Hermeneutik; açmak, yorumsamak. Dilthey’den çıkıyor.
Bu sözcük, tanrıların habercisi olan Hermes’ten geliyor.
Hermes, tanrıların dilini, insanlar için anlaşılır hale getiren tanrı. Bu sözcük ilk kez 1694’te kullanılıyor.
Örneğin, teolojik hermeneutik nasıl?
Kutsal kitap aynı olduğu halde nasıl farklı farklı yorumlanıyor? Eğer bugün yorumlanmıyorsa bu hermeneutiğin durduğunu veya yavaşladığını ya da hermeneutiğin ne ölçüde geliştiğini gösterir.
Aslında ilk kez hermeneutiği, teolojiden kurtarıp tinsel bilimler için kullanan F.Schleiermacher.
M.Weber, anlamayı vurgularken Dilthey; tüm gerçekliği sınıflandırarak, tip öğretisi ortaya koymaya çalışıyor.
Metin açımlaması, sınıflara ayırarak ele almak demektir. Notalar, senoryolar aynı olduğu halde, herkes farklı yorumluyor. Aynı metni iki kişi farklı yorumluyor.
Neden farklı yorumluyoruz?
Çünkü hepimizin kafasındaki ansiklopediler farklı.
Peki, nesneyi yorumlamadan fenomenoloji yapmak yani sadece nesnenin kendisini ortaya koymak mümkün müdür?
Tags: ansiklopedi, Dilthey, F.Schleiermacher, F:HERMENEUTİK, Hermes, Max Weber, yorumsama