– Marifet, iltifata tabidir.
– Taç giyen baş, uslanır.
*
– Biliyorsan söyle feyz alsınlar, bilmiyorsan sus molla sansınlar.
*
– Alimin ölümü, alemin ölümüdür.
*
– Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı.
*
– Büyük başın, büyük derdi olur. Çoktan çok azdan az gider.
*
– Vermeyince mabud, neylesin Sultan Mahmud.
*
– Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste..
– Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
– Yiğidin bakışı, korkağın kılıcından keskindir.
– Yiğidi öldür, hakkını yeme.
– İş bilenin, kılıç kuşananın.
– İş bilen, elli kişiyi cebinden çıkarır kuşağına doldurur.
– At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.
– Asil azmaz, bal kokmaz.
– Sel gider taş kalır, el gider kardaş kalır.
– Türk balası kurt olur, bastığı yer yurt olur.
– Dağ başında duman, yiğit başında boran eksik olmaz.
– Yanlış yerde pirinç taşırsan, dönende toprak taşırsın.
– Davet edildiğin yere erinme, edilmediğin yere de görünme.
– Niyeti hayır olanın, akıbeti de hayırdır.
– Laf dinleyen iş bitirir, dinlemeyen baş yitirir.
– Lafın uzunu idraksize söylenir.
– Akıl fukara olunca, dil ukala olurmuş.
– Sınamasa arsıkar, sakınmasa utsıkar. (Sınamayan aldanır, sakınmayan yutulur.)
– Katran kaynatmakla olur mu şeker, cinsine yandığım cinsine çeker.
– Mühür kimdeyse hüküm ondadır.
– Taşın küçüğü, büyük baş yarar.
– Oğlan babadan görür at oynatmasını, kız anadan görür sofra donatmasını.
– Evlat, babanın sırrıdır.
*
– Zulüm ile abad olanın ahiri berbat olur.
– Bölüşürsek tok, bölünürsek yok oluruz.
– Öfke kapıya dayanırsa, akıl baştan uçar.
– Önü alınmayan gafletin sonu, ihanettir.
– Göz o ki, dağın ardını göre, akıl o ki, başına geleceği önceden bile.
*
– Barika-i hakikat, müsademe-i efkardan doğar. (Hakikat ışığı, fikirlerin çarpışmasından doğar)
*
– Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer.
*
– Üslubu beyan, ayniyle insandır.
*
– İyilik yap denize at, balık bilmezse halık (yaratıcı) bilir.
*
– Sen doğru ol, eğrisi bulur belasını.
– Doğru yerinden kalkıncaya kadar, yanlış dünyayı dolaşırmış.
*
– Tedbir senden, takdir Allah’tandır.
*
– Çok söz yalansız, çok mal haramsız olmaz.
– Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
*
– Yavuz hırsız, ev sahibini bastırırmış!
– Kötü komşu, insanı ev sahibi yaparmış!
*
– Fazla naz, aşık usandırır.
– Çok muhabbet tez ayrılık getirir.
*
– Bir musibet, bin nasihatten iyidir.
*
– Bir dirhem et, bin ayıp örter.
– Herkes nasibini yer.
– Neye nasip, neye kısmet!
– Gelin ata binmiş, “ya nasip” demiş!
*
– Ahrette iman, dünyada mekan.
*
– Tebdil-i mekanda, ferahlık vardır.
– Nerde hareket, orda bereket.
*
– Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.
*
– Sora sora, “Bağdat” bulunur.
– Geçti Bor’un pazarı, sür eşşeğini Niğde’ye!
*
– İnsanoğlu çiğ süt emmiş kimse bilmez fendini, her kime iyilik yaptıysan ondan sakın kendini!
– Çalımını gören selam durur, çadırını gören sadaka verir.
*
– İnsan kaybedeceği şeye fazla bağlanmamalı!
*
– Mağrurlanma padişahım, senden büyük Allah var.
*
– Devlet başa kuzgun leşe.
*
– Kumaş Hindistan’da, akıl Frengistanda, ihtişam Osmanlıdadır.
*
– Her millet, layık olduğu şekilde yönetilir.
– Mahkeme, kadıya mülk değildir.
*
– Hafızayı beşer, nisyan (unutmak) ile malüldür.
– Mazisi olmayanın âtisi de olmaz.
*
– Kem alat ile kemalat olmaz. (Kötü, yanlış vasıtalarla amaç, olgunluk hasıl olmaz.)
– Galatı meşhur, lügatı fasihten evladır.
– Usül, esastan önce gelir.
Usül bilmeden vüsule erilmez.
– Ehem mühime tercih edilir.
– Efradını cami, ağyarına mani değildir. (İlgili olanların hepsini içinde toplama, ilgisiz olanları da dışarda bırakma.)
*
– Bazı olayların şuyu (dedikodusu), vukuundan beterdir.
*
– Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa!
*
– Korkulu rüya görmektense, uyanık kalmak yeğdir.
*
– Doğmamış çocuğa don biçilmez.
– Alışmamış götte don durmaz.
– Alışmış kudurmuştan beterdir.
*
– Besle kargayı oysun gözünü.
– Aç koyma hırsız olur,
çok söyleme yüzsüz olur,
çok değme arsız olur.
*
– Dinsizin hakkından, imansız gelir!
– Dinime küfreden bari müslüman olsa!
*
– Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur.
– Göz görmeyince, gönül katlanır.
*
– Körle yatan, şaşı kalkar!
*
– Dervişin zikri neyse fikri de odur.
– Şeyh uçmaz, mürid uçurur.
*
– Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı!
*
– Adım Hıdır, elimden gelen budur.
– Kul sıkışmayınca, Hızır yetişmez.
*
– Haydan (Allah’tan) gelen, Huya (Allah’a) gider.
– Hapsedilmek halvet, sürgün edilmek hicret, öldürülmek şehadettir.
– Ne verirsen elinle, o da gider seninle.
– Eve lazım olan, camiye haramdır.
– Kervan, yolda düzelir.
– Su akar, yolunu bulur.
*
– İt ürür, kervan yürür.
İt, iti ısırmaz.
– İt ite, it de kuyruğuna buyuruyor.
– Isıracak köpek, dişini göstermez.
– Kurt kocayınca, itin maskarası olurmuş!
*
-Ele verir talkını, kendi yutar salkımı!
– Kusuru yüzüne söylenmeyen, ayıbı hüner zannedermiş.
*
– Derdini söylemeyen, derman bulamaz.
*
– Evvel refik badel tarik. (Önce yoldaş sonra yol)
– Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at, kapında varsa hepsini kaldır at!
*
– Ağaca dayanma kurur, insana yaslanma ölür.
*
– Yarım hakim maldan, yarım hekim candan, yarım hoca imandan eder.
*
– Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.
– Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde gelmez.
*
– Öfke ile kalkan, zararla oturur.
– Keskin sirke, küpüne zarardır.
*
– Borçlu güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir.
– Borç, yiğidin kamçısıdır.
– Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmektir.
– Borç yiyen, kesesinden yer.
*
– Büyük dağa kar yağmadıkça, küçük dağa sıra gelmez.
*
– Bu dünya iki kapılı bir handır, gelen bilmez giden bilmez.
*
– Çok alçalma basarlar, çok uçalma asarlar.
*
– Herşey incelikten, insan kabalıktan kırılır.
*
– Arayan belasını da bulur mevlasını da!
*
– İyi adam, lafının üzerine gelirmiş.
– İti an, çomağı hazırla!
*
– Nerde birlik, orda dirlik.
– Nerde çokluk, orda bokluk!
*
– İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur.
– İki çıplak, bir hamama yakışır.
*
– Bedava sirke, baldan tatlıdır!
– Ucuz etin yahnisi, yavan olur!
*
– Bülbülü altın kafese koymuşlar, yine “vatanım” demiş!
*
– El elin eşeğini, türkü çağırarak arar.
– Eşek ölür semeri kalır, insan ölür eseri kalır.
– Mektep cehaleti alır, merkeplik baki kalır.
– Eşşeğe altın semer vursan da eşek yine eşektir.
– Eşşeğin hatırı yoksa, sahibinin de mi yok?
*
– Sadece bitmişle yitmişe, olmuşla ölmüşe çare yoktur.
– Ölüm gelmiş cihane başağrısı bahane.
Tags: Barikai hakikat, Ehem mühim, Galatı meşhur, Hafızayı beşer, Osmanlı Atasözleri, Türk Atasözleri