Posts Tagged ‘Nasihat’

İBRAHİM ÇİFTÇİ

Cumartesi, Nisan 3rd, 2010

– Bazıları bilgiyi yük, beceriyi eziyet olarak görürler.

*

 – Dönmek; yanlışta ısrar etmemek, kendine bir şans tanımaktır.

*

– Herşeyin ilacı, itidaldir.

*

– Bu ülkede üç sınıf insan vardır; cinselciler, dinselciler ve Atatürkçüler. Biz üçüncü sınıfız.

*

– Harcamadığın para, senin değildir.

*

– Para herkesde durmaz, onu kullanabilecek olan da durur.

*

– Biz alışmışız, az parayla çok para kazanmaya!

*

– Aldığımız üç kuruş ama herkesin eli, benim cebimde!

*

– Para bok gibi, huzur yok.

*

– Para gayriciddi işlerde vardır, ciddi işlerle para kazanılmaz.

*

– Akbabalar, damarlarımdaki kanın kokusunu almış, pike üstüne pike yapıyorlar!

*

 – Derya senin olsa, içeceğin bir bardak su!

*

 – Bir bardak süt için, inek beslenir mi?

*

 – Denizden bir kova su almışsın nedir ki? Denizin suyu mu biter!

*

 – İstanbul’u versem bir gözünü verir misin? Dikkat et, iki İstanbul’a sahipsin!

*

– Bizim çilemiz, hem insancıklarla olacaksın hem de kızmayacaksın, kızmak bizi küçültür. İyiden, doğrudan, güzelden bihaber olan adamın nesine kızacaksın…

 *

– Kendini basit ve sıradan görürsen, tüy kadar hafiflersin. Olduğundan daha fazla görünmeye çalışırsan, o yükün altında ezilirsin.

*

– İnsanın değerli olduğu yerde kimseye bir şey olmadan önlem alınır. Bizde de bir kaç adam başı yenmeden, iş yapılmaz.

*

– Bilsem ki siz şu kapının arkasındasınız, ben yine özlerdim.

*

– Koskoca generale bir manga asker vermişler, “bunlara talim yaptır” diyorlar…

paşa napsın!

 *

– Dur bakalım yok, hadi bakalım.

 *

– Beklemek, kavuşmaktan iyidir.

 *

– Bir işi yaparken; kırmadan, yarmadan, kestirmeden, küstürmeden yapacağız.

 *

– Tamir et diye verirsin; kırar, yarar, bozar, sonra da koyup kenara geçip gider…

 *

– Her işimiz; “olmamış ya hadi neyse!”. Bir işinizde tam olsun, yok nerde!..

 *

– “Çam devirdiklerini” çok gördük ama devrimciliklerini hiç görmedik, açlık grevine girerler, kilo alıp çıkarlar!

 *

– İşten kaçıp, meydanda halay çekmenin adını; “devrimcilik” koymuşlar!

*

– Ellerinde sinekli şaraplar, esrar tekkesine çevirdikleri dumanaltı yerlerde, her daim “devrimden” konuşunca, sanırsın ki; yapmışlar da konuşuyorlar…

*

– İstemenin sonu yok! Herkes kendine göre devlet de ister, her yorulduğu yere han da! 

*

– Cümbüşün adını “ibadet”,

içkinin adını “bade”,

cinayetin adını “töre”

halayın adını da “devrim” koymuşlar.

 *

– Bir iş; konuşulabilir, tartışılabilir, uygulanabilir ve rantabıl olacak, değilse konuşmaya bile gerek yok. 

 * 

– Bazıları “büyük” doğar, bazıları yaptıkları işlerle “büyür”, bazılarının da “büyüklük” üzerinde kalır, benim üzerimde kaldı!

*

– Kimseye birşey söylemeye gelmiyor, kimseyi değiştiremiyorsun! Bu yüzden, ben hep kendimi değiştirdim.

*

– İnsan, önce taşı sevip okşuyor, hacetten sonra da en uzağa fırlatıyor.

İnsanlar da birbirini severken, önce “canım cicim” diye kucaklıyor, sonra da kucaklaya kucaklaya bokunu çıkarıyorlar. Daha düne kadar birbirlerinin kucağından inmeyenler, bugün birbirinin suratını, görmek bile istemiyor.

*

– Herşeye gelirim ama boynumdan çekilmeye asla!

*

– Herkesi dinle ama kararı kendin ver.

*

– İşimi yaparım ama kimse daha fazlasını, kendimi feda etmemi beklemesin!

– Bir işe aracı koyarken dikkat et, sana “kız” istiyorum diye gider, kendine alıp gelir!

*

– Acemi zampara işe en yakınından başlarmış!

– Zamparalığa çıkan, kendi şeyinin hesabını da iyi yapmalı!

*

Düşkünle, şaşkınla, pişkinle fazla uğraşmaya gelmez. İyilik mi yapacaksın, yap ama fazla durma!

*

– Ne kadar kaçarsan, o kadar üzerine gelirler. Sana ait sadece bir çekmece kalsa, yine de yer yokmuş gibi ellerine geçeni oraya atarlar!

*

 – Hadi çocuğum, hadi yavrum… kumda oyna gözüne çöp batmasın!

*

 Darpa, gaspa, fuhşa karışma ne yaparsan yap!

*

– Bir kere olsun cepheden gelmeyip, hep arkaya dolanıyorsa, çiz gitsin.

*

– Bazıları “alet” kullanmada bazıları da “adam” kullanmada daha beceriklidir. “Alet” kullanamıyorsan, “adam” kullanmayı iyi bileceksin!

*

– Bazıları kendini sürekli hatırlatmaya çalışırken, biz unutturmaya çalışıyoruz. Kendini bilmezlerin seni hatırlamasındansa, unutması daha iyidir.

*

 – Dengelemek istediğinde; önce dört basıp iki çekersin, fazla gelirse de iki basıp dört çekersin!

*

– İnsan uyanık olmaya görsün, zanneder herkes keriz!

*

– Eğer insan rahat değilse, onu en çok yoracak olan sosyal uyumdur. Ben hep iki yakamı bir araya getirmeye çalıştım.

*

 – Zayıf insanlar sırt sırta verir, güçlü insan buna ihtiyaç duymaz.

*

– Kara mizah, zayıfların güçlülere karşı kullandığı bir silahtır.

*

 – Bir meseleyi bütün açılardan değerlendirmiyorsan, söylediklerin sadece seni ilgilendirir.

*

  – Hayat üzüntüyle, pişmanlıklarla geçirilecek kadar uzun değildir.

*

  – Fazla acırsan, acınacak duruma düşersin. Düşkünle, şaşkınla fazla oyalanmaya gelmez.

*

– İyilik olsun diye verirsin, hak iddia etmeye başlarlar. Birde üstüne, “az verdin, hiç vermedin” diye, seni de suçlarlar.

*

 – Sen rakını iç, rahatına bak “memleket elden gidiyor!” diye ne kendini üz ne de bizi. Herşey çalkalana çalkalana mecrasını bulur. Arkası sağlamsa birşey olmaz, değilse de yıkılmaya müstehaktır. Devletlerin tarihinde yirmi yıl, otuz yıl nedir ki?

 *

– Ben oltamı atar rakımı içerim, gerisi balığın bileceği iş.

 *

– Şans kapısını açık bırak, ola ki gelir de “bulamadım” demesin.

 *

– Deha keşfedilmeyi beklemez, o kendi mecrasını bulur gider.

– İntikali zayıf olanın manevra kabiliyeti de zayıf olur.

 *

– İnsanın kafası rahat değilse, tatile bile gitse götürdüğü sıkıntıdır.

*

“Cek-cak, sak-suk, meli-malı” yok, bir işi üzerine aldıysan yapıp getireceksin.

 *

– Terbiyesi tam ama tahsili noksan olan, “tahsilli terbiyesizlerden” daha iyidir.

 *

– İnsan uğraştığı işe benzer. Malla, mülkle fazla uğraşmaya gelmez, sonra “mal” olur gidersin!

*

 – İnsan gençken, taş yese plastik çıkarır. Bir de yaşlanmaya görsün, şerbet bile içemez hale gelir…

*

– Adetleri bozmayın, büyüklerinizi üzmeyin!

*

– İnsan düşmeye görsün, duyan illet gelir, gelen de gitmez!

*

– İnsanlığa bir faydaları varsa, Allah bizden alsın onlara versin. Yoksa bizden uzak, Allah’a yakın olsunlar!

*

– İnanmak, insanın yükünü azaltır.

*

– İnsanın bir tek borcu vardır, o da Allah’a can borcu!

*

– Allah zalime uyuz versin, tırnak vermesin!

*

– Kafam rahat olsun diyorsan, ne verirlerse al ne istiyorlarsa ver!

*

– Ben size lazım değilsem, siz bana hiç değilsiniz!

– Karı karıda, iş işde bulunur!

*

– Kadın ağzını açtı mı, başlar iş çıkarmaya, masraf yazmaya. Ömrüm, karının ağzını kapamakla geçti!

*

– Huzur istiyorsan üç şeyle kavga etme; “Allah’la, devletle, karıyla!”

*

– İnsan hayatta üç şeyden gülermiş; ya “karıdan” ya “paradan” ya da “çocuktan”. Üçünden de güldüysen senden iyisi yok…

*

– İleri gidenlerden değil, ileri gelenlerden olun.

*

– İstanbul’un sokaklarında yürümek bile bir eğitimdir.

*

“Açtım ağzımı yumdum gözümü” değil, “yumdum ağzımı açtım gözümü!”.

*

– Artık yumruğumu sıktığımda ne başkasına ne de masaya vuruyorum. Sıkıp cebime koyuyorum, mesele kalmıyor.

*

– İnsan sürekli problem çıkarmaya alışırsa, kimseyi bulamadığında da kendi gölgesiyle kavga etmeye başlar.

*

– Herkesi sıçtığı yere kadar kovalamaya kalkarsan, sürekli eksik, gedik ararsan, herşeye ceza vermeye kalkarsan, sonra konuşacak adam bulamazsın. Affetmek, büyüklüğün şanındandır.

*

– Gidecek adam arkasına bakmaz. Biz arkamızı toplamaktan, kollamaktan önümüze bakamaz olduk.

*

– Verdiği zararı karşılayabiliyorsak, biz onu hoşgörürüz. O zarar verecek, biz hoşgöreceğiz. Bizim hayatımız her daim sabır testinden geçmek. Sabır, olgunluğun temelidir.

*

– Ayıpları kusurları örtmek için Nakşilerin, cüppelerinin kolları uzundur. Biz Bektaşiler gibi kimsede kusur, ayıp görmediğimiz için cüppemizin kolları kısadır.

*

– Kendinde akıl yok, başkasına akıl vermeye kalkar!

*

– Zayıf insan için, mevcudu korumak en iyisidir.

*

– Şeyine istikamet veremeyen, iki koyunu güdmekten aciz olan bir de kalkmış şöyle yapacaz, böyle yapacağız diyor. Allahım sen aklıma mukayyed ol!

*

– Kendini idare etmekten acizdir, bir de mercimek kadar aklıyla aleme nizam vermeye kalkar.

*

– Azıcık palazlanan, “ben söyleyim sen yap” diyor. “Ben söyleyim sen yap”. Yok, illa o söyleyecek diğerleri yapacak!

*

– Biz devletde, gidenle değil gelenle ilgileniriz!

*

– Biz eski memuruz, bizde evrak kaybolmaz!

*

– İşinizi ilk gün yapın son güne bırakmayın. Yok! Yirmidokuz gün yatıp son gün iş yapmaya kalkarlar sonra da yetişmedi diye dert yanıp taktir beklerler…

*

– İşinizi doğru dürüst yapın, çoluk çocuğu kendinize nasihat eder hale getirmeyin!

*

– Devlet para veriyormuş gibi millet de çalışıyormuş gibi yapıyor. Böyle geçinip gidiyoruz.

*

– Hizmet için geldik derler, herkesi kendilerine hizmet eder hale getirirler.

*

– Bu adam önümüze geçer diye, “taktir” ederler ama “terfi” ettirmezler!

*

 – Bir makama terfi etmek istiyorsan; karşılaman, ağırlaman ve uğurlaman iyi olacak. Eğilip, bükülmeyi iyi bileceksin!..

*

– Saha işlerini biz yaparız, siz salon işlerine bakın…

*

Müdürlük, aylak adam işidir, ne kadar işten kaçan adam varsa, hepsi müdür.

“Ben söyleyim sen yap!”

*

– Kendini bilmezlerin, önünde durulmaz.

*

– On tane eşşeğin olacağına, adam gibi bir enişten olsun yeter!

*

– Esnek sistem, dinamik program; sistem ne kadar esnek olursa, kimse de sistem dışında kalmaz.

*

– İstatistik, yanlış rakamların doğru toplanmasıdır.

*

– Bir insanın ya “karıcılığı” ya “paracılığı” ya da “rakıcılığı” iyidir. Bunlar için güçlü bir bünye lazım, benim hep zayıftı.

– Kaza geliyorum, namus gidiyorum demez!

*

 – Ziyan olacağına ver bir fakir sebeblensin! Yok, ziyan ederler yine de vermezler!

*

– Delikli taş bile yerde durmaz, illa ki biri alır, bir çiviye takar.

 *

– Sen bu namussuz aşınacak diye beklerken, o yıkılır gider haberin olmaz!..

 *

Mevta kaldırmak, torba ağzı açmaya benzemez!

 *

– İnsan, bazı şeylerin oyuncak olmadığını, üzerine oturunca anlar!

*

– İnsanlar birbirine, dünyanın en ayıp şeyini yaptıktan sonra daha ne yapmazlar ki!..

*

 – Genç geriyorsa, yaşlı sevindir daha iyi!

*

– İşin bitince, içine edesin geliyor!

*

 – Erkek olmak zor zenaat! Ağır tahriğe maruz kalsan da asla taciz yok, edersen “namussuzsun”, etmezsen “sen de adam mısın?” derler…

*

 – Et ile ekmek, eti ete sürtmek, gerisi köpek tüfek!

*

– Kart kedi, taze sıçandan hoşlanır!

*

– Bizimkilerin sevmemesi, sevmesinden daha iyidir. Sevdiğinden ya “vurası” ya da “sığdırası” gelir! Bir de sevmese kimbilir ne yapar?

*

– Herşey mevsiminde güzel; “kuş öterken, diş keserken…!”

*

 – Bizde “yüzsüzlük” yok istemeye, sizde de “insanlık” yok vermeye, namerde muhtaçlığımız hep bundandır.

*

– Yüze gülücü arkadan gömücülere dikkat et!

*

– Elimde bir kova su, “yanıyorum” diyenin taşaklarına serpiyorum. Bir Allah’ın kulu “sen de yanıyor musun?” demez.

*

– Gelen bağrıma yaptı ama ben de hepsini gördüm!

*

– Memur esnek, emekli gevrek olur. Emekliye fazla yüklenmeye gelmez, “tak” diye atar!

*

– Kimse üstün değildir. Herkesin arkasında bir kilo “bok”, önünde de yarım kilo “sidik”!

*

 – Kanı kanla yıkamazlar, suyla yıkarlar…

 *

– Herşeye nasıl bakarsan, öyle görürsün.

 *

– İçkiyi, sigarayı sağlıklı adam içer. Heyhat! Sonra sağlığını da alır gider haberin olmaz.

 *

– Acılarınızla dost olmaya bakın. Acıyorsa hayattasın demektir. Acı sizi olgunlaştırır. Acıyı bilmeyen başkasının halinden anlamaz.

*

– Eğer katili kurtarmak istiyorsanız, maktülü şuçlarsınız; “rahmetli ne yaptı da adamcağız bunu yapmak zorunda kaldı?”

*

 Bize birşey olmaz deme, yerin altı onlarla dolu.

*

– Size hak olan, bize müstehaktır!

*

 – Kazanmak isteyen için, fakirin başucunda durmaktan zenginin ayakucunda olmak daha iyidir!

*

 – Hırsıza kilit dayanmaz.

 *

 – Korku, emniyeti geliştirir.

 *

– Size yarayan, bize bol gelir!

 *

– Ben hadımım diyorum, onlar “kaç çocuğun var ?” diyor!

 *

– Bizim söyleyecek sözümüz çok, sizin yapacaklarınız çok.

 *

– Biz artık bundan sonra ekmeğin içinden, gençlerin kıçından geçineceğiz.

*

– Bir şey olmaz deme, herkes geçer sen takılırsın!

 *

– Ne yerler ne içerler, ne miktarda yaparlar bilmem ama başları sıkışınca nerde olsan gelip bulurlar.

– Baktın ki, işin içinden çıkamıyorsun, “bu durumda İbrahim Çiftçi olsa ne yapardı?” diye kendine sor. Böylece, bir çözüm yolu bulmuş olursun.

 *

– Bizimkisi yaşamak değil, ölüm nöbeti!

– Aramaya başlamadan önce, doğru yerin neresi olduğunu düşün. Bir şeyi yanlış yerde ararsan, bulamadım diye şikayet etme.

          

ÖZLÜ SÖZLER -DÜNYADAN

Perşembe, Mayıs 28th, 2009

ÖZLÜ SÖZLER

– Kader, gizlice seyahat eden tanrıdır.

SENEGAL Filminden

– Sesi müzik yapan, tonudur.

– İtimat, kontrole mani değildir.

-Tek gözlü olmak, kör olmaktan iyidir.

-Seni besleyen eli ısırma.

-Paylaşılan bir acı, yarıya iner.

-Hediye atın dişine bakılmaz.

-Aşkta ve savaşta her şey mübahtır.

-Eğitim, özgürlüğe götürür.

-Ufak hırsızlar asılır, büyük hırsızlar serbest bırakılır.

-Kadeh içinde boğulan, derede boğulandan hep daha fazla olmuştur.

-Sürekli damlayan, taşı bile deler.

-Korkak olduğunu bilmeyen herkes, cesurdur.

-Balıklar oltayla, insanlar tatlı dille avlanır.

ALMAN ATASÖZLERİ

***

– Ülkenizin aslanlarını öldürtürseniz, düşmanlarınızın çakallarına yem olursunuz.

FİLİSTİN ATASÖZÜ

-Kazana yanaşırsan karası, çirkefe yanaşırsan belası bulaşır.

TÜRKMENİSTAN ATASÖZÜ

*

– Düşman, en iyi öğretmendir.

– Bir sorunu çözemiyorsan, üzülmenin de bir faydası yoktur.

 TİBET ATASÖZÜ

—–

 – Eylem kolay, bilgi zordur.

*

– Sonsuz olan, sonlu olana indirgenemez.

*

– Her acının, mükâfatı vardır.

*

– İmparatorluğu at üstünde kazanırsınız ama at üstünden yönetemezsiniz.

*

– Gülmesini bilmeyen dükkan açmasın.

 

-Gülerken göbeği oynamayan adama güvenme.

*

– Para, her ayıbı örter.

*

– Dünyada iki kusursuz insan vardır; biri ölmüştür diğeri de henüz doğmamıştır.

*

 – Kadına inanan kendini aldatır, inanmayan da kadını aldatır.

*

 – Evlilik bir kale gibidir; dışardakiler oraya girmek için, içerdekiler de çıkmak için uğraşır.

*

 – Zenginlik gübre gibidir, yalnızca saçıldığı zaman faydalı olur.

*

– Sevinçliyken vaad de bulunma, öfkeliyken de cevap verme!

*

– Bir yerde küçük insanların gölgesi uzuyorsa, orada güneş batmış demektir.

– Kuyudaki kurbağa, gökyüzünü kuyunun ağzı kadar sanır.

– İnsan, ne yerse odur.

– Dilerim, ilginç günlerde yaşarsın.

– İntikam isteyen, önce iki mezar kazsın.

.

 ÇİN ATASÖZLERİ

———-

 – İnsanlık birdir ve insana özgü hiçbir şey, bize yabancı sayılmamalıdır.

*

– Her geçen dakika yaralar, sonuncusu öldürür.

*

– Bekçilere, kim bekçilik edecek?

*

– Yargıçları, kim yargılayacak?

*

– Düzen (kozmos), kaostan doğar.

*

– Hayat, bir “an”dır.

*

– Ne olacaksa, o olacak.

*

– Başkası birşey kaybetmeden, sizin kazanmanız mümkün değildir.

*

– Tarih öğretir.

– Eşek, eşekle dost olur.

*

– Bir el diğerini temizler.

*

– Eğer barış istiyorsan savaşa hazırlan!

*

– Kuşkunun olduğu yerde, özgürlük vardır.

*

– Sanat, sanat içindir.

*

– Hayat kısa, sanat uzundur.

*

– Sen görevini yap, gerisini tanrıya bırak.

*

– Yapılan bir lütfu kabul etmek, özgürlüğünü satmaktır.

*

– Sakalı ve hırkayı görüyorum ama bilgeyi göremiyorum.

*

– Zevkler ve renkler tartışılmaz.

*

– Zarlar atıldı.

*

– Zorladılar ama ben de istedim!

*

– Güneşin altında yeni birşey yok!

– Yeter ki adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun. 

  

LATİN ATASÖZLERİ

—–

– Öğretmek, öğrenmektir.

– Yalan dört nala gider. Hakikat ise adım adım yürür fakat yine de vaktinde yetişir.

 – Senin değilse alma, doğru değilse yapma, gerçek değilse söyleme, bilmiyorsan sus.

– En uzun yollar da ilk adımla başlar.

– Pirincin içindeki siyah taşlardan değil, beyaz taşlardan kork!

– Okuduğun her şeye inanacaksan, hiç okuma daha iyi.

– Sanatçıyım diyebilmek için, ustanı geçeceksin ve seni geçecek bir öğrenci yetiştireceksin.

JAPON ATASÖZLERİ

– Ömrünün sonuna kadar eşeğe binmektense, bir yıl ata binmek yeğdir.

– Bir kere evlenmek ödev, iki kere evlenmek eğlence, üç kere evlenmek çılgınlıktır.

 HOLLANDA ATASÖZLERİ

– Kavgada vurma gücü olmayan, kaldıramayacağı taşa sarılır.

AZERİ ATASÖZÜ

– Saçları ağarana dek yaşadı ama dünyaya gelmedi.

DAĞISTAN ATASÖZÜ

– Çabuk gelen kötü şans, geç gelen iyi şanstan evladır.

 – Fareye “aslan nedir?” diye sormuşlar, kediyi göstermiş.

– Dilinde bülbül, kalbinden katil!

 ARNAVUT ATASÖZLERİ

 – Erkeğin gözyaşı, kanından daha değerlidir.

*

– Candan önce, “onur” gelir.

*

– Yüze karşı yapılan övgü, arkadan yapılan yergi gibidir.

*

– Dört ayağı varken, at bile tökezler.

*

– Çıkarılan kama, yerine konmaz.

 ABHAZ ATASÖZLERİ

– Eğer her şey üstüne üstüne geliyorsa, belki de sen ters gidiyorsundur!

– Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan, sana ahlak dersi verir.

– Gerçek, çoğu zaman tasarımı aşar.

– Uçlar, birbirine dokunur.

FRANSIZ ATASÖZLERİ

  – Kadın gölge gibidir; kendisini takip edenden kaçar, önünden gidenin arkasından koşar.

– Beni anla da istersen öldür.

-Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur.

ARAP ATASÖZLERİ

 – Altın ateşle, kadın altınla, erkek kadınla imtihan edilir.

– Bir insan sana eşek derse umursama ama beş kişi sana eşek derse, git kendine bir semer al.

 AMERİKAN ATASÖZÜ

  – Oğlunu istediğin zaman, kızını istediği zaman evlendir.

– Köpekle yatan pireyle kalkar.

İSPANYOL ATASÖZLERİ

 – Henüz ölmemiş birinin, hala bir şansı vardır.

LÜBNAN ATASÖZÜ

*

————-

*

– Marifet, iltifata tabidir.

*

– Taç giyen baş, uslanır.

*

– Biliyorsan söyle feyz alsınlar, bilmiyorsan sus molla sansınlar.

*

– Alimin ölümü, alemin ölümüdür.

*

– Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı.

*

– Büyük başın, büyük derdi olur. Çoktan çok azdan az gider.

*

– Vermeyince mabud, neylesin Sultan Mahmud.

*

– Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste..

– Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.

– Yiğidin bakışı, korkağın kılıcından keskindir.

– Yiğidi öldür, hakkını yeme.

– İş bilenin, kılıç kuşananın.

– İş bilen, elli kişiyi cebinden çıkarır kuşağına doldurur.

– At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.

– Sel gider taş kalır, el gider kardaş kalır.

– Türk balası kurt olur, bastığı yer yurt olur.

– Dağ başında duman, yiğit başında boran eksik olmaz.

– Yanlış yerde pirinç taşırsan, dönende toprak taşırsın.

– Davet edildiğin yere erinme, edilmediğin yere de görünme.

– Niyeti hayır olanın, akıbeti de hayırdır.

– Laf dinleyen iş bitirir, dinlemeyen baş yitirir.

– Lafın uzunu idraksize söylenir.

– Akıl fukara olunca, dil ukala olurmuş.

– Sınamasa arsıkar, sakınmasa utsıkar. (Sınamayan aldanır, sakınmayan yutulur.)

– Katran kaynatmakla olur mu şeker, cinsine yandığım cinsine çeker.

– Mühür kimdeyse hüküm ondadır.

– Taşın küçüğü, büyük baş yarar.

– Oğlan babadan görür at oynatmasını, kız anadan görür sofra donatmasını.

– Evlat, babanın sırrıdır.

*

– Zulüm ile abad olanın ahiri berbat olur.

– Bölüşürsek tok, bölünürsek yok oluruz.

– Öfke kapıya dayanırsa, akıl baştan uçar.

– Önü alınmayan gafletin sonu, ihanettir.

– Göz o ki, dağın ardını göre, akıl o ki, başına geleceği önceden bile.

*

Barika-i hakikat, müsademe-i efkardan doğar. (Hakikat ışığı, fikirlerin çarpışmasından doğar)

*

Efradını cami, ağyarına mani olmalı.(İlgili olanların hepsini içinde toplama, ilgisiz olanları da dışarda bırakma)

*

– Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer.

*

– Üslubu beyan, ayniyle insandır.

*

– İyilik yap denize at, balık bilmezse halık (yaratıcı) bilir.

*

– Sen doğru ol, eğrisi bulur belasını.

– Doğru yerinden kalkıncaya kadar yanlış dünyayı dolaşırmış.

*

– Tedbir senden, takdir Allah’tandır.

*

– Çok söz yalansız, çok mal haramsız olmaz.

– Minareyi çalan kılıfını hazırlar.

*

– Yavuz hırsız, ev sahibini bastırırmış!

– Kötü komşu, insanı ev sahibi yaparmış!

*

– Fazla naz, aşık usandırır.

*

 – Bir musibet, bin nasihatten iyidir.

*

– Ehem, mühime tercih edilir.

*

– Bir dirhem et, bin ayıp örter.

– Herkes nasibini yer.

– Neye nasip, neye kısmet!

– Gelin ata binmiş, “ya nasip” demiş!

*

– Ahrette iman, dünyada mekan.

*

– Tebdil-i mekanda, ferahlık vardır.

– Nerde hareket, orda bereket.

*

– Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.

*

– Sora sora, “Bağdat” bulunur.

– Geçti Bor’un pazarı, sür eşşeğini Niğde’ye!

*

– İnsanoğlu çiğ süt emmiş kimse bilmez fendini, her kime iyilik yaptıysan ondan sakın kendini!

– Çalımını gören selam durur, çadırını gören sadaka verir.

*

– İnsan kaybedeceği şeye fazla bağlanmamalı!

*

– Mağrurlanma padişahım, senden büyük Allah var.

*

– Devlet başa kuzgun leşe.

*

– Kumaş Hindistan’da, akıl Frengistanda, ihtişam Osmanlıdadır.

*

– Her millet, layık olduğu şekilde yönetilir.

– Mahkeme, kadıya mülk değildir.

*

– Hafızayı beşer, nisyan (unutmak) ile malüldür.

– Mazisi olmayanın âtisi de olmaz.

– Galatı meşhur, lügatı fasihten evladır.

-Usülde hata yapan, esasta da hata yapmaya mahkum olur.

*

– Bazı olayların şuyu (dedikodusu), vukuundan beterdir.

*

– Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa!

*

– Korkulu rüya görmektense, uyanık kalmak yeğdir.

*

– Doğmamış çocuğa don biçilmez.

– Alışmamış götte don durmaz.

– Alışmış kudurmuştan beterdir.

*

– Besle kargayı oysun gözünü.

– Aç koyma hırsız olur,

çok söyleme yüzsüz olur,

çok değme arsız olur.

*

– Dinsizin hakkından, imansız gelir!

– Dinime küfreden bari müslüman olsa!

*

– Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur.

– Göz görmeyince, gönül katlanır.

*

– Körle yatan, şaşı kalkar!

*

– Dervişin zikri neyse fikri de odur.

– Şeyh uçmaz, mürid uçurur.

*

– Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı!

*

– Adım Hıdır, elimden gelen budur.

– Kul sıkışmayınca, Hızır yetişmez.

*

– Haydan (Allah’tan) gelen, Huya (Allah’a) gider.

– Hapsedilmek halvet, sürgün edilmek hicret, öldürülmek şehadettir.

– Ne verirsen elinle, o da gider seninle.

– Eve lazım olan, camiye haramdır.

– Kervan, yolda düzelir.

– Su akar, yolunu bulur.

*

– İt ürür, kervan yürür.

İt, iti ısırmaz.

– İt ite, it de kuyruğuna buyuruyor.

– Isıracak köpek, dişini göstermez.

– Kurt kocayınca, itin maskarası olurmuş!

*

-Ele verir talkını, kendi yutar salkımı!

– Kusuru yüzüne söylenmeyen, ayıbı hüner zannedermiş.

*

– Derdini söylemeyen, derman bulamaz.

*

– Evvel refik badel tarik. (Önce yoldaş sonra yol)

– Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at, kapında varsa hepsini kaldır at!

*

– Ağaca dayanma kurur, insana yaslanma ölür.

*

– Yarım hakim maldan, yarım hekim candan, yarım hoca imandan eder.

*

– Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.

– Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde gelmez.

*

– Öfke ile kalkan, zararla oturur.

– Keskin sirke, küpüne zarardır.

*

– Borçlu güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir.

– Borç, yiğidin kamçısıdır.

 – Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmektir.

– Borç yiyen, kesesinden yer.

*

 – Büyük dağa kar yağmadıkça, küçük dağa sıra gelmez.

*

– Bu dünya iki kapılı bir handır, gelen bilmez giden bilmez.

*

– Çok alçalma basarlar, çok uçalma asarlar.

*

– Herşey incelikten, insan kabalıktan kırılır.

*

– Arayan belasını da bulur mevlasını da!

– İyi adam, lafının üzerine gelirmiş.

– İti an, çomağı hazırla!

*

– Nerde birlik, orda dirlik. 

– Nerde çokluk, orda bokluk!

*

 – İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur.

– İki çıplak, bir hamama yakışır.

*

– Bedava sirke, baldan tatlıdır!

– Ucuz etin yahnisi, yavan olur!

*

– Bülbülü altın kafese koymuşlar, yine “vatanım” demiş!

*

 – El elin eşeğini, türkü çağırarak arar.

– Eşek ölür semeri kalır, insan ölür eseri kalır.

– Mektep cehaleti alır, merkeplik baki kalır.

– Eşşeğe altın semer vursan da eşek yine eşektir.

– Eşşeğin hatırı yoksa, sahibinin de mi yok?

*

 – Sadece bitmişle yitmişe, olmuşla ölmüşe çare yoktur.

– Ölüm gelmiş cihane başağrısı bahane.

.

OSMANLI – TÜRK ATASÖZLERİ

—***—

 – Sular yükseldikçe balıklar karıncaları yer, sular çekildikçe de karıncalar balıkları. Kimse bugünkü üstünlüğüne, gücüne güvenmemeli. Çünkü; kimin kimi yiyeceğine, suyun akışı karar verir.

– Borç verirken ya paranı ya dostunu kaybedersin.

– Aslanlar kendi tarihlerini yazmadıkça, onların tarihini avcılar yazmaya devam edecektir.

-Afrikada her sabah bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa öleceğini bilir. Afrikada her sabah bir aslan uyanır. En yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa aç kalacağını bilir. Aslan ya da ceylan olmanızın bir önemi yoktur. Yeter ki, güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin.

-Bilge her şeyi bilmez, sadece ahmaklar her şeyi bilir.

-Bir aslanla bir karınca kavgasında kazanan olmaz.

-Fark edilmek için çok küçük olduğunu düşünüyorsan, kapalı bir odada bir sivrisinekle uyumayı dene.

-Tanrı asla taraf tutmaz.

-Yalnız bir kalp, tek başına atamaz.

-Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır.

AFRİKA ATASÖZLERİ

****

 KIZILDERİLİ ATASÖZLERİ:

– Bize bu dünya atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.

*

– Beyaz adam geldiğinde onun sadece İncili, bizimse topraklarımız vardı. Sonra, İncil bizim oldu, topraklarımızsa onun.

*

– Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; “beyaz adam” paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.

*

– Kalbimizi biraz daha açarsak, birbirimizi daha iyi anlar, kan dökülmesini biraz daha önleriz.

*

– Her şey halkadır. Her birimiz kendi hareketlerimizden sorumluyuz. Hepsi döner dolaşır, bize geri gelir.

*

– Arkamda yürüme ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü, böylece ikimizde eşit olabiliriz.

*

– Düşmanımı cesur ve kuvvetli yap! Eğer onu yenersem utanç duymayayım.

*

– Ölüler, tecrübe ve bilgilerini beraberinde götürmez, yaşayanlara ilave eder.

*

– Senin tanrın bana yapılan bu büyük zulmü hoş görüyorsa, o inandığın tanrı değil.

*

– Beyaz adam, “bir”i üç yapan adamdır.

*

– Bana söylersen unutabilirim, gösterirsen anımsayabilirim ama beni de katarsan anlayabilirim.

*

– Küçük derede, büyük balık olmaz.

*

– Fakir olmak, şerefşiz olmanın yanında küçük bir meseledir.

*

– Hepimizin farklı bir rüya gördüğünü hatırlamakta fayda var.

*

– İnsanın gözleri öyle şeyler anlatır ki, dil onları telaffuz edemez.

*

– İnsan tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır.

*

– İlkbaharda usul usul yürü, çünkü toprak ona hamiledir.

*

– Yağmur iyilerin de üzerine yağar, kötülerin de!

*

– Yanlışı görüp elini uzatmayan yapan kadar suçludur.

*

– Yapmanız gereken herşeyi eski sadeliğine döndürmektir, böylece düzen yeniden kurulur.

—/—

****

– İnsanlar yaşadığı için değil, yaşamadıkları için yaşlanırlar. 

PORTEKİZ ATASÖZÜ

– Yalanın bacağı kısadır.

SLOVAK ATASÖZÜ

 – Eğer bir fare, kediye gülüyorsa yakınlarda bir delik var demektir.

NİJERYA ATASÖZÜ

 –

– Duymak istemeyen kadar sağır yoktur.

*

– Büyük acılar sessizdir.

*

– Bin tane ihtimal bir doğru etmez.

*

– Dinlemekten akıl, söylemekten pişmanlık doğar.

*

– Kimin sabrı varsa, dünya onundur.

*

– Kartal için, bir güvercini mağlup etmek şeref değildir.

*

– Rüzgara tüküren, kendi yüzüne tükürür.

*

– Parasız sağlık, yarı yarıya hastalık demektir.

*

– Okumuş cahil kadar, cahil yoktur.

*

– Kadın, kitap, at, ödünç verilmez.

*

– Oyun bitince, şah da piyon da aynı kutuya konur.

İTALYAN ATASÖZLERİ

– 

– Bizler doğanın bir üyesi olarak, onunla uyum içinde yaşayan gerçek insanlarız. Bize göre varolan her şey, bir başkasının ihtiyacını karşılamak için vardır. Beyaz adam ise mutasyona uğramış tehlikeli bir varlık, kendisini doğadan daha üstün görüp ona hükmetmek istiyor.

ABORJİNLER

– Bilgeyi övsen de bir yersen de, fırtına kayaları sarsar mı?

– Dünya, rüya içinde rüyadır.

– Eğer birileri, oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesin altına pislemiştir.

HİNT ATASÖZLERİ

– Güneş, evliyaları da eşkiyaları da aydınlatır.

HİNTLİ ŞARVAKASLARIN SÖZÜ

– Ucuz mal alacak kadar, zengin değilim.

– Kurt kuzu gibi giyinir.

*

– Cehenneme giden yol, iyi niyet taşlarıyla döşelidir.

*

– Din şehitlerinin kanı, kilisenin tohumudur.

*

– Gerçek büyük şeydir, eninde sonunda üstün gelir.

İNGİLİZ ATASÖZLERİ

– Çirkin kadın yoktur, az votka vardır.

– Evinin duvarında cam olan, komşusunun duvarını taşlamasın.

– Yalanlar seni ileriye götürür ama asla geri dönemezsin.

RUS ATASÖZLERİ

– İki dost arasına bir kez güvensizlik girerse, birine ya sürgün ya da ölüm düşer.

– İnsan dışı ile karşılanır, içi ile uğurlanır.

– Bir kazanda iki koç kaynamaz.

– Her Moğolun bir yolu vardır.

– Hemfikir olanların kaderi birdir.

MOĞOL ATASÖZLERİ