dünyaya ödül olarak sunulmuştur.
– Benim tarihte aşık olduğum dört sevgilim var; Aglaonike, Hypatia, Marie Curie, Rosalind Franklin.
PROF. İSMAİL HAKKI AYDIN
– Teknoloji, sosyolojiyi değiştirir.
ABDULLAH ÇİFTÇİ
———-***————
-Eğer tüm evrende yaşam sadece dünyada varsa, bu çok büyük bir yer israfı olurdu.
– Yaşamın başlangıcını bir milyon yıl kabul edersek, insanlık tarihi sadece son bir kaç saniyeden ibaret olurdu.
– DNA’mızdaki nitrojen, dişlerimizdeki kalsiyum, kanımızdaki demir, elmalı turtamızdaki karbon çöken yıldızların içlerinde yapıldı. Bizler yıldızların malzemesinden yapıldık.
– Evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne. Bütün o generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini düşünün, kazandıkları zaferle bir toz zerresinin bir anlık efendileri oldular.
– Herşey, bir gün ışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde (dünya) duruyor.
– Kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir.
– Bizler evrenin kendisini düşünmesiyiz.
– İnanmak değil bilmek istiyorum.
CARL SAGAN
– Fizik tek başına “neden hiçbirşey değil de birşeyler var?” sorusuna yanıt bulamaz.
ROWAN WİLLİAMS
Ben, bilimi giderek daha iyi anladıkça, tanrıya daha fazla inanıyorum.
Prof. JOHN LENNOX
HEISENBERG İLKESİ (Belirsizlik İlkesi):
Kuantum fiziğinde, bir parçacığın yerini tespit ettiğimizde hızını, hızını tespit ettiğimiz de ise yerini tespit edemiyoruz.
***
– Evrim, tanrının yaratma biçimidir.
– Tabiat, çeşitlilik üretir.
– Kadınların trafikte iyi olmamaları, trafiğin sadece erkek aklı ve davranışına göre yanlış dizayn edilmesindendir.
– Beynimizin tamamı çalışıyor ama potansiyelinin çok azını kullanıyoruz.
– Herşeyin nasıl olduğunu anlamak için, tanrının zihnini okumamız gerekir.
SİNAN CANAN
– Sizi mutsuz eden olayın kendisi değil, ona verdiğimiz tepkidir.
– Sizi uçuran rüzgar değil, ona karşı aldığınız pozisyondur.
– Kişi kendisi yapamadığında, başkasını eleştirerek kendisini iyi hisseder. Ebevenyler, çocuk başını masaya vurduğunda “tu kaka, pis masa” diye masayı suçlar. Bu aslında eğitim hatasıdır, bunun düzeltilmesi lazım.
NEVZAT TARHAN
—*—
– Coğrafya kaderdir.
İBN-İ HALDUN
– İyiyi ve doğruyu düşünmek; insanlığın mutluluğu, barışı, özgürlüğü, mutlak ve değişmez gerçeklik değilse, kurtuluşa götüren yol değilse düşünceleriyle başka bir sonuca varmış olanlarla savaşmanın hiçbir anlamı yoktur.
– İtaatsizlik için bir insanın yalnızlığa, yanılgıya ve suça yönelik cesaretinin olması gerekir.
– “Çocuksu aşk” sevildiğim için seviyorum, “olgun aşk” ise sevdiğim için seviliyorum.
-Kendilerine güvenmeyen insanlar, başkalarına güvenirler.
E. FROMM
– Yetişkinlik, ergenliğin bir fantezisidir.
– İnsan, doğuştan antisosyaldir. Toplum, fizyolojik ihtiyaçlarını karşıladığı oranda sosyalleşir.
-İnsan, “haz” arayışındadır.
– Para mutluluk getirmez. Çünkü mutluluk, çocukluk arzularının tatmin edilmesidir, para da bu arzuların nesnesi değildir.
FREUD
-İnsan, “üstünlük” arayışı içindedir.
ALFRED ADLER
-İnsan, “anlam” arayışı içindedir.
VİCTOR FRANKL
– İnsan, yediği şeydir.
L.FEURBACH
-Yediklerin ilacın, ilacın yediklerin olsun.
– Birini iyileştirmeden önce sor: “Seni hasta eden şeylerden vazgeçmeye hazır mısın?”
HİPPOCRATES
– Yeterince ileri olan herhangi bir teknoloji, sihirden ayırdedilemez.
C. CLARKE
– Sonsuzlukta her şey, başlangıçtır.
– Tanrıya inanmayan, dünyanın tüm suçunu üstlenmiş olur.
ELİAS CANETTİ
– Büyük patlamadan sonraki yarım saniye kimin umurunda!..Asıl çıldırtıcı olan, patlamadan yarım saniye öncesi…
FAY WELDON
– Robotlar o kadar akıllı olacak ki, doğaya hükmetmeye başlayacak. Sonunda insanlar, robotların bakıma muhtaç evcil hayvanları haline gelecek.
STEVE WOZNİAK (Apple ceosu)
– Uzayda duran bir cisim, harekete geçirilmediği sürece, devinimsiz olarak durur. Hareket halindeki bir cisim de, durdurulmadığı sürece devinime devam eder (atalet / eylemsizlik yasası).
– Kütleler merkezkaç kuvveti nedeniyle birbirlerini hem çekerler hem de iterler.
– İnsanlar köprü kuracakları yerde, duvar ördükleri için yalnız kalırlar.
– Gerçek, basitlikte saklıdır. Kolay bir olaydan gerçek çıkar.
NEWTON
– Annen yok, kimsen yok.
– Hayallerini kendi gücüyle gerçekleştireceğine inanan insan; şevklidir, inançlıdır ve yaşama sevinci vardır.
– Kişinin gelecekteki umudu, onun şimdiki gücünün kaynağıdır.
– İnsan, her zaman kendisinden daha güçlü bir bütünün parçası olmak ister.
– Canda özür yoktur, canın küçüğü büyüğü de olmaz.
– İnsanın eşi, hayatının en mahrem tanığıdır.
– İnsanların çoğu hayatı, “elalem ne der?” diye sürdüren, yaşamını sürekli başkası için tekrar eden, “kültür robotudur”.
– Sonsuz bir geçmişle, sonsuz bir geleceğin kesiştiği, tekrarı olmayacak olan “şu an”da bir arada bulunuyoruz. Öncelikle bu kıymetli anın kavranması, hayatı değerli kılar.
– Bir insanın gelebileceği son mertebe, güvenilir insan olmaktır.
– Güçlü değilsen, güvensiz biri olarak görülüyorsun. Toplumda “güçlü olmak” daha önemli algılanıyor.
– Kim daha asık suratlı, gülmüyor, sert görünüyor, o, en yukarıda bulunuyor. Mevki sahibi olunca, böyle olmak gerekiyormuş gibi.
–“Komşular ne der?” aşaması; ben düşünmem, sen ne karar verirsen ben onu yaparım. Birey aşaması; hiç tartışmam, ben karar veririm ve sen uygularsın. Biz aşaması; birlikte karar verir, birlikte yaşama geçirir ve uygularız.
DOĞAN CÜCELOĞLU
-Birçok şeyi düşünüp de bir hedefe yönelmemek, enerjisini boşa harcamaktır.
–“Başkası ne der?” aşamasından, “ben” aşamasına doğru bir geçiş olmakta ancak birlikte bir şeyler başarabilmek için, “biz” olmamız gerekir.
– “Ben” aşamasında artan boşanmaların, azalması için de “biz” aşamasına geçmek gerekir.
–Büyük liderler, başkalarının göremediğini gören ve diğerlerine de gösterebilen kişilerdir.
–İnavasyon demek; zaman, bilgi ve enerjiyi yönetebilmek demektir. Özellikle enerji yönetimi, zamana yön vermektir.
–“Kendine güvenen insan” değil, “özgüvenli olmak” önemlidir. Özgüvenli insan, içsel yolculuk yapan, kendinin farkında olan insandır.
–Başarı, birlikte başarmayı başarmaktır. Özgüvenli insanlar, birlikte başarmayı, başaran insanlardır. İnsanlar; güvensiz olanlar, birey olanlar ve birlikte iş yapanlar olarak üçe ayrılırlar.
SİNAN YAMAN (YGA KURUCUSU)
– İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim.
ROBERT BOSCH
– Anlam, anlamlı etkinlikler sonucu oluşur.
– Hayatta 4 şey kaçınılmazdır:
– Her birimiz ve sevdiklerimiz adına ölümün kaçınılmazlığı,
– Yaşamımızı kendi irademizle biçimlendirme özgürlüğümüz,
– Nihai yalnızlığımız,
– Yaşamın belirgin bir anlamdan yoksun oluşu.
IRVIN YALOM
– Her şey değişebilir, her şey tartışmaya açıktır. Ancak dinler, Marksistler, Stalin, Hitler bunu kabul etmiyor. Bir tek bilim her şeyi tartışmaya açar. Üstelik onda da amaç, tartışmanın sonucunda doğruyu bulmak değil, ona yaklaşmaktır. Bunu da yanlışları eleyerek yapar.
– Porno sitelerinin ve filmlerinin ilk ve en önemli faydası, cinsellik konusunda bu eğitimi bireye görsel olarak vermesidir. Bu eğitimi almayanların, ne haltlar ettiklerini her gün gazetelerde okuyoruz; ırza geçme, namus cinayetleri, çocuklarla cinsel ilişkiye girme gibi sapıklıklar, adam gibi cinsel eğitim almamış ve bu nedenle tabiatın kendisine verdiği çiftleşme dürtüsünü kontrolden aciz erkeklerin yarattığı vahşet örnekleridir.
CELAL ŞENGÖR
– Çağdaş toplum, tek erkek ve tek kadın diye bir düzen icat etmiş. Monogami de insan icadıdır. Günlük yaşamda, tarih boyunca monogami olmamıştır. Monogaminin Grekçe kökeni, yaşam boyunca bir kez evlenmek anlamına geliyor. Kadın ve erkeğin evlilik dışında seksüel davranışlarına ilişkin bir şey içermiyor…
Ne tarihte ne doğada, ne erkek ne de kadın için tekeşlilik yok…Aslında gerçek tek eşliliğin aşkla, sevgiyle, toplumsal ahlak kurallarıyla ilgisi olabilececeğini fakat doğada olmadığını gösteriyor, gerisi söz.
DOĞAN KUBAN
– Usül bilmeden, vüsule erilmez (bir yere varılmaz).
ANONİM
– Cahil insana öğretirsin ama yarı cahil birine hiç bir şey öğretemezsin, herşeyi bildiğini sanır.
– “Kasabalılık” en berbat şeydir. Ne tam köylü ne de şehirli, ne olduğu belli değil. İstanbul da giderek “kasabalılaşıyor”.
İLBER ORTAYLI
***