Eğitim psikolojisi; psikolojinin bulgularının bireyin eğitiminde nasıl kullanılacağını araştıran bir daldır.
Birey, hangi yaşta hangi yetenekleri geliştirmektedir ve yetenekleri geliştirici hangi eğitimler verilebilir, bunu araştırır.
Amacı; bireyi kendi yetenekleri doğrultusunda en üst düzeyde yetiştirmektir.
Eğitim psikolojisi, eğitime 4 alanda katkıda bulunur:
1-Öğrencinin gelişimi ve tanınması açısından katkıda bulunur. Çocuğun; bedensel, duygusal, cinsel, toplumsal, törel, zihinsel vs. açılardan gelişimi konusunda bize bilgiler verir. Bireye eğitim açısından nasıl yardımda bulunabileceğimiz konusunda yol gösterir. Örneğin; cinsel açıdan bir çocuğa davrandığımız gibi bir ergene ya da yetişkine aynı davranamayız.
2-Öğrenmeye elverişli ortamın hazırlanması konusunda katkıda bulunur. Eğitimin amacına ulaşabilmesi için öğrenmede bireyin güdülenmesi bakımından nasıl bir fiziksel ve psikolojik çevreye ihtiyaç vardır, bu konuda bize bilgi verir.
3-Öğrenmenin gerçekleşmesi açısından katkı sağlar. Öğrenmede nasıl bir yöntem izlememiz konularında bize bilgi verir.
4-Öğrenilenlerin değerlendirilmesi açısından bize yardımcı olur. Eğitim hedeflerinin amacına ulaşıp ulaşmadığını nasıl doğru bir şekilde ölçeriz, bu konuda bize yardımcı olur.
Öğretmenin eğitim psikolojisi açısından görevleri:
1-Öğrencileri olabildiğince bütün yanlarıyla tanımak.
2-Öğrencilerin ulaşabileceği eğitim hedeflerini saptamak.
3-Öğrencilere öğrenim yaşantıları hazırlamak.
4-Öğrenme ortamını hazırlamak.
5-Öğrenim yaşantılarını gerçekleştirir.
6-Öğrencilerin öğrenip öğrenmediklerini değerlendirmek.
Eğitim psikolojisinde kullanılan araştırma yöntemleri:
1-Deneysel yöntem; zeka, cinsiyet, yaş gibi değişkenler eşitlendikten sonra iki grup alınır:
Deney grubu ve kontrol grubu, denenceler denekler üzerinde denendikten sonra kontrole tabi tutulurlar.
2-Korelesyon yöntemi; iki farklı grubun araştırma konusuna verdikleri tepkileri benzerlik ve farklılıklar açısından karşılaştırmak.
3-Olay inceleme; problemli, başarısız öğrencilerin problemlerinin, başarısızlıklarının nedenlerinin incelenmesidir.
——–
Kişilik; kişiyi kişi yapan, kişiye has özelliklerin toplamıdır. Giyinişi, yürüyüşü, konuşması, düşünceleri her türlü özellikleridir.
Benlik; kişiliğin öznel yanıdır. Bireyin kendisini algılayış şeklidir. Benlik, çocukta çok erken yaşlarda gelişir. Bu nedenle onun yaptıklarını doğru değerlendirmeli, ceza ve ödül gerektiği yerlerde verilmelidir. Aksi halde yanlış değerlendirmeler çocukta yanlış benlik gelişimine yol açar.
Güdüler:
Güdülenme; amaç davranışa ulaşmak için kişinin içinde uyanan istektir. Yani herhangi bir hedefe ulaşabilmek için veya bir haz elde edebilmek için kişinin içinde uyanan istektir. Hangi alana yönelik isteme ağır basarsa o yapılır.
İnsanda 6 çeşit güdü vardır:
1-Beden güvenliğini koruma güdüsü; üşüyünce giyinmek, acıkınca yemek yemek vs.
2-Cinsel tatmin güdüsü; okşanmak, sevilmek, sevgili edinmek, evlenmek vs.
3-Sevilme ve kabul edilme güdüsü; başkaları tarafından sevilmeyi istemek, dışlanmamak vs.
4-Toplumda yer edinme ve tanınma güdüsü; toplumca değer verilen bir meslekte çalışmak ve başarılı olmak vs.
5-Zihinsel yaşam ve yaratıcılık güdüsü; kişinin kendisine ait bir ürün ortaya koyma istemesidir.
6-Kendini bilme ve geliştirme güdüsü; bireyin kendini tanımak ihtiyacından doğup, bulunduğu konumdan daha ilerde olmayı istemesi gibidir.
Bütün yeteneklerini geliştirmiş bir insan, kendisini gerçekleştirmiş bir insandır.
—————–
İrdeleme; etkileşime geçilen “karşıt” ile yapılacak iş için amacın karşılaştırılması ve alınan bir seri kararlardır.
Karşıt; bireyin karşısında duran, etkileşime geçebileceği canlı cansız her türlü objedir.
İrdelemenin uzun sürmesinin nedenleri:
1-Ulaşılmak istenen hedefin belirsiz olmasıdır.
2-Hedefi zorla başkasının belirlemesidir.
3-Çevre şartlarının uygun olmaması, bireyin aşamayacağı kadar güç ve çok engellerin olmasıdır.
4-Amacın toplumsal normlara, kanunlarca uygun olmamasıdır.
5-Birey, erişilmesi daha kolay bir amaçla güdülerini tatmin edebiliyordur.
6-Eyleme geçmenin kendisi için çok geç olacağını düşünüyor ve kendine güveniyorsa.
7-Bilgi, beceri yönünden yetersizse.
8-Bireyin benlik duygusu, kişilik özellikleri bu işi yapmasına engel oluyorsa.
9-Eylemin sonucundaki ürünün beklentilerinden farklı olacağını düşünüyorsa.
10-Bu ürünün düşük olmasıyla maneviyatının bozulacağını düşünüyorsa irdeleme uzun sürer veya güçleşir.
Eğer bireyin elde ettiği ürün güdülerini tatmin ediyorsa birey mutlu, huzurlu olacaktır. Aksi halde bir gerilim içine girecektir.
Ürünün düşük olması halinde bireyin göstereceği davranışlar:
1-Ya başarısızlığını kabullenip işe tekrar başlar.
2-Ya davranışlarında “donma” denilen bir safhaya girer. Hiçbir şey yapamaz donar kalır.
3-Ya saldırır, nefret eder hatta “intihar” bile edebilir.
4-Ya da ruh sağlığı bozulur, şuurunu kaybeder veya içine kapanır. Kendine güvenini yitirir, tekrar baştan başlamaya gücü yoktur.
————
Gelişim; hem nitelik hem de nicelik bakımından belli bir düzeye erişmektir. Gelişim kavramı, büyüme, olgunlaşma, öğrenme ve hazır bulunuşluk kavramlarını içine almaktadır:
1-Büyüme; ölçülebilen özelliklerdir. Bedenin gerek boy gerekse ağırlık bakımından artış göstermesidir.
2-Olgunlaşma; bireyin herhangi bir işi yapabilecek düzeye gelmesidir. Örneğin; zihinsel gelişimi istenen düzeye gelmeyen birisi, okuma yazma öğrenemez.
3-Öğrenme; davranışta meydana gelen değişmelerdir. Eğitim açısından önemli olan bu davranış değişikliğinin istendik yönde olmasıdır.
4-Hazır bulunuşluk; bireyde belli bir olgunlaşma gerçekleştikten sonra bireyin o olgunluğa ait herhangi bir işi yapabilecek durumda olmasıdır.
Gelişimin niteliğini belirleyen genel kurallar:
1-Gelişim: kalıtım ile çevrenin etkileşiminin bir sonucudur.
2-Geşim derece derece ve süreklidir. Bazen yavaşlar, bazen hızlanır. Her safhanın gelişim hızı aynı değildir.
3-Organizmanın bütün özellikleri aynı zamanda gelişmez.
4-Gelişimin hızlı olduğu yaşlar 1-6 yaş dönemidir. En hızlı olduğu dönemse ilk dört yaştır. 12-14 arassında da hızlıdır ancak bu kadar değildir.
Gelişimde hem “bütünleme” hem de “ayrımlama” vardır.
Bütünleme; çocuk kas gelişimini tamamlamadığı için bütün vücuduyla hareket eder. Bir organın yapacağı işi tüm vücuduyla yapar.
Ayrımlama (tümevarım); çocuk önce parça parça öğrenir daha sonra birleştirir.
Eğitim, bireyin gelişimine uygun olmalıdır. Birey belli olgunluğa erişmemişse ona bir şey öğretilemez.
Tags: Ayrımlama, Benlik, Bütünleme, Donma, Gelişim, Güdü, Güdülenme, Hazır bulunuşluk, İnsandaki güdüler, İrdeleme, Karşıt, Kişilik, Korelasyon yöntemi, Öğretmenin görevleri, Olay inceleme