Posts Tagged ‘CELAL ŞENGÖR’

EDEBİ

Pazar, Ağustos 31st, 2014

– Bir şeyi gerçekten isterseniz, bütün evren onu gerçekleştirmek için işbirliği yapar.

PAULO COELHO (SİMYACI)

…Enbiyadan yaşarım müstağni / bir örümcek götürür hakka beni /kitabım sahn-ı tabiat kitabı; / bendedir hayr ile şerr esbabı...(Rubab-ı Şikeste)

TEVFİK FİKRET

– Eğer insan, kısa cümleler kuruyorsa uzun yorgunlukları vardır.

BOB DYLAN

– Bugün dostun olan her kişi, yarının yürek yarası olacaktır.

THE GOOD SHEPHERD

– Metin dışında hiçbir şey yoktur.

JACQUES DERRİDA

– Yanlış üslup, doğru sözün celladıdır.

– Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi / bilmez ki sorsun, bilse sorardı.

– Hepiniz kendi ayıplarınızın hamalısınız, başkasının kusurlarını kınamayın.

– İnsan, bir damla kan ve bin endişeden müteşekkildir.

SADİ ŞİRAZİ

Güzel şeyler zaman alır.

SEDA EROĞLU

Yeni bir günün doğması için, pek çok yıldızın batması gerekir.

MUHAMMED İKBAL

-Bir ormanda yol ikiye ayrıldı ve ben

daha az kullanılmış olanı tercih ettim

ve bütün farkı yaratan da bu oldu.

ROBERT FROST

Nus ile uslanmayanı etmeli tekdir

Tekdir ile uslanmayanın hali kötektir

Tahsil cehaleti alır, eşeklik baki kalır. (Mektep cehaleti alır, merkeplik baki kalır.)

Diyar-ı küfrü gezdim beldeler, kaşaneler gördüm

Dolaştım mülk-i islamı hep viraneler gördüm.

İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez

Zira bu terazi bu sıkleti çekmez.

– En ummadığın keşfeder esrarı derunun

Sen herkesi kör alemi sersem mi sanırsın

ZİYA PAŞA

 Aklın süsü dil, dilin süsü sözdür

Kişinin süsü yüz, yüzün süsü gözdür.

Kişinin gönlü, dipsiz bir deniz gibidir. Bilgi, onun dibinde yatan inciye benzer. Kişi inciyi denizden çıkarmadıkça, o ister inci olsun isterse çakıl taşı farketmez.

YUSUF HAS HACİB (“KUTADGU BİLİG”)

 – Gerçek bilgelik, deliliktir. Kendini bilge sanmak da gerçek deliliktir.

– Yaşam tasayla yüklü olduğunda, yaşam adını taşımaya layık değildir.

ERASMUS

 – Olağanüstü, olağanüstü olanlar için olağandır.

SERDAR ÖZKAN (“Kayıp Gül”)

 – İnsanın öyle sırları vardır ki; kimseye söyleyemez, öyle sırları da vardır ki; kendisi dahi hatırlamak istemez.

– Tanrı yoksa, her şey mübahtır.

– İnsan sadece dertlerini düşünmeyi sever, hiç sevinçlerini düşünmez.

– Her şeyi anlıyorum ve bu beni öldürecek.

– Bir fikir ayrılığına rağmen karşındakine saygı duyabiliyorsan, insan olmuşsun demektir.

DOSTOYEVSKİ

– İyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar ise çalar.

PİCASSO 

– Ne, neyi, neyle örterse örtsün, her şeyin bir göstereni vardır.

– Yalnızlık, biraz da her şeyi bilmenin ta kendisidir.

YALNIZLIKLAR (OYUN)

 – Ekmek yemek için değil,

güzeli sevmek için buradayız.

– Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler.

Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus dediler.

Künyeni almak için partiye ettim telefon.

Bizdeki kayda göre, o şimdi mebus dediler

NEYZEN TEVFİK

 – Eğer dostluğumuz zaman ve uzaklıkla sınırlıysa, o yok demektir…

– Yüreğinde hissedersen, mesafe yoktur.

RİCHART BACH

 – Çok fazla uğraşma, en iyi şeyler hiç ummadığın zamanlarda olur.

– Hiç kimse senin gözyaşlarını haketmez. Onu hakeden, seni asla ağlatmayacak olandır.

-Birinin seni, senin istediğin gibi sevmemesi, onun seni tüm varlığıyla sevmediği anlamına gelmez.

Gerçek dost, elini tuttuğunda kalbine de dokunandır.

– Birini özlemenin en kötü hali, yanyana oturduğun halde hiçbir zaman elde edemeyeceğini bilmendir.

– Bu dünyada “bir insan” olabilirsin ama birisi için de “bir dünya” olabilirsin.

– Bir sona geldiğin için ağlama, onu yaşadığın için gülümse.

– Belden aşağısı bedenin aşkıdır, belden yukarısı ruhun.

G. GARCIA MARQUEZ

Sanat, baskıdan doğar.

Deha, imkanlara sahip olma duygusudur.

A. GIDE

Deha, kendinden başkasına tabi olmayandır. Başvuracağı araçlar üzerinde hüküm vermek yalnızca ona aittir. Çünkü; amacı bilen yanlızca odur. Bu yüzden kanunları yeniden yapmaya aday olan deha, kanunların üzerindedir. Yüzyılına hakim olan deha her şey olabilir, her şeyi tehlikeye koyabilir, her şey onundur.

– Beklemesini bilenin, her şey ayağına gelir.

– Kötü bir işin, en gizli tanığı vicdanımızdır.

– Her büyük servetin arkasında, büyük bir suç vardır.

H. BALZAC

– İnsanlar bir kere ergenlik acıları çeker, dehalar ise hep yeniden.

Cehaletin en tehlikeli hali, örgütlenmiş olanıdır.

– “Açlık”, en akıllı balıkları bile oltaya getirir.

– Küçük balıklar olmadan, büyük balıklar olmaz.

– Ya “örs” olacaksın ya da “çekiç”.

– “Yaratmak”, dinlenmektir.

– İnsanların kötü olduklarını görmek beni şaşırtmıyor ama bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce, hayretler içinde kalıyorum.

– Kardeşlerimi tanrı yarattı, dostlarımı ise ben buldum.

– Gerçek dost, düştüğünde sana yardım eden değil, seni düşürmemek için düşmeyi göze alandır.

– Çocuklar, ana-babalarından çok zamanlarına benzerler.

GOETHE

Yaşam ne geçmişte ne de gelecektedir, sadece yaşandığı anda gizlidir.

TEZER ÖZLÜ

– Her şey, olması gerektiği gibi oluyor.

ADALET AĞAOĞLU

– Belli bir medeniyet seviyesine erişmiş insanlar arasındaki dil, din, inanç farkları artık çok mühim birşey ifade etmez.

YAHYA KEMAL

– Sendeki güzellik on para etmez, bendeki bu aşk olmasa…

– Devletin uyuduğunu bilseydim, ben uyumazdım.

AŞIK VEYSEL

– Çok uzun anlatmak gerekti

ve biz sadece ima ile geçtik.

– Bir göl bir güle düşerse,

göl değil de gül bulanır.

– Acının vergisini verdik,

gülün haracını ödedik

Şimdi hüznü

demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra

HİLMİ YAVUZ

CEZMİ ERSÖZ:

– İnsan bir an geçmişe yenik düşmeye görsün, kırılgansa en dibe kadar gider ve kimse korumaz, tutmaz onu, o düştüğü yerde…

– Birini derinden koklamak, eski bir sevgiliye teslim olmaktır…

– Susarsan, en büyük hedefsindir…

‘Kendin olmak’, başkalarına ait zamanlarda, sürüklenmemek için odandan dışarıya çıkmaman gerekir. Çıktığın andan itibaren sen yoksundur artık.

Bütün felsefe kitapları, “kendin olmayı” telkin eder. Ancak aydının trajedisi tam da bu noktada, her an biraz daha yabancılaştığının farkına varmaktır.

—-

– Hayyam, “şarabı satıp da daha iyi ne almayı bekliyorlar?” diyordu. Ben de kitapçıların, kitabı sattıktan sonra yerine daha iyi ne almak istediklerini merak ediyorum.

CELAL ŞENGÖR

– Tam resim yapmayı öğrendim ama şimdi de ölüyorum.

– İnsanlar üçe ayrılır; görenler, gösterince görenler ve asla göremeyenler.

LEONARDO VİNCİ

– Bir insan hiçbir şeydir, ancak hiçbir şey de bir insan değildir.

C. DICKENS

– Daha iyi, iyinin düşmanıdır.

– Seninle aynı fikirde değilim ancak, senin de fikirlerini söyleyebilmen için gerekirse kellemi bile veririm.

Özgürlük, adaletten başka bir şey değildir.

– İnsanların pek çoğu yanlış düşünür, bir kısmı hiç düşünmez, geri kalanları da düşünenleri kötülemekle uğraşırlar.

– Dostluk, ancak erdemli insanlar arasında oluşabilen bir ilişkidir. Diktatörlerin uşakları, çete reislerinin yardakçıları ama yalnız erdemli insanların dostu vardır.

– Piramitler, dünyanın yedi harikasından biridir ama bunlar esir bir milletin anıtlarıdır ancak esir insanların meydana getireceği eserlerdir.

– Geminin yelkenini şişiren rüzgarlardır ama bazen batırdığı da olur. Ancak o rüzgarlar olmadan gemi yerinden oynamaz.

VOLTAİRE

– Kimse  senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz. Gemiyi limana getirip getirmediğine bakar.

Yoksulluğa katlanmaya gücü yetmeyenin, özgür olmaya da gücü yetmez.

– Dünyada hiçbir şey, zamanı gelmiş bir fikir kadar güçlü değildir.

– Ne zaman ki, “diktatörlük” bir vakıa olur, “devrim” bir hak haline gelir.

– Gelişme yolundaki barbarlıklara, “devrim” diyoruz. Devrimler sona erdiklerinde, insanoğlu hırpalanmıştır ama ilerlemiştir de.

– Bazı düşünceler birer “dua”dır. Öyle anlar vardır ki, bedenin duruşu ne olursa olsun, ruh secdeye kapanmıştır.

– Geçmişe teleskopla, şimdiye ise mikroskopla bakarız. Şimdiki zamanın görünürdeki muazzamlığı bundandır.

– “İyi olmak” kolaydır, zor olan “adil” olmaktır.

– Herkes ölür ama herkes yaşamaz.

Ölmek bir şey değil, korkunç olan, yaşamamaktır.

– Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın.

Paris’i kurtarmak, Fransa’yı kurtarmaktan daha büyüktür ve dünyayı kurtarmak demektir. İnsanlığın merkezi olan kutsal bir kenttir Paris. Paris’e saldıran, bütün insanlığa saldırmış demektir. Paris, uygarlığın merkezidir…Paris, devrim ülkesidir…Atina ve Roma gibi evrensel bir düşünce merkezidir.

VİCTOR HUGO

– Düşünmek için, durmak gerekir.

– Her insan, anlattığı şey içinde ölümsüzdür.

ALAİN

– İnsan ağlar, tanrı güler.

– İnsan, koşarken düşünemez.

MİLAN KUNDERA

Şark, oturup beklemenin yeridir.

A.H. TANPINAR

TERRY EAGLETON

“Azizler ve Alimler” adlı eserinden:

– ‘Doğru’ ya da ‘yanlış’ yoktur, sadece ‘kaçınılmaz’ olan vardır.

İnsanları isyan ettiren şey; özgürleşecek torunları hakkındaki düşler değil, köleleştirilmiş ataları hakkındaki anılarıdır…

– “Eşitlik” yok, yalnızca “farklılık” vardır…

– Yalnızca geçmişi unutursak, “özgür” olabiliriz

————-

– Her şey, bir insanı sevmekle başlar.

– Dünyayı gerçekten, güzellik kurtaracak.

SAİT FAİK

 – Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.

FUZULİ

***

S.EXUPERY

“Küçük Prens” adlı esrinden:

– Milyonlarca yıldızın sadece birinde bir çiçek var. Bu çiçeği de bir kuzu yerse, bu mudur önemsiz olan?

– Bir insanı sevebilmen için, bütün insanları sevmen gerekir.

– İnsan çevresine yüreğiyle bakmalı, onunla özdeşleşirsen onu anlayabilirsin.

– Kendini yargılamak, başkalarını yargılamaktan güçtür.

———–

– “Barika-i hakikat”, müsademe-i efkardan doğar. (Hakikat ışığı, fikirlerin çarpışmasından doğar.)

– Adaletin olmadığı yerde, devletin payesi veya gücü arşa çıksa bile bir gün yerle bir olur.

NAMIK KEMAL

– İnsanı mutluluğa götüren tanrı, “doğru tanrı”dır. Bu tanrıyı bulan da “akıllı insan”dır.

MARCEL AYME (“İğreti Surat”tan)

– Hayat, umutsuzluktan umut yaratmaktır.

– Dünya, binbir çiçekli bir kültür bahçesidir. Dünyamızdan bir kültürü koparırsak, dünyamızdan bir rengi, bir kokuyu, bir zenginliği yok etmiş oluruz. Tarih boyunca kültürler hep birbirlerini beslemiş, birbirlerini etkilemiş, birbirlerini aşılamışlardır. Uygarlıklar ve kültürler, çağımıza kadar, hiç birbirlerine zarar vermemişler, birbirlerini öldürmemişlerdir.

YAŞAR KEMAL

– “…Şartlar ne kadar elverişsiz olursa olsun, günün birinde devrimin gerçekleşeceğine inanıyorum da. İş, devrimden sonraki hayatın, insana gereksindiği mutluluğu verip veremeyeceğine geldi mi aklım karışıyor. Neden dersen, toplumun ve doğanın çelişkileri üstüne tutmuş koskoca bir sistem ve felsefe koymuşuz da birey olarak insanın iç çelişkilerini hiç hesaba katmamışız. Senin insan dediğin, kendini doğru ve haklı bir davaya adamış, kalıptan çıkma bir yaratık değil ki! Baştan ayağa karşıtlıklarla dolu bir varlık. Aynı zamanda iğrenç ve saygıdeğer, aşağılık ve yüce, ödlek ve cesur! Bunu demekle zannetme ki, insanı soyut ve değişmez bir kavram olarak alıp, şartlar ne kadar değişirse değişsin, o aynı kalacaktır demek istiyorum. Hayır o da değişiyor, değişiyor ama değişmesi kötüden iyiye, bilgisizden bilgiliye, vahşiden medeniye sürekli yükselen bir eğri çizmiyor. Çizdiği daha çok; iyiyle kötü, günahlarıyla sevap arasında aralıksız bir zikzak. Ayrıca, iyilik ve kötülük kavramları, koşullara göre değişen kavramlar.”

ATİLLA İLHAN “BIÇAĞIN UCU”

– Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.

– Şark, oturup beklemenin yeridir.

PEYAMİ SAFA

– Görmeden görebilirim ama düşünmeden düşünemem.

P. VALERY

Yaratan hürdür, yargılayan ise esirdir.

ANATOLE FRANCE

– Bu dünyada herkes layığını bulmuş olsaydı, hiçbirimiz cezadan kaçamazdık.

– Aslında hiçbir şey, iyi ya da kötü değildir. Her şey düşünce tarzına göre değişir.

– Bir at, bir at verene bir imparatorluk veriyorum.

– Korkaklar her gün, cesurlar bir kere ölür.

İnsanların çoğu:

Sevmekten korkuyor kaybetmekten korktuğu için,

Düşünmekten korkuyor sorumluluk getireceği için,

Konuşmaktan korkuyor eleştirilmekten korktuğu için,

Yaşlanmaktan korkuyor gençliğin kıymetini bilmediği için,

Unutulmaktan korkuyor dünyaya iyi bir şey vermediği için,

Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.

Durma üz kendini üzebildiğin kadar, hatalarını düzeltecekse,

Düşünme hiç şu anını, düşüncesizlik garantiliyorsa yarını,

Ve kork ölümden ölesiye, korkun seni ölümsüzleştirecekse…

SHAKESPEARE

– Herkes insanlığı değiştirmeye çalışıyor ama hiç kimse kendini değiştirmeyi aklından bile geçirmiyor.

– Varlığı bir şey kazandırmayan insanların, yokluğu da bir şey kaybettirmez.

– Bir Rus’u kazısanız, altından “Tatar” çıkar.

– Mutlu aileler birbirine benzerler, her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.

L.TOLSTOY

– Sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki; bir bütün olarak içimize sığmaz, sevdiğimiz insana doğru yayılır. Onda kendisini durduran başlangıç noktasına doğru geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur. İşte karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür. Bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebiyse, kendimizden çıktığını fark etmeyişimizdir.

MARCEL PROUST

MURATHAN MUNGAN:

– Yaşamın büyük paradokslarından biri; benlik bilincinin kaygıya yol açmasıdır. Aşk ve mutlu bir birleşme, sorgulayan “yalnız ben”in kaygısını ortadan kaldırıp ‘biz’ duygusuna dönüştürür. Böylece insan kaygıdan kurtulur ancak kendisini yitirir…

– Her birimiz aslında diğeriyle değil; onun bir hayaliyle ilişki kuruyorduk. Ben ona değil, onun benim için temsil ettiği kişiye aşık oldum.

– Ben sende bütün aşklarımı temize çektim.

– Aşk; birlikte yaşanmamış zamanları da / sevgilinin mazisini de ele geçirmek ister.

– Yılların rüzgar gibi geçmesine öfkelenme, gençliğe yakışan tutkuları teslim et geçmişe. Yapacağın etkinliklerin, yapabileceklerini engellemesine izin verme.

– Saklanmanın en iyi yolu, ortada gözönünde olmaktır.

BANA GERİ VER

zamanın eli değdi bize

çoktan değişti her şey

aynı değiliz ikimiz de

zaaflarına bir gece

hatalarına bir nilüfer

sevgisizliğine bir kalp verdim

artık geri ver, geri veremezsin aldıklarını

artık geri ver, geri verilmez hiçbir yanılgı

yokluğuma emanet et sen de benden kalanları

her şeyi al bana geri ver

bir şansım olsun

başka bir yer başka bir zaman

sensiz ömrüm olsun,

her şeyi al bir şansım olsun

başka yer başka zaman

sensiz ömrüm olsun

sensiz ömrüm olsun…

————–

Halk içinde muteber bir nesne yok, devlet gibi

Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi

*

– Korkuların en korkuncu, kendini beğenmektir /kibirdir.

*

Meyve dalına konsa bir karınca

Vebali olur mu karıncayı kırınca?

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN

Yarın hak divanını kurunca

Kanuni’den hakkın alır karınca

ŞEYHÜLİSLAM EBUSSUUD EFENDİ

*

 – Her güne kendi acısı yeter.

ANDRE MAUROİS

 (Susma! Sustukça sıra sana gelecek)

 Almanya’da Naziler

komünistleri içeri attı

sesimi çıkarmadım

çünkü; komünist değildim.

Sonra yahudileri içeri tıktılar

gene sesimi çıkarmadım

çünkü; yahudi de değildim

Derken sıra sendikacılara geldi

gene aldırmadım

çünkü; sendikacı da değildim

Sonunda beni de götürdüler

kimse sesini çıkarmadı.

 Rahip MARTİN NİEMÜLLER

 – Dahi gibi davranırsanız, dahi olursunuz.

SALVADOR DALİ

 – Reisim yapmak bir uğraş değil, yazgıdır.

P. CEZANNE

 – Hayal edebilirseniz, yapabilirsiniz. Her şeyin bir fareyle başladığını unutmayın!

WALT DİSNEY

*

– Kır kalemin ucunu

bundan sonraki yolculuğumuz

aşk yolculuğudur

aşkı kalem yazmaz

kitaplarda da bulamazsın

Bir şey yap güzel olsun

Çok mu zor?

O vakit güzel bir şey söyle

Dilin mi dönmüyor?

Güzel bir şey yaz

Beceremez misin?

Öyleyse güzel bir şeye başla

Ama hep güzel şeyler olsun

Fazla vaktin yok

Çünkü her insan ölecek yaşta

ŞEMS-İ TEBRİZİ

Meyvasız ağacı sallama boşa

Ne yaprağını dök ne gülü incit

Sevda sahrasında Mecnun değilsen

Ne Leyla’yı çağır ne çölü incit

Gönül çalamazsan aşkın sazını

Ne perdeye dokun ne teli incit

 HASRET GÜLTEKİN

– Bir çalışmayı bölen en kötü iki şey; zamansız çalan telefon ve davetsiz gelen misafirdir.

E. HAMİNGWAY

– İyi örneklerde, teşvik olsun diye isim veririm ama kötü örneklerde vermem. Ola ki, pişman olur.

– Sofrada “tuzluk” neyse, çalışma masasında “sözlük” de odur.

– Karpuz, “kabak” çıkarsa yemezsiniz ya kitap kabak çıkarsa?”

BİLGE KARASU

– Gençlik olgunlukla, cehalet bilgelikle, hastalık sağlıkla, sarhoşluk ayılmayla kendine gelir ama aptallık, sonsuza kadar sürer.

ARİSTOFANES

– “Metin”, tembel bir makinedir. Onu harekete geçirecek olan okurdur.

– Gülmek, korkuyu öldürür.

– Mutlu insanın, hikayesi olmaz.

– Az çalarsan hapse girersin, çok çalarsan kariyer yaparsın.

UMBERTO ECO

Aşırı mütevazilik, başkalarına çalışmayı gerektirir.

TARIK BUĞRA

İlham nasıl olsa gelir, asıl mesele onu sepetleyebilmekte.

BAUDALAİRE

– En kötüsü, sahip olmadığın şeylere ait olmandır.

– Bir kitap, başımıza inen bir darbe gibi bizi sarsmıyorsa, neden zahmet edip okuyalım ki?

– Her devrim gün gelir buharlaşır, ardından yapış yapış bir bürokrasi kalır.

– Ölümü arzulamaya başlamamız, bazı şeyleri anladığımızın ilk işaretidir.

– Bir an gelir artık geri dönemezsiniz, mühim olan o noktaya ulaşabilmektir.

– Kabul edilebilir olandan değil, doğru olandan başlayınız.

– Düşünceleri arasında sıkışıp kalmış bir eylemci, o durağanlıktan çıkmadan asla mutlu olamaz.

KAFKA

– İnsan, bir eksiklikler varlığıdır.

HERDER

– İnsan bir şeyi ciddi olarak istemeye görsün, hiçbir şey erişilemeyecek kadar yükseklerde değildir.

ANDERSEN

– Siyasetçiler gerçeği örtmek için, sanatçılarsa gerçeği ortaya çıkarmak için yalan söylerler

İyi kararlar tecrübe sayesindedir. Tecrübe ise kötü kararlar sayesindedir.

WİLL ROGERS

– İnsan gündüzleri çalışıp didinir, geceleriyse acı içinde kıvranır.

HESEİDOS

– İyiliği sadece iyiler, kötülüğü herkes anlar.

CENAP ŞAHABETTİN

– Birini affedememek, intikama bile dönüşse ona bağımlı olduğunu gösterir.

HANRY GİBSEN

– Güzellik, mutluluğu vaadeder.

STENDAHL

ÖZLÜ SÖZLER – SOLDAN

Salı, Ekim 26th, 2010

– Faşizme karşı birleşmeyenler, faşizmin zindanlarında buluşurlar.

BERTOLT BRECHT

– Kitleleri harekete geçirmek için, mitlere ihtiyaç vardır.

G. SOREL

– Tek temel ve mümkün olan “sosyalizm”, seçkin insan türünün sosyalleşmesidir.

– Yirmisinde solcu olmayan eşektir, kırkında solcu kalan şeddeli eşektir.

– Doğruları biliyorsan, yalanları dinlemek eğlencelidir.

-Altın kural şudur; herhangi bir altın kural yoktur. 

– Özür dileyerek, yakınlık göstererek ve son arzularında cömert davranarak, suçluları ve soysuzları idam edip ortadan kaldırmalıyız.

BERNARD SHAW 

– Devlete ihtiyaç yoktur…Devlet tarafından yapılan sömürü daima yöneticiler ve ücretli köleler anlamına gelir. Bizler insanın insana hükümet etmesini, insanın insanı sömürmesinden daha fazla arzulamıyoruz. Sosyalizm, hükümetçiliğin karşıtıdır….bizler bu birliklerin…demokratik ve toplumsal cumhuriyetin ortak bağında birleşecek engin bir birlikler ve gruplar federasyonunun ilk bileşenleri olmasını arzuluyoruz.

PROUDHON

– Ben toplumsal refahın ve özellikle de toprağın, toplumsal tasfiye anlamında kollektifleştirilmesi için oy kullanacağım. Toplumsal tasfiyeden, bugün olduğu üzere mülkiyetin yaptırımcısı ve yegane garantörü olan kanuni ve siyasi “devlet”in lağvedilmesiyle, şu anda mülk sahipleri olanların tamamen mülksüzleştirilmesini anlıyorum… tüm daha büyük hoşnutluklarıyla birlikte, komünlerin solidarasyonunu destekliyorum…çünkü böylesi solidarasyon aşağıdan yukarıya bir toplum örgütlenmesini içermektedir.

BAKUNİN

– Anarşinin kaynağı, devlettir.

PASCAL

– Herkes aynı fikirde olursa, toplumda gelişme olmaz.

– Bütün insanlar eşit yaratılmışlardır. Onları yaratan tanrı, kendilerine vazgeçilmez bazı haklar vermiştir. Bu haklar arasında; yaşama, özgürlük ve refahını arama hakları yer alır. Bu hakları korumak için, insanlar arasında meşru iktidar, hak ve yetkilerini yönetilenin rızasından alan hükümetler kurulmuştur. herhangi bir hükümet şekli, bu amaçları tahrip eder bir nitelik kazanırsa, onu değiştirmek veya kaldırmak ve temelleri kendi güvenlik ve refahlarını sağlamaya en uygun görünecek ilkeler üzerine dayanan, güç ve yetkiyi aynı amaçla örgütleyen yeni bir hükümet kurmak, o halkın hakkıdır.

THOMAS JEFFERSON

– Esas olan, kuvvetler ayrılığıdır (yasama, yürütme, yargı).

MONTESQUİEU

– İnsan, özgür doğar ama hayatın her anında zincire mahkum edilir.

 – Bütün kavgaların, felaketlerin, tüm kötülüklerin anası;özel mülkiyet”tir. Özel mülkiyetin olmadığı yerde haksızlık da yoktur.

– Esas olan, kuvvetler birliğidir yani yasama, yürütme ve yargının aynı erkte olmasıdır.

J.J. ROUSSEAU

MARX:

Tarihi yapan, insandır…

– Alt yapı, üst yapıyı belirler…

İnsanlık tarihi, sınıf çelişkisinden ibarettir.

Komünizmin önündeki engel, burjuvazinin eksikliğidir.

– “Din”, toplumun afyonudur.

– İnsan, ne üretirse ona yabancılaşır.

– Toplumsal reformlar, güçlünün zayıflığından ötürü değil, zayıfın gücünden ötürü gerçekleşir.

Kapitalist, kendisinin kapitalist olmasından sorumlu değildir ama ilişkilerin kurulmasına yardımcı olduğu için sorumludur

– Bir memleket iki şekilde talan edilir; “düşmanlar” ve bizzat o ülkenin kendi “maliyesi” tarafından.

– Fatih ülkeler, fethettikleri ülkelerin etkisi altına girerler. 

– Zorun güzelliği, doğallığındadır.

– İşçilerin vatanı yoktur.

– Gelecek için bir program geliştiren insan, devrimcidir.

– Mülkiyet, hırsızlıktır.

– Marx 1850’de “din; ruhsuz bir dünyanın ruhu, ezilenlerin haykırışı, kalpsiz bir dünyanın kalbidir. Din, kitlelerin afyonudur” der. O zamanlar insanların acılarını azaltsın diye “afyon” yutturuyorlar. Bunu Marx, “din uyuşturucudur” demiş gibi lanse etmeye çalışıyorlar, bu sözü bu manada yorumluyorlar. Aslında o bu sözü ile dini övmektedir. Din için, “ruhsuz bir dünyanın ruhu”, insanlar için dinden başka teselli edici bir çözüm kalmamıştır diyor.

ÖMER LAÇİNER

  Devlet, tanrının dünya üzerindeki yürüyüşüdür.

– Sanat, bir fikir hareketidir.

– Bir insanın  sana neler verebileceği değil, senin için nelerden vazgeçeceği önemlidir. 

 HEGEL

Faşizm, bir dindir.

MUSSOLİNİ

– Şüphelendiğini öldür. Devrim, her şeyden önce gelir.

– İktidarın, olgun bir meyve gibi ellerine düşmesini bekleyenlerin bekleyişi, hep sürecektir.

– “Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakabileceğin en iyi miras dürüstlüktür.”
– Ne kadar farklı olursa olsun, sana ait olmayana tenezzül etme ve ne kadar basit olursa olsun, senin olmayandan asla vazgeçme.
– Arkamdan konuşmaya devam et. Çünkü, karşıma çıkacak kadar büyük değilsin!
CHE GUEVERA
– Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin ve arkandan konuşana da darılma, onu adam yerine koyan sensin.

GORKİ

Muhafazakarlık, tedavi edilebilir bir hastalıktır.

M. LERNER

Beyaz ırk, insanlık tarihinin kanseridir.

S. SONTAG

Avrupa projesi, bir medeniyet projesidir.

W. MARTENS

Kemalizm, laik bir dindir.

Prof. Dr. ALTAN GÖKALP

Solculuk, en ileri üretim biçimlerine sahip çıkmaktır. En ileri üretim biçimi, insanın refahını ve özgürlüğünü pekiştirir.

– Devletin herkese eşit mesafede hizmet verebilmesi için, “devletin ideolojisiz olması” gerekir. Birileri “din devleti” peşinde koşarsa, birileri de “askeri devlet” peşinde koşar.

 – Devletçilik, toplumların zenginleşmesini sağlayamıyor aksine bürokrasinin ve devletin bir soygun batağına düşmesine yol açıyor…

 – Sol; ırka değil bizatihi insana, ulus-devlet anlayışına değil; ‘evrenselleşmeye’, kültürlerin zıtlaşmasına değil; küreselleşmeye sahip çıkan bir kimliğe bürünüyor.

 ‘İçe kapalı anlayış’; ekonomide dünyaya kapalılık, bölgesel ekonomik ittifaklara karşı çıkmak da ‘faşizmin yeni yüzü’ olarak görülüyor.

 Sol, serbest değişimi, ekonomik ittifakları, dünyaya açılmayı savunuyor.

 Liberalizm, bireyin özgürlüğünü, devlet karşısında bireyin korunmasını amaçlayan bir düşünce biçimidir. Odağı bireydir, birey ve onun özgürlüğü için vardır.

 Marksizm de evrenin değişimini araştıran, toplumsal dinamiklerin kaynaklarını irdeleyen bir felsefedir, değişim bilimidir.

 – Dünyayı değiştirmek isteyen Marksistlerin hedefleriyle, bu liberal değişim çelişmiyor çakışıyor.

 – Sanayileşme dönemi bitiyor…Ulus-devlet dönüşüyor…Sosyolojik yapı değişiyor…Daha önce Marksizm ile liberalizm çatışırken şimdi benzerlikleri ön plana çıkmakta…

 Marksizm de hümanizma var…Liberalizmde de bireyin üstünlüğü…İkisi de mümkün olduğunca “az devlet” peşinde. Bu yeniçağ aynı zamanda yeni bir sentez çağı, marksizmle liberalizmi evlendirecek bir çağ.

 …Yaşamın akışındaki değişim ve dönüşümü marksist bir yöntemle ele alan ve piyasa ekonomisini de zenginleşmenin tek gerçek reçetesi olarak kabul eden bir anlayış…Hayata bakarken Marksist…Ekonomiye bakarken liberal…Yaşamı kavramaya çabalarken de “marksist-liberal”…

 MEHMET ALTAN

– Kuran’dan asla kapitalizm çıkmaz, “abdestli kapitalizm” hiç çıkmaz. Müslüman antikapitalisttir, çünkü “mülk Allah’ındır”. Bütün kötülüklerin başı özel mülkiyettir. Kuran-ı Kerim‘den illa bir ekonomik düzen çıkarılacaksa, çağımızdaki kavramları kullanarak söylersek, sosyalizme eğilimlidir. Ahlaki ve dini bir sosyalizm çıkar. İslamın siyasi, politik duruşu sol bir duruştur, sağcı değil.

İHSAN ELİAÇIK

– Batı dışı dünya hakkında Marx ve Engels‘in düşünceleri bütünüyle emperyalisttir…ABD‘nin, Meksika‘nın epeyce toprağını ilhak etmesiyle sonuçlanan savaşı Marx kendi cümleleriyle, “tembel ve çaresiz Meksikalılara karşı uygarlaşmanın lehine bir netice” olarak nitelemiş ve desteklemiştir.

Fransa‘nın Cezayir‘i işgali de “ilerleme ve uygarlık için önemli ve talihli bir olay”dı. Çünkü, “Bedeviler bir haydutlar ulusu” idi.

Marx, İngilizlerin Hindistan‘ı işgalini de aynı mantıkla desteklemiştir. Çünkü Hint toplumsal hayatı, Marx’ın tabiriyle “değersiz, durağan ve bitkisel” idi.

 RASİM OZAN KÜTAHYALI

      – İhtiyaç, icadın anasıdır.

                   Felsefe, mantık ve diyalektikten oluşur.

 – Erkek burjuvazidir, karısıysa proleteryayı temsil eder.

– Ne mutlu o yoksullara ki, öteki dünya onlarındır ve er ya da geç bu dünyada onların olacaktır.  

ENGELS

  – Az gelişmiş toplumlarda “ordu”, kendi halkına karşı kullanılmak için vardır. 

 – Her devrimin temel sorunu, “iktidar” olmak içindir.

– Yumurtalar kırılmadan, omlet” (devrim) olmaz.

– Ne kadar kötü olursa, o kadar iyidir.

LENİN

– Filozofun gerçek işlevi; dünyayı değiştirmek değil, onu anlamaktır.

Sosyalizmin bana göre arzu edilir bir tarafı yok. Çünkü, hiçbir özgürlük vermiyor, bir bilginin engelsizce edinilmesine izin vermiyor. Dogmacılığı teşvik ediyor. Bir düşünceyi yaymak için baskı kullanılmasını öneriyor. Ben ki eski liberalim, onun yapıp ettikleri çoğu kez pek az hoşuma gidiyor.

– Orta halli bir Rus, Stalin zamanında çarlık zamanına göre daha az mutluydu.

– Lenin kendisi için değil de bir inancı cisimlendirmek için ortaya çıkmıştı. Fakat inancı çok dar göründü bana. Marxçı yörüngenin dışında hiç mi hiç düşünemeyen bir “bağnaz” gördüm ben onda.

– Lenin’in bir “proleter” sayıldığı fakat dilenciler, yiyecek bir lokması olmayan zavallılar için “burjuvazinin uşakları” deniyordu.

B. RUSSELL

   G.V.PLEKHANOV:

 Formel mantık, realitede geçer değildir. Hareket, ayniyet ve çelişmezlik prensibine tabi değildir. Çünkü; madde hareketsiz, hareketsiz de madde olmaz. Bütün alemin esası bu hareketli maddedir. Hareket halindeki bir cisim, aynı zamanda hem burada hem de başka yerdedir..Hem vardır hem de yoktur. Bizzat bu değişmenin varlığı, gerçekte çelişmezlik mantığı yerine, çelişme mantığı veya diyalektiğin cari olduğunu gösterir.

 Ya formel mantık doğrudur, o zaman realiteyi inkar etmeli ya da realite doğrudur, o zaman da formel mantık ilkelerinin geçerliliği yoktur.

 Eğer mantığımız doğruysa, Zenon gibi “hareketi” inkar etmemiz gerekir.

…/…

– İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır.

LORD ACTON

– “Minnettarlık”, köpeklerin alışkanlığıdır.

– İki şeyden taviz verilmez; vatan ve ordu.

– En büyük hatalarımdan birisi; imzaladığımız “Güvenlik İşbirliği Antlaşması”na Hitler’in sadık kalacağını düşünmemdir. 

– Bir insanın ölümü trajik, binlercesininki dramatik, bir milyonun ölümü ise istatistiktir.

– “Benim kör, küçük kediciklerim bensiz ne yapacaksınız?”

– Hedefini belirle, kovala, yakala ve yoket. Dünyada bundan daha güzel birşey yoktur.

– Dişini ne kadar gösterirsen o kadar iyidir.

STALİN

– Bir köle olarak yaşamaktansa, bir “özgürlük savaşçısı” olarak ölmek daha iyidir.

  YILMAZ GÜNEY

– Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz.

– Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler; fırıldak olurlar.

UĞUR MUMCU

– En tehlikeli yönetim, hem cahil hem cesaretli olanların yönetimidir.

ERTUĞRUL GÜNAY

– Düşündüğünü söylemeye korkmaya başladı mı kişi, düşünmekten de korkmaya başlar.

VEDAT TÜRKALİ

– Bilinç, baskıdan doğar.

– Sömürü düzenine karşı çıkmak için; sosyalist/ marksist olmak, ulusunu, halkını sevmek için; ırkçı/milliyetçi olmak, adil bir insan olmak için de ahlakçı/dinci olmak zorunluluğu yoktur. Dahası bu türden yaklaşımlar; sınıfsal, etnik ve dogmatik bir tutum içinde sorunları çözen değil, derinleştiren bir anlayıştır.

– Eşitlik, “eşitler” arasındadır. Eşit olmayanları eşitlemeye çalışmak, eşit olmayanların sömürüsüne dönüşür.

– Din ve ideoloji; bilim öncesi, “ahlakçı” öğretilerdir.

AHMET AĞI

    Marxizm, toplumumuzun gerçeklerine uydurulacak yerde, toplumumuzu kafamızdaki yarım yırtık yani aptallığımızın marxizmine uydurmak istemişizdir…Memleketimizde, 50 yıllık marxizm çabalamalarının içine düşürüldüğü durum, marxizmi tersine çevirdiğimizden ileri gelir…Değişen şartlara göre değişen tedbirler gerekir. Dogmatizm, değişen durumların karşısına eski gerçeklere göre alınmış tedbirlerle çıkmaktır. Dünyada değişmez gerçek yoktur…Batılı toplumlara benzemeyen doğulu toplumlarda durum daha da çapraşık sayılmalı, kesinliklerden, genellemelerden büsbütün kaçınılmalıdır. Bir durumun değiştirilebilmesi için onun genel gerçeklerini bilmek hiçbir işe yaramaz, özelliklerinden yola çıkılmadıkça hiçbir durum işe yaramaz.

Her ülkenin sosyalistleri, kendi yollarını kendileri bulmak daha açıkçası, kendi sosyalizmlerini kendileri yaratmak zorundadırlar.

  KEMAL TAHİR

– “…Şartlar ne kadar elverişsiz olursa olsun, günün birinde devrimin gerçekleşeceğine inanıyorum da. İş, devrimden sonraki hayatın, insana gereksindiği mutluluğu verip veremeyeceğine geldi mi aklım karışıyor. Neden dersen, toplumun ve doğanın çelişkileri üstüne tutmuş koskoca bir sistem ve felsefe koymuşuz da birey olarak insanın iç çelişkilerini hiç hesaba katmamışız. Senin insan dediğin, kendini doğru ve haklı bir davaya adamış, kalıptan çıkma bir yaratık değil ki! Baştan ayağa karşıtlıklarla dolu bir varlık. Aynı zamanda iğrenç ve saygıdeğer, aşağılık ve yüce, ödlek ve cesur! Bunu demekle zannetme ki, insanı soyut ve değişmez bir kavram olarak alıp, şartlar ne kadar değişirse değişsin, o aynı kalacaktır demek istiyorum. Hayır o da değişiyor, değişiyor ama değişmesi kötüden iyiye, bilgisizden bilgiliye, vahşiden medeniye sürekli yükselen bir eğri çizmiyor. Çizdiği daha çok; iyiyle kötü, günahlarıyla sevap arasında aralıksız bir zikzak. Ayrıca, iyilik ve kötülük kavramları, koşullara göre değişen kavramlar”.

ATİLLA İLHAN “BIÇAĞIN UCU”

 – Türkiye’de “sağ” soldur, “sol” da sağdır.

– Türk Kurtuluş Savaşı, “anti-emperyalist” bir savaş değildir. 

        İDRİS KÜÇÜKÖMER

Herşey değişebilir, herşey tartışmaya açıktır. Ancak dinler, marxistler, Stalin, Hitler bunu kabul etmiyor. Bir tek bilim herşeyi tartışmaya açar. Üstelik onda da amaç, tartışmanın sonunda doğruyu bulmak değil, ona yaklaşmaktır. Bunu da yanlışları eleyerek yapar.

– At çok fazla çalışıp, yarışı kazanıyor. Atın sahibine 3 milyon lira, ata binen jokeye 250 bin lira, ata ise kazandı diye havuç veriyorlar. Hah işte o at biziz…

CELAL ŞENGÖR

– Eşitlik yok, yalnızca farklı olanlar var. Biraz ondan biraz bundan biraz da ötekinden…

WİTTEGENSTEİN

 İdeoloji, kendine göre bir mantığı ve tutarlılığı olan, belli bir toplum içinde tarihi bir görevi bulunan, bir tasavvurlar (imajlar, mitler, ve fikirler) bütünüdür.

  – Ayrıca ideoloji; maddi yaşamı din, ahlak ve bir anlamda da felsefe düşüncesiyle açıklayan tasarımlara ilişkindir. Kısaca ideoloji, bilim öncesi düşüncedir. Bilim düşüncesi ise tarihi ve toplumu, maddi yaşamın temel koşullarına göre açıklamaktır.

ALTHUSSER (Hilmi Yavuz, “Kültür Üzerine”)

 – Bir ülkeye diktayı yapanlar değil, “boyun eğenler” getirir.

– Sizin yüksekliğiniz, bizim eğilmişliğimizdendir.

BÜLENT ECEVİT

 – Önemli olan kedinin ak ya da kara olması değil, fareyi yakalamasıdır.

– İnsanların sosyal varlığı, düşüncelerini tayin eder. Öncü sınıfı temsil eden doğru düşünceler, yığınların içine girer girmez, toplumu ve dünyayı değiştiren maddi bir kuvvet haline gelir.

– Herşeyi değiştirecek, acıdan ve ölümden korkmayan bir nesil yetişecek.

 MAO

– İnsan, yediği şeydir ve insan insanın tanrısıdır. Tanrı, insanın idealleştirilmiş olarak dışavurumudur.

L. FEURBACH

 

 İnsanın gelişimi, tanrının yerine kendisini koyabilme çizgisindedir.

*

“Tanrı”, sıradan insan entellektüelizminin göğe yansımasıdır.

– “Tanrı”, insan yaratılarının en kutsal olanıdır.

         YALÇIN KÜÇÜK

Sol, ezilen ve dışlananların sözcüsü olan düşünce akımının adıdır…Ezilen ve dışlananlar 1960’larda işçiler ve köylülerdi. Sol bunların sözcüsü oldu. 70’lerde Kürtleri farkettik ama temelde Kemalist olduğumuz için onlara uzak durduk. 80’lerde bu kategori tüm dünyada fevkalade çeşitlendi; çingeneler, kadınlar, sakatlar, eşcinseller, vicdani redçiler vb. Ama biz bu yıllarda canımızla uğraştığımız için farkında bile olmadık. 90’larda kendimize gelmeye başlayınca baktık ki, bunların yanısıra Türkiye’de Aleviler, üniversiteye sokulmayan başörtülü kızlar, ateistler, gayrimüslimler…hepsi de ezilmişler ve dışlanmışlar kategorisinin has elemanları. Şimdi sol demek, işte bütün bunların sözcüsü demek”.

BASKIN ORAN

“Ancak bir noktada Marx yanıldı. Proleterya ve burjuvaziden oluşan iki kutuplu dünya oluşacak diye beklenirken orta sınıf büyüdü. Bugün dünyayı değiştirecek olan işte bu orta sınıftır, küçük üreticiler ve girişimcilerdir.”

NABİ YAĞCI

 – Burjuva kültürünün demokratlaşmasıyla, niteliği değişmeden çok sayıda insana ulaşıp yaygınlaşmasıyla, “mutlu azınlık kültürü” olmaktan çıkıp, “mutlu çoğunluk’ “kültürüne dönüşebilir.

Eğer bir “tanrınız” yoksa, saygılarınızı Hitler veya Stalin‘e sunarsınız.

T.S. ELİOT

Komiserin manivelası; “devrim”. Dava, alt yapıyı değiştirmek, üst yapı kendiliğinden değişir. Yogi içinse kurtuluş, içimizde. Aksiyon, bir tuzak. 

Zıt yaklaşımlara sahip oldukları için, komiserle yogi uzlaşamaz.

ARTUR KOESTLER

 Marxizm, aşılamaz tek toplum felsefesidir. Benim yaptığım ise, onun unuttuğu bireyi yerine koymaya çalışmaktır.

-Tanrı olmadığı için, bütün yaptıklarımızdan sorumluyuz.

-İnsan temelde, tanrı olmak isteğindedir.

– Düşünce özgürlüğünün olmaması, düşüncenin ifade edilememesi değil, insanın düşünmemesidir.

– İnsan olmak istediği, kendini tasarladığı şeydir…Başkalarını seçerken kendimizi seçeriz.

SARTRE

– Coğrafya kaderdir.

İBN-İ HALDUN

– İnsanlar, sınırlardan önemlidir.

 V. HAVEL

– Sol her şeyden önce, hümanizmdir. İnsan, “insan” olduğu için değerlidir.

ZÜLFÜ LİVANELİ

Sol; ilericidir, enternasyonaldir, devrimcidir, hümanisttir. Bizde ise kendisi gibi düşünmeyene, yaşamayana tahammül edemeyen, “faşist solcular” var.

 SİNAN ÇETİN

– Aç insanların karnını doyurduğum zaman bana, “kahraman” diyorlar. Bunların neden aç olduğunu sorduğum zaman ise bana, “komünist” diyorlar.

Cardinal HELDER PESSOA CAMARA

– Bireye tek olma imkanı vermeyen, “kollektivizm şeytandır”. “Tek insan”, tanrı karşısında sorumlu olan insandır.

 KİERKEGAARD